Madde Bağımlılığı belki de insanlık tarihi kadar eskidir ve insanoğlunun en eski sorunlarından biridir (Uzbay, 2015). Biyolojik, psikolojik ve sosyolojik açıdan günümüzde insan toplumunun karşılaşmış olduğu problemlerin en önemlisi olarak görülmektedir (Mutlu,2018). Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) madde bağımlılığını; alkol ve yasa dışı uyuşturucular da dâhil olmak üzere psikoaktif maddelerin zararlı veya tehlikeli kullanımı olarak tanımlamıştır. Dünyada ve ülkemizde her geçen gün yaygınlaşmakta, olumsuz sonuçlarıyla geleceğimizi tehdit etmektedir (Tırışkan, Onnar, Çetin& Cömert, 2015).
Bağımlılık yapma özelliği olan tüm maddeler doza bağımlı olarak uyarıcı ve kendini tercih ettirici (diskriminatif) özelliktedir. Diskriminatif özelliği güçlü olan maddelerin kullanma alışkanlığını bırakmak da o ölçüde güçlük yaratmaktadır. Bu maddelere bağımlı olan kişiler arasında tedavi yardımı ile madde alımını azaltan veya bırakanların büyük çoğunluğu belli bir süre sonra tekrar kullanıma başlamaktadır. Bu tip kişilerde madde arayışı davranışı bir önceki duruma göre daha güçlü bir şekilde ve çok daha kısa sürede yeniden oluşmaktadır. Buna nüks (relapse) adı verilmektedir (Uzbay,2015).
Nüks; hastalık veya başka bir durum yeniden ortaya çıkmak, depreşmek kelimeleri ile ifade edilmektedir (TDK,2020). Relapse süreci oldukça karmaşık bir süreçtir. Nüks sürecinin hemen tüm bağımlılık yapıcı maddelerde ve bireyde benzer özellikler taşıdığı belirtilmektedir (Saatçioğlu ve arkadaşları, 2007). Yapılan araştırmalarda nüks için %35 ile %90 arasında değişen oranlar ileri sürülmektedir. Özgül oranlar tanımlamak güçtür (Doğruer ve ark, 2002). Tedaviyi takiben nüks oranlarının %60’ın üzerinde olması ’’kronik nükseden durumlar’’ olarak tanımlanmasına neden olmuştur.
Yapılan araştırmalara göre nüks nedenleri arasında en fazla maddeye kolay ulaşabilme imkânı, aşerme, çökkün duygudurum ve sosyal çevre görülmektedir. Kişiler arası yüksek riskli durumlar olarak da adlandırılan öfke, kaygı, depresyon, hayal kırıklığı ve sıkıntı gibi olumsuz duygusal durumlar en yüksek nüks oranı ile ilişkilidir (Larimer ve arkadaşları, 1999).
Kaynakça ve İleri Okumalar:
- Uzbay, T. (2015). Madde Bağımlılığı: Tüm Boyutlarıyla Bağımlılık ve Bağımlılık Yapan Maddeler. İstanbul: Tıp Kitapevi.
- World Health Organization. https://www.who.int/substance_abuse/terminology/icd_10/en/ Erişim Tarihi: 12 Haziran 2020
- Mutlu, E. (2018). Madde Bağımlılığı ve İnsan Evrimi. Bağımlılık Dergisi, 19(1);17-22.
- Tırışkan,M. , Onnar, N. , Çetin, YA. , Cömert, IT. (2015). Madde Bağımlılığında Nüksü Önlemede Bilinçli Farkındalığın Önemi: Bir Derleme Çalışması. The Turkish Journal on Addictions (ADDICTA), 2(2) ; 123-142.
- tdk.gov.tr. Erişim tarihi: 09 Haziran 2020
- Saatçioğlu Ö, Yapıcı A, Ciğerli G, Üney R, Çakmak, D.( 2007). Yatarak Tedavi Gören Bağımlı Hastalarda Nüksün Değerlendirilmesi. Bağımlılık Dergisi, 8;133- 37.
- Doğruer Z, Türkçapar MH, İnce A. (2002). Alkol bağımlılığında relaps. Klinik Psikiyatri, 5;43-9.
- Larimer ME. , Palmer RS. , Marlatt GA. (1999). An Overview of Marlatt’ s Cognitive-Behavioral Model. Relapse Prevention, 23(2); 151-160.
Psikiyatri hemşireliği yüksek lisans öğrencisi . Nöropsikoloji, psikoseksüel bozukluklar ve psikoterapi ilgi alanlı keşif sever.
Aslında hepimizin bir şeylere bağımlılığı var. Kimisinin maddeye kimisinin kitaplara kimisinin doğaya. Belki de “bağımlı” olma durumundan bağımsız olarak, bağımlılığın niteliği ve şekli de önemlidir.