Ruh sağlığı alanında genellikle öğretim üyelerini tanırken, gözden kaçırılan -ihmal edilen- çok değerli insanların da olduğunu düşünüyordum. Bu amaçla bu insanları, okurlar ile buluşturabilmek için bir süre önce röportaj serilerine başlamıştım.
Röportaj serime bu sefer Sevgili Aslı Zeynep Güvaç ile devam ediyorum. Kendisi bir psikiyatri hemşiresi ve psikiyatri hemşireliğinde de doktora öğrencisi. Kendisi ile oturup, hasbihal etmişliğimiz, söyleşmişliğimiz de var. Oturduğumuz masadan kalktığımda ise çok lezzetli bir sohbete şahit olduğumu hissetmiştim.
Kişisel hikayelere de odaklandığım bu röportaj serisine isterseniz devam edelim.
Keyifli okumalar diliyorum.
- Sizi tanımayan kişiler için kendinizi tanıtıp, biraz kendinizden bahseder misiniz?
Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nin, Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne devredilmesi sonucu, mezun olur olmaz özel bir kardiyoloji servisinde çalışmaya başladım. Eş zamanlı olarak SBÜ Gülhane Hemşirelik Fakültesi’nde Psikiyatri hemşireliği ana bilim dalında yüksek lisans eğitimime başladım. Ardından bir süre özel bir üniversitede araştırma görevlisi olarak çalıştım. Kendi alanımda klinik tecrübe sahibi olmayı çok istemem gibi birtakım nedenlerle akademik hayatıma ara verip İstanbul’da bulunan özel bir psikiyatri dal hastanesine geçtim. Bu yolla hem klinik deneyim elde ettim hem de yüksek lisans tezimi bakım verdiğim hastalarla yapabildim. 2020 yılı Ocak ayında da aynı alanda doktora eğitimime başladım. Şimdi Başakşehir Şehir Hastanesinde psikiyatri biriminde serüvenim sürüyor. Kişisel olarak da sosyal bilimlerin her alanına ilgi duyan, kitap okumayı çok seven, insanlara faydalı olmayı bir motivasyon kaynağı olarak gören birisiyim.
- Yolunuz hemşirelik ile nasıl kesişti?
Yolum hemşirelikle açıkçası okulum vasıtasıyla gerçekleşti. Askeri hemşireliğe girmem milli hislerimin tesiriyle oldu, mesleğe dair çok da bilinçli değildim. Bu süreçte pek destekleyenim de olmadı, hemşirelik mesleğine dair çevremdeki insanların olumsuz önyargılarını o günlerde öğrendim, daha öncesinde hiçbir fikrim yoktu diyebilirim. Ailem tarafından farklı mesleklere yakıştırılıyordum; fen lisesinden hemşireliğe gidilemezdi. Maalesef liseden de hemşire olunuyordu ve hemşirelik onların gözünde çok yorulduğun ancak kazanamadığın ve itibar göremediğin bir meslekti. Bu uyarılar elbette aileme kıymet verdiğim için önemliydi fakat askeri bir kurumda eğitim alma ve çalışma isteğim nedeni ile bu seçimi yaptım ve böylece hemşirelikle tanıştım. (Sonrasında bu konuya çok kafa yormuşumdur, meslekleri toplumun gözünde kategorize eden şey ne idi: Kazanç mı, verdiği fayda mı, üniversite sınavındaki puanı mı? Bir işi profesyonel meslek haline getirmek ne demekti?)
- Hemşirelikte bir uzmanlık alanı olarak psikiyatriye nasıl karar verdiniz? Eğer bu alanda uzmanlaşmasaydınız, hangi alanı tercih ederdiniz?
Henüz birinci sınıfta iken mesleği tanımaya, çalışmaya, ileride bilimsel anlamda kendime uygun neler yapabileceğime dair araştırmalar yapmaya başladım. Staj yeri tercihlerimi dahi “İleride o alanda çalışmak ister miyim?” diye seçerdim. Yine de mezuniyetten sonra “Artık yüksek lisansa başvurabilirim” dediğim zaman aklımdaki diğer seçenek çocuk sağlığı hemşireliği ya da halk sağlığı hemşireliği idi. Ancak bu üç uzmanlık alanında çalışmak istediğim konuları alt alta dizdiğimde yolum ruh sağlığına çıkıyordu. Çevremden aldığım geri bildirimlerde bireysel özelliklerimin, ruh sağlığı alanında destek veren bir mesleğe uygun olduğuna dair görüşler çoğunlukta idi. Seçtiğim alanda bolca okuma yapmam gerekeceğinden okumaktan, araştırmaktan bıkmayacağım bir alan olmalıydı. Bir diğer etmen de ileride çalışmak istediğim grup idi ki onlar psikiyatri hastaları yahut koruyucu ruh sağlığına yönelik gruplardı. Peki çalışacağın gruptan nasıl emin oldun dersen bunda da belki bir kronik psikiyatri hastasının yakını olmam etkili olmuştur. Yaralı şifacı teorisine bir atıfta bulunalım (Tebessüm ediyor).
- Psikiyatri hemşireliğinde ilgi alanlarınız nelerdir?
Psikiyatri hemşireliğinde ilgi alanlarım zamanla değişmekte. Öncelikle psikotik bozukluğa sahip bireylerin rehabilitasyonu, terapötik iletişim, terapi, pozitif psikoloji, ergenlerde koruyucu ruh sağlığına ait konulardı. Tez sürecimde bir şekilde madde bağımlısı hastalarla çalışmaya başladım, aynı zamanda AMATEM hemşiresiydim ve bu grupla yakinen tanışmak bana çok şey kattı. Yaşanmışlıklarla bilgilerinizi birleştirdiğinizde fark ettikleriniz çok değerli oluyor. Şimdi ise varoluşçu analiz ve logoterapi üzerine yoğunlaştım. Logoterapik yaklaşımla mevcut bilgilerimi güncelliyorum.
- Psikiyatri hemşireliği alanı bugüne kadar size neler kattı?
Öncelikle kendimi keşfetmem gerektiğini ve bu keşfin süreğen olduğunu fark ettirdi diyebilirim. Duygu, düşünce ve davranışlarımız, alışkanlıklarımız, olayları yorumlayışımız, olaylara karşı tutumlarımız neler? Bu yolculuk, bunlara dair hem çevreme hem hastalarıma karşı yeni bakış açıları kazandırdı. İletişim şeklimde güzel değişiklikler sağladı. İnsan ilişkilerinin temelini oluşturan argümanlar hakkında farkındalık oluşturdu. Klinikteki psikiyatri yolculuğumda da her bireyin hastalığı dışında apayrı olduğunu, biricikliğini gördüm. Bir bireye olan yaklaşımlarımızda kişinin sadece patolojik açıdan değil her boyutuyla ele alınması gerektiği, kendimizin farkında olarak yardım edici bir ilişki içinde faydalı olabileceğimizi öğrendim diyebilirim.
- Şu an neler yapıyorsunuz, gelecek düşünceniz arasında neler var?
Şu anda psikiyatri hemşireliğinde doktora eğitimimin ilk yarı yılını bitirdim, aynı zamanda varoluşçu analiz ve logoterapi eğitimi almaktayım. Bir yandan da bulunduğum hastanede psikiyatri kliniğinde çalışmaktayım ve klinik kurulum aşamasında olduğu için teknik özelliklerden, klinik işleyişe, prosedürlere kadar her şeyin baştan oluşturulduğu ve ekip arkadaşlarımızla işin merkezinde olduğumuz bir konumdayız. Bu da yeni deneyimler ve bakış açıları kazandırıyor.
Geleceğe dair beklentilerim arasında ise mevcut okumalarımı artırmak, devam etmekte olan varoluşçu analiz ve logoterapi eğitimimin ileri aşamalarına geçmek ve psikoterapi eğitimlerimi tamamlamak var. Bir bireye profesyonel ruh sağlığı desteği verecek donanıma sahip olmak için çalışmak yani. Doktora eğitimi sürecimle eş zamanlı olarak klinik çalışmayı, eğitimimi tamamladıktan sonra ise bir akademisyen olarak mesleğimi icra etmeyi umuyorum.
- Mesleki sürecinizde ilerlerken “Şunu iyi ki yapmışım” ya da “Keşke şunu yapsaymışım” dediğiniz bir şey var mı?
Üniversitedeki akademik görevimden ayrılıp klinikte çalışmaya başladıktan bir süre sonra “İyi ki klinik” dedim. Klinik tecrübe olmadan akademide hep bir şeylerin eksik kalacağını gördüm ve hastalarla birlikte olmayı sevdiğimi fark ettim. Bu iyi ki hissini en yoğun ve emin bir şekilde hissettiğim başka bir kararımsa ‘‘Varoluşçu Analiz ve Logoterapi’‘ alanında eğitime başlamak oldu. Şu an her dersimde “İyi ki” diyorum.
- Buradan röportajı okuyacak olanlara ne söylemek isterdiniz?
Naçizane arkadaşlarıma tavsiyem: Yüksek lisans ve doktora yapmak istedikleri alanı belirlerken öncelikle kendilerini tanımaları, kişisel yönelimlerini, yeteneklerini fark edip yollarını çizmeleridir. Motivasyon kaynağımın insanlara faydalı olmak olduğunu fark ettiğimden beri benim için yasal sorunlar, mesleki iş hayatına dair sorunlar, klinik ve akademinin birlikte yürütülmesine ilişkin problemler artık eskisi kadar zorlayıcı olmamaya başladı diyebilirim. Çünkü somut bir hedef koymuyordum. Soyut ve ulaşmak için hep çabalayacağım hedeflerim vardı ve bu çabaların beni mutlu ettiği, yani kendimce anlamlı olduğunu düşündüğüm bir yol çizmiştim. Yaşamak için bir nedeni olan, hemen her türlü nasıla katlanır (Bu aralar Victor Frankl etkisi içindeyim sanırım).
Mesleki özgüven üzerine de eklemek istediklerim var. Kendi adıma samimi bir şekilde meslektaşlarıma yol göstereceksem bu yoldaki kendi kendimize oluşturduğumuz engellere değinmek isterim. Tanıştığım, görüştüğüm hemşirelik öğrencileri, hemşireler, akademik yolda olanların birçoğunda benzer endişelerin, farklı mesleklere kaymaların olduğunu görüyorum.
Mesleğin, eğitimimin birinci yılından itibaren “Bu meslekte neler yapılabilir, doğru meslekte miyim?” gibi sorular sorardım. Bu süreçte çok kere farklı alanlara kaydım. Ta ki psikiyatri hastanesinde çalıştığım sürede hastalarımla kurduğum iletişimin ve profesyonel bilimsel yaklaşımları uygulamaya çalışmanın bana verdiği duyguyu hissedene kadar. Evet, yine yeterince anlaşılmıyor ve takdir göremiyoruz, hemşirelik dışı iş yükü, sağlık bakımına dair iş yükünün hemşire meslek grubu üzerindeki dağılımı her meslekte olduğu gibi bizde de hasta bakım kalitesini düşürüyor. Tüm bunlara rağmen sevdiğim bir alanda insanlara faydalı olabildiğimi hissetmek ve daha iyi şeyler yapabileceğime inanmak beni tatmin ediyordu. Yine de hastalara faydalı olabileceğim alanlara yönelirken örneğin psikoterapi eğitimi almak gibi, bir yandan “Gerçekten yapabilecek miyim?” sorusu hep zihnimi meşgul ediyordu. Bir nevi ruh sağlığı profesyonelleri arasında hemşireliğin yerini sorguluyordum. Bu konuya psikiyatri profesyonellerinin bakış açısını irdelediğimde hasta ile iletişimi kuvvetli olan, uzun süre vakit geçiren bir meslek grubu olarak bu konuda da maksimum faydayı sağlayabilecek donanımda olduğumuzu ve aslında mesleğin başında özgüvenli yetişmemiz gerektiğini fark ettim.
Özellikle bir hocamın bu konudaki uyarısı da benim için yön gösterici olmuştur. Kendimizi, mesleki bilgi ve tecrübemizi küçümsediğimizi, özgüvensiz hissettiğimizi anlatmıştı hocam. Farklı bir meslek grubuyla kendimizi kıyasa girişmeden evvel ben bu bilim ve sanattan oluşan birikimimle kişisel özelliklerimi birleştirip neler yapabilirim demeli ve hastanın tanı, tedavi ve bakım sürecinde çok eşsiz bir alanda hizmet verdiğimizi, yani bakımın merkezinde bulunan meslek grubu olduğumuzu fark etmeliyiz. Tabii ki altını doldurarak. Kimseden üstün ya da aşağı değiliz, mesleki özerkliği önce bireysel olarak kazanmalıyız. Kendimizce güzel bir hedef için çalışırsak bu taşlara takılmayacağımızı düşünüyor ve umuyorum.
Esenlikler diliyorum.
Bu keyifli sohbeti için Sevgili Aslı Zeynep Güvaç‘a teşekkür ediyorum. Anlattıkları büyük ölçüde hem katkı verici hem de yol gösterici oldu. Sorularınız varsa yorum kısmına alabiliriz. Beğendiyseniz de paylaşmanızı rica ederiz.
Keyifli okumalar.
Psikiyatri hemşireliği yüksek lisans öğrencisi ve acil servis klinik hemşiresidir.
Toplum ruh sağlığı, varoluşçuluk, evrimsel psikoloji, felsefe, tiyatro, tarih ve teknoloji sever.
Ruh sağlığına yönelik çeşitli hizmetlerde gönüllü olarak görev alır.
Hayat yolcusu, insan yavrusudur.
E-posta: enestapli@gmail.com