Herkese esenlikler diliyorum.
Bir süre önce deneyimleri ve tecrübeleri anlama ve öğrenme yolunda röportaj serisine başlama adımı atmıştım. Bugün geldiğim noktada “İyi ki” diyorum. Çünkü tanıdığınızı düşündüğünüz insanları bile farklı açıdan görebilme fırsatı edinebiliyorsunuz.
Engin Geçtan’ın dediği gibi: “Zaman bana; birisi hakkında bilgi sahibi olmanın, onu tanımak anlamına gelmediğini öğretti.”
Bu süreçte kişisel insan hikayelerine daha çok odaklanmayı planlıyorum. Bu amaçla sıradaki röportajımı “Ayşe Aydındoğmuş: Psikiyatri Hemşireliğinde Doktora Öğrencisi Olmak” başlığı ile sevgili Ayşe Aydındoğmuş ile yapıyorum.
Buradan röportaj teklifimi kabul eden Ayşe Aydındoğmuş‘a da çok teşekkür ediyorum. O halde başlayalım röportaja:
– Sizi tanımayan kişiler için kendinizi tanıtıp, biraz kendinizden bahseder misiniz?
Ben Ayşe Aydındoğmuş. Uzman psikiyatri hemşiresiyim ve koroner yoğun bakımda çalışıyorum. Ruh sağlığı ve psikiyatri hemşireliği alanında doktora yapıyorum, tez aşamasındayım. Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği’nde ise yönetim kurulu üyesi olarak görev alıp, gönüllü çalışmalara katılmaktayım.
– Yolunuz hemşirelik ile nasıl kesişti?
Çocukluğum, babaannem ve babamın hastalıklarından dolayı hastanelerde geçti. Babaannemin yol arkadaşıydım. O zaten kendi kendine yeten bir kadındı. Ancak aynı evde yaşadığımızdan annem gibiydi ve özel bir bağımız vardı. Babam ise Buerger hastalığı olduğundan dolayı ben çok küçükken yatmaya başladı hastaneye. Hala yatış-çıkışları devam ediyor.
Hastanede olduğum sıralarda hemşireleri gözlemler, yaptıkları işin ciddiyetini babaannemin zar zor nefes alışından anlardım. Benim için yaşam babaannemde ve onu iyileştiren kimse onlardaydı aslında, yani hemşirelerde. Yine hastanede uyuduğum bir gün, sabah banyo yapmak için eve gittim. Döndüğümde o artık yoktu.
Çok sonraları hemşirelere olan minnettarlığımı ve onlara nasıl özendiğimi anladım ancak kendimde hemşire olacak cesareti bulacağımı hiç düşünmedim. Bir gün komşumuzun kızı heyecanla evimize geldi ve bu hafta üniversite sınavına gireceğini, ilk tercihine hemşirelik yazacağını söyledi. “Acaba?” diye aklımdan geçirmeye başladım ve son dakika kayıt yaptırdım. Liseden sonra 4 yıl kitap açmamıştım ve bir mucize oldu. Dönemin hemşire ihtiyacıyla birlikte yüzde yüz burs ile hemşirelik bölümü okumaya hak kazandım.
– Hemşirelikte bir uzmanlık alanı olarak psikiyatriye nasıl karar verdiniz? Eğer bu alanda uzmanlaşmasaydınız, hangi alanı tercih ederdiniz?
Lisans dönemimde ruh sağlığı ve psikiyatri hemşireliği dersini çok sevdim ve bu alana olan ilgimin yoğun olduğunu fark ettim. Ailemde kronik ruhsal hastalığı olan kişiler var. Tam da ben bu dersi alırken ailemden birisi büyük bir kriz yaşadı; psikotik belirtileri vardı ve kimse onun ruhsal hastalığını kabul etmek istemedi. Onu kabul eden tek kişi bendim ve birlikte psikiyatriste gittik. Bu süreç zorlu geçti fakat sonraları toparladı. Maalesef aynı hafta ailemden bir diğer kişi intihar ederek hayatını kaybetti. Ruhsal sorunlarla bu kadar iç içe yaşarken bu alana yönelmem hiç şaşırtıcı değil bence. Eğer bu alanı seçmeseydim, ne seçersem seçeyim bu kadar merakla okumazdım.
– Psikiyatri hemşireliğinde ilgi alanlarınız nelerdir?
Çalıştığım birim koroner yoğun bakım olduğundan, genellikle fiziksel-ruhsal sorunların çift yönlü ilişkileriyle ilgili okuyor ve yazıyorum. Tezimi ‘’Miyokard İnfarktüsü’’ ile ilgili yazmaktayım. Bilinçli farkındalık temelli girişimler uyguluyorum. Genellikle ilgilendiğim alanlar; travma sonrası büyüme, yoğun bakımda hasta ve hemşirenin sorunları, kalp yetmezliği, miyokard infarktüsü, ruh sağlığıyla ilgili farklı ülkelerin politikaları.
– Psikiyatri hemşireliği alanı bugüne kadar size neler kattı?
Psikiyatriyle ilgilenmeye başladığım ilk zamanlarda kendime karşı daha eleştirel yaklaşmaya başladım. Fark ettikleriniz bazen tokat gibi geliyor. Yoğun bakımda işe başladığım ve yüksek lisanstan mezun olduğum dönem aynıydı. Ölüm kavramıyla yakından ilgiliydim. Hayatımın zorlu bir döneminde birkaç ölüme denk gelince “Bugün varız, yarın yok” diyerek kendi hayatımın arabasını gelişigüzel sürmeye, pek çok büyük hatalar yapmaya başladım. Öyle ki bunun şımarıklıkla ilgisi olduğu yalanını bile söyledim kendime. Oysa belki de ölüme dair duyduğum anksiyeteydi. Psikiyatri sayesinde dibe çöktüm, sonra yine onun sayesinde yüzerek geri çıktım. Yeni baş etme yöntemleri geliştirdim, şu anda yönetiminde bulunduğum dernekte dostlar ve amaçlar edindim. Aslında bir travmadan sonra psikiyatriyle gerçekten tanıştım, kendimle dost oldum, beni büyüttü, olgunlaştırdı, hayatıma ‘’su’’ oldu.
– Psikiyatri hemşireliği alanında sizi bugüne kadar en çok şaşırtan neydi?
Pek çok insanın fiziksel hastalıkları kabul ettiği gibi ruhsal hastalıkları kabul edememesine hala çok şaşırıyorum. Bunun yanında, Şubat ayında Ankara’da bir eğitimdeydim. Tanıştığım birkaç psikologla öğle arasında yemeğe gittik ve birisi hayatında ilk defa ‘’Uzman Psikiyatri Hemşiresi’’ gördüğünü söylemiş, “Böyle bir alan mı var?” diye sormuştu. Çok şaşırmış ama daha çok da üzülmüştüm.
– Şu an neler yapıyorsunuz, gelecek düşünceniz arasında neler var?
Şu anda koroner yoğun bakımda hemşire olarak çalışıyorum. Mesleğimi severek icra etmeme rağmen beni ruhen yoran durumlarla sık karşılaşıyorum. Şimdilik en sevdiğim alanda eğitim alıyor, hakkını vererek mesleğimi icra etmeye çalışıyorum. Gelecekte savaşacak gücüm kalır ve birlik olabileceğim meslektaşlarımla tanışırsam belki psikiyatri hemşireleriyle ilgili bir dernek kurarım.
– Mesleki sürecinizde ilerlerken “Şunu iyi ki yapmışım” ya da “Keşke şunu yapsaymışım” dediğiniz bir şey var mı?
Kendime yaptığım en büyük yatırım eğitimim. Daha özgüvenli, daha bilgili ve güçlü bir hemşire olduğumu hissediyorum. “Keşkelerim var mı?” diye çok düşündüm ama sanırım yok. Tam olarak ne istediysem onu yapıyorum.
– Buradan röportajı okuyacak olanlara ne söylemek isterdiniz?
Mesleğimize hep birlikte sahip çıkalım, okuyalım, araştıralım ve akademide olduğu kadar klinikte de güçlü hemşireler olalım. Lütfen vazgeçmeyin.
Röportaj katkısından ötürü Ayşe Aydındoğmuş‘a tekrar teşekkür ediyoruz. Siz de bu röportajı paylaşarak, daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz.
Sorularınız varsa yorum olarak gönderebilirsiniz. Belki röportajın ikinci bir kısmı da gelebilir. 🙂

Psikiyatri hemşireliği alanında uzman hemşiredir.
Toplum ruh sağlığı, varoluşçuluk, evrimsel psikoloji, felsefe, tiyatro, tarih ve teknoloji sever.
Ruh sağlığına yönelik çeşitli hizmetlerde gönüllü olarak görev alır.
Hayat yolcusu ve insan yavrusudur.
E-posta: enestapli@gmail.com
Bu röportaj serisini o kadar çok severek okuyorum ki, özellikle psikiyatri hem. Dr/YL öğrencisi olmak serisi, istediğim alanda yol almış kişilerin deneyimlerini okumak hem çok keyifli hem de gerçekten motive edici. Emeğiniz için teşekkür ederim 🙂