Psikiyatri Hemşireliği Dergisi’nde 2011 yılında Nur Elçin Boyacıoğlu ve Leyla Küçük tarafından yayınlanan “Ergenlikte Mantık Dışı İnançlar Sınav Kaygısını Nasıl Etkiliyor?” konulu makalenin verilerine göre:
Bilişsel davranışçı terapi modellerinden biri olan, Albert Ellis’in (1962) geliştirdiği, Akılcı Duygusal Davranış Terapisi (ADDT/ Rational-Emotive Behavior Therapy-REBT), kuramsal görüşlerini ve uygulamalarını dayandırdığı “mantıkdışı inançlar” kavramı, bireyde psikolojik rahatsızlıklara yol açan “çarpıtılmış” düşünceler, inançlar olarak bilinmektedir. Buna göre, bireyin karşılaştığı bir olay karşısında rahatsız edici olumsuz duygular yaşamasının nedeni olayın kendisi değil; bireyin o olaya ilişkin akılcı ya da gerçekçi olmayan bakış açıları, inançları ve düşünceleridir. (2)
Ellis’e göre akılcı olmayan inançlar, kişisel yıkım, duygusal sorunlar, bedenin zayıf düşmesi gibi sonuçlar doğurabilir. Mantıkdışı inançlar, akılcı olmayan (irrasyonel) inançlar, bilişsel çarpıtmalar, olumsuz otomatik düşünceler benzer kavramsal içeriğe sahiptir. (3)
Akılcı inançlar, esnek, realite ile tutarlı, mantıklı ve bireyin psikolojik sağlığını destekleyen ve kendisi için anlamlı hedeflerine ulaşmasına yardımcı olan inançlardır. Akılcı olmayan inançlar ise katı, realite ile tutarsız, mantık dışı, bireyin psikolojik sağlığına engel oluşturan ve kendisi için anlamlı kişisel amaçlarından uzaklaştıran inançlardır. (4)
Akılcı olmayan inançlar, uygun olmayan sonuçlara neden olurlar. Akılcı olmayan inançlarda, gerçekler, sıklıkla abartılır ve aşırı genelleştirilir. Akılcı olmayan inançlar gözlenebilir, ölçülebilir ve denenebilir (ampirik) gerçeğe aykırıdırlar. Asıl olay ve durumlara dayanmazlar. Akılcı olmayan inançlar mutlak ve dogmatiktirler (kesin ve tartışmaya yer vermezler). Tercih yerine mutlaka olması gerekenlerle, istekler, arzular yerine ihtiyaçlarla, zorunluluklarla ifade edilirler. Akılcı olmayan inançlar, genellikle uzun yıllar boyunca uygulanan, tekrarlanan alışkanlıklardır.[5]
Tüm insanların akılcı olmayan inançlarla değerlendirme yapmaya biyolojik eğilimleri vardır. Ancak bazı insanların eğilimleri daha çoktur. İnsanların akılcı olmayan düşünme eğilimleri, kendini yıkma alışkanlıkları, ayrıntıcılıkları ve hoşgörüsüzlüğü genellikle aile ve içinde bulunduğu kültür tarafından aktarılır. Bu da en çok erken çocukluk yıllarında oluşur.[6]
İnsanlar mantıksızlığa eğilimli olarak dünyaya gelirler, bununla beraber bu eğilimleri çevreleri tarafından beslenir, özellikle de insanların dış etkenlere en çok yatkın oldukları ilk çocukluk döneminde etkilendikleri düşünülmektedir. Ancak doğuştan gelen bireysel farklılıklar da kabul edilmektedir. İnsanlarda mantık dışı inançlar, çeşitli nedenlerle şekillenmektedir. Birincisi, çocuk özellikle gelecekteki doyumdan daha çok şimdiki doyumda ısrar ettiğinden, iyi düşünememektedir ve gerçek korkularını fantezi korkularından doğru olarak ayırt edememektedir. İkincisi, çocuk başka insanların düşüncelerine ve planlarına bağımlıdır. Üçüncüsü; anne-babanın, aile üyelerinin mantıksız eğilimleri, önyargıları, batıl inançları vardır ve bunları çocuğa geçirmektedir. Dördüncüsü; bu süreç tüm medyanın öğretileri ile yoğunlaşmaktadır. Böylece, birey gelişim sürecinde mantıksız düşüncelerini de artırarak ve mantıksız düşünceleri daha da güçlenerek büyümektedir.[7]
Ellis’e göre insanlar, yaşamlarında kötü bir olay yaşadıklarında, zorlandıklarında, strese maruz kaldıklarında, eğer önemli ölçüde irrasyonel düşüncelere bağlılarsa, ciddi derecede duygusal rahatsızlık yaşayabilmektedirler. [4]
Bu akılcı olmayan inançlar çoğunlukla; “Bunlara dayanamam! Bu korkunç bir şey! Böyle bir şey olamaz! Ben değersiz biriyim!” şeklinde ifade edilmektedir.
Mantık dışı inançların daha çok; olumsuz sonuçları fazlaca abartan, -meli, -malı şeklinde düşünen, diğerlerini kendinden daha değerli algılayan bireylerde ortaya çıktığı görülmektedir. [4]
İnsanlar kendilerini koruma, mutlu olma, düşünme, kendini açıklama, sevme, diğer insanlarla iletişim kurma, büyüme ve kendini gerçekleştirmeye ilişkin eğilime sahiptir. Ancak insanlar aynı zamanda, kendini yok etmeye, düşünmekten kaçınmaya, ertelemeye, hatalarını sürekli tekrarlamaya, toleranssızlık ve mükemmeliyetçilik geliştirmeye, batıl inançlara, kendini suçlamaya ve gizil güçlerini gerçekleştirmekten kaçınmaya ilişkin eğilime de sahiptir. Birçok insan, kendilerine zarar verecek inanışları nedeniyle, kendilerini duygusal olarak rahatsız hissedecekleri durumlara sokmaya güçlü bir eğilim duymaktadırlar. Bu yüzden de iyi bir ruh sağlığına ulaşmayı ve bunu korumayı imkansız hale getirirler. (8)
Ellis (1963), 11 mantık dışı inanç ya da akıldışı düşüncenin olduğunu ifade etmiştir. Bunlar:
1) Toplum içinde, herkes tarafından sevilmeli ve onaylanmalıyım.
2) Her zaman başarılı olmalıyım ya da en azından bir ana alanda başarılı olmalıyım.
3) Bazı insanlar kötü ve art niyetlidir ve bu nedenle suçlanmayı ve cezayı hak ederler.
4) Mutsuzluk, dış etkenlere bağlıdır ve kişinin bu dış etmenleri kontrol etme yeteneği çok azdır.
5) Kişinin bugünkü davranışlarının belirleyicisi geçmiş yaşantısıdır. Geçmişte hayatınızı güçlü bir şekilde etkileyen şey/durum benzer etkilerini ilerde de gösterir.
6) İnsan problemlerinin değişmez, kesin ve mükemmel çözümleri vardır. Eğer bunlar bulunamazsa sonuç felakettir.
7) Olayların kişinin istediği biçimde olmaması korkunç ve feci bir şeydir.
8) Bir şeyi tehlikeli ya da korkutucu olarak görürsen, zihnini bununla meşgul etmeli ve endişe duymalısın.
9) Yaşamdaki bazı güçlükler ve kişisel sorumlulukları üstlenmektense, onlardan kaçmak daha kolaydır.
10) Bir insan diğer insanlara bağımlı olmalı ve kendisinden daha güçlü, güvenilebilecek birisine ihtiyaç duymalıdır.
11) Kişi, diğer insanların güçlükleri ve problemlerine çok üzülmelidir. (4-35)
Kaynakça ve İleri Okuma:
1) Elçin Boyacıoğlu, N., & Küçük, L. Ergenlikte Mantık Dışı İnançlar Sınav Kaygısını Nasıl Etkiliyor?. Psikiyatri Hemşireliği Dergisi, 2(1), 40-45.
2) Bond F, Dryden W. Modifying irrational control and certainty beliefs clinical recommendations based upon research. In: Dryden W, editor. Research in counselling and psychotherapy practical application. London: Sage Publishings; 1996. p. 162-83.
3) Çivitci, A. İlk ergenlikte mantık dışı inançlar ve yaşam doyumu arasındaki ilişkiler. Eurasian Journal of Educational Research 2009;37:91-109
4) Ağır M. Üniversite öğrencilerinin bilişsel çarpıtma düzeyleri ile problem çözme becerileri ve umutsuzluk düzeyleri arasındaki ilişki. [Doktora Tezi] İstanbul: İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; 2007.
5) Ortaçkale Y. Akılcı davranış eğitimi. [Doktora Tezi] Adana: Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; 2008
6) Ellis A. Rational emotive behaviour therapy. In: Jones RN, editor. Six key approaches to counseling & therapy. London: Paston PrePress; 2000. p. 181-227
7) Oğurlu U. Düşünsel Duygulanımcı Davranış Terapisi (DDDT) odaklı grupla psikolojik danışmanın ergenlerdeki benlik saygısı düzeyine etkisi. [Yüksek Lisans Tezi] Mersin: Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; 2006.
8) Altıntaş, G. Liseli ergenlerin kişilerarası iletişim becerileri ile akılcı olmayan inançları arasındaki ilişkinin bazı değişkenler açısından incelenmesi. [Yüksek Lisans Tezi] Ankara: Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü; 2006.
Psikiyatri hemşireliği yüksek lisans öğrencisi ve acil servis klinik hemşiresidir.
Toplum ruh sağlığı, varoluşçuluk, evrimsel psikoloji, felsefe, tiyatro, tarih ve teknoloji sever.
Ruh sağlığına yönelik çeşitli hizmetlerde gönüllü olarak görev alır.
Hayat yolcusu, insan yavrusudur.
E-posta: enestapli@gmail.com