Herkese esenlikler diliyorum.
Bir süre önce deneyimleri ve tecrübeleri anlama ve öğrenme yolunda röportaj serisine başlama adımı atmıştım. Bugün geldiğim noktada “İyi ki” diyorum. Çünkü tanıdığınızı düşündüğünüz insanları bile farklı açıdan görebilme fırsatı edinebiliyorsunuz.
Engin Geçtan’ın dediği gibi: “Zaman bana; birisi hakkında bilgi sahibi olmanın, onu tanımak anlamına gelmediğini öğretti.”
Bu süreçte kişisel insan hikayelerine daha çok odaklanmayı planlıyorum. Bu amaçla sıradaki röportajımı “Abdurrahman Yakışır: Psikiyatri Hemşireliğinde Doktora Öğrencisi Olmak” başlığı ile sevgili dostum Abdurrahman Yakışır ile yapıyorum.
Buradan röportaj teklifimi kabul eden Abdurrahman Yakışır‘a da çok teşekkür ediyorum. O halde başlayalım röportaja:
– Sizi tanımayan kişiler için kendinizi tanıtıp, biraz kendinizden bahseder misiniz?
Ben Abdurrahman Yakışır, Dokuz Eylül Üniversitesi Psikiyatri Hemşireliği programında doktora öğrencisiyim ve aynı kurumda araştırma görevlisi olarak çalışıyorum. Yüksek lisans eğitimimi de aynı kurumda yaptım. Lisans eğitimimi 2009-2013 yıllarında Muş Alparslan Üniversitesi Hemşirelik Bölümü’nde tamamladım. 2013-2014 yıllarında Bağcılar EAH Acil Servisi’nde çalıştım. 2015-2016 yılları arasında Harran Üniversitesi Hemşirelik Bölümü’nde Hemşirelik Anabilim Dalında yüksek lisans ders dönemini tamamladım. Eğitim ve iş odaklı bir tanıtım oldu.
– Yolunuz hemşirelik ile nasıl kesişti?
Hemşirelik ömrüm boyunca düşündüğüm, hayal ettiğim bir ideal değildi. Ben 2008 yılında Sakarya Makina Mühendisliği kazanmıştım. Bu bölümü okurken çizimler ve atölyeler ile bir ömür geçirmek beni mutsuz eder diye düşündüm. Kesinlikle makine mühendisi olmayacaktım ama ne yapacaktım? Kararım şu yöndeydi; tekrar sınava hazırlanacak ve insana değen bir bölüm yazacaktım. Yani makinalaşmak istemiyordum. Tüm bunlar olurken çevresel ve ailesel tepkiler oluşuyor ve genelde tepkiler sizin ne istediğiniz yönünde olmuyor; okuduğunuz bölümün bırakılmaması gerektiği ve toplumsal etiketler üzerinden yürüyen bir bakış açısı. O sene ÖSS sınavına kendimi deneme amaçlı girmiştim ve zaten puanınız kesintiye uğruyor. Sonra hazırlanmak yerine puanım kırılsa dahi sevebileceğim hangi bölümler var diye araştırmaya koyuldum. Bu süreçte hemşirelik ve sosyal hizmetler gibi meslekleri düşündüm. Hemşirelik yazma kararı benim açımdan oldukça zordu. Verdiğim karar hayatımın en zor kararı olabilir diye düşünüyorum. Bir sene denerim ve sevmezsem onu da bırakırım diye düşünüyordum. Okuduğum yerden de hocalarımdan da arkadaş ortamımdan da bölümden de beklentilerimi aşan ve soru işaretlerini yok eden bir doyum almıştım ve böylece artık kim ne sorarsa sorsun bölümümü rahatlıkla söyleyebiliyordum ve benimsemiştim.
– Hemşirelikte bir uzmanlık alanı olarak psikiyatriye nasıl karar verdiniz? Eğer bu alanda uzmanlaşmasaydınız, hangi alanı tercih ederdiniz?
Üniversiteyi bitirmeden de düşündüğüm alan buydu. İnsanların bu tanıya sahip olan kişileri damgalamaları, bu kararımda etkili olmuştur. İnsan doğasını anlamak ve anlamlandırma çabasına (Belki de kendimi anlamak ve anlam bulmak) en yakın alan psikiyatriydi. Bunda varoluşçu yazarlardan etkilenmemin büyük payı olduğunu düşünüyorum. Eğer bu alan olmasaydı kesinlikle cerrahi hemşireliğini seçerdim.
– Psikiyatri hemşireliğinde ilgi alanlarınız nelerdir?
Psikiyatrik tanılı bireylerin teknoloji kullanımı, akran desteği, tedaviye uyum, varoluşçu psikiyatri.
– Psikiyatri hemşireliği alanı bugüne kadar size neler kattı?
Öncelikle iletişimimi geliştirdi. Atılganlık becerilerimi ve stresle baş etme becerilerimi geliştirdi. Tüm sorunlarımı çözmedim ama sorunlarımı tespit edebiliyorum. Geçmişte kalan veya çözemediğim ve elimde olmayan her şey için kendimi affedebilmeyi öğrendim.
– Psikiyatri hemşireliği alanında sizi bugüne kadar en çok şaşırtan neydi?
İnsanların eğitim düzeyi ve dalı ne olursa olsun damgalamalarının, etiketlemelerinin ve ayrımcılıklarının farkında olmamaları beni çok şaşırtıyor.
– Şu an neler yapıyorsunuz, gelecek düşünceniz arasında neler var?
Şu an pandemi nedeniyle ara verdiğim doktora yeterlik için verilerimi toplamaya çalışıyorum. Diğer çalışmalarımızı yazmaya ve yayına dönüştürmeye çalışıyorum. Gelecek adına akademik alanda okumalarımı daha iyi yapmayı, gerekli bilgi ve becerileri kazanmaya devam etmeyi ve alana katkı verecek araştırmalar yapmayı istiyorum. Psikiyatri hemşireliği alanında akran desteği çalışmalarının ülkemizde artırılmasını ve buna katkı verebilecek düzeye gelmeyi ve bu becerilere sahip olmak istiyorum.
– Mesleki sürecinizde ilerlerken “Şunu iyi ki yapmışım” ya da “Keşke şunu yapsa
ymışım” dediğiniz bir şey var mı?
İyi ki yapmışım dediklerim: Hemşirelik öğrencisi olmayı seçmek, hemşire olarak çalışmak, psikiyatri hemşireliğinde uzmanlaşma çabalarım, dil ve istatistik öğrenme sürecim.
İnsanız elbette eksik veya geliştirmeye çalıştığımız çok yönümüz vardır. Hepsinin bir zamanı vardır diye düşünüyorum. Yurt dışında her şeyi göze alarak lisansüstü eğitim için daha cesur ve kararlı olabilirdim.
– Buradan röportajı okuyacak olanlara ne söylemek isterdiniz?
Sağlıklı, huzurlu ve güzel günler dilerim. Yarının dünyasının bugünden iyi olmasını umut ederim.
Röportaj katkısından ötürü Abdurrahman Yakışır‘a tekrar teşekkür ediyoruz. Siz de bu röportajı paylaşarak, daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz.
Sorularınız varsa yorum olarak gönderebilirsiniz. Belki röportajın ikinci bir kısmı da gelebilir. 🙂
Psikiyatri hemşireliği yüksek lisans öğrencisi ve acil servis klinik hemşiresidir.
Toplum ruh sağlığı, varoluşçuluk, evrimsel psikoloji, felsefe, tiyatro, tarih ve teknoloji sever.
Ruh sağlığına yönelik çeşitli hizmetlerde gönüllü olarak görev alır.
Hayat yolcusu, insan yavrusudur.
E-posta: enestapli@gmail.com