Bir önceki yazımızda “Babalık Kuşkusu Hipotezi“nden bahsetmiş ve annelerin çocuklarının kendisinden olduğuna %100 emin olsa da babaların %100 emin olamayacağından, dolayısıyla babalık yatırımının daha şüpheli olduğundan bahsetmiştik.
Bu amaçla 2008 yılında Ege Üniversitesi Deneysel Psikoloji Anabilim Dalı‘ndan Sevgi Kocaman Arslan‘ın yaptığı “Yeni Doğanı Babaya Benzetme Eğiliminin Evrimsel Psikoloji Açısından Değerlendirilmesi” adlı çalışmayı inceledik.
ARAŞTIRMA ÇALIŞMASI
Çalışmada, yeni doğan bebekleri olan anneler, babalar ve yakınlarının, babaya benzetme eğilimi sergileyip sergilemediklerini ortaya koymak amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda babalık yatırımına en çok ihtiyaç duyacak olan annenin, bebeğin babaya benzetilmesi olgusunu en çok gerçekleştiren kişi olması, ayrıca sosyal ayna etkisinden yola çıkarak, annelerde meydana gelen bu eğilimin anne ve babanın yakınlarında da gerçekleşmesi beklenmektedir.
Yeni doğan bebeklerin ebeveynlerinden birine diğerinden daha çok benzetilip benzetilmediğini belirleyebilmek ve eğer benzetiliyorsa bunun altında yatan süreçlerin incelenebilmesi amacıyla, özel bir doğum hastanesinde bir gün önce doğum yapmış olan annelere, eşlerine, aynı zamanda annenin ve babanın birer akrabasına bebeğin yüz görünümünün ebeveynlerden hangisine daha çok benzediği sorulmuştur. Katılımcılara bu soru “Sizce bebek, yüz görünümü açısından kime benzemektedir?” şeklinde açık uçlu olarak sorulmuştur ve katılımcıların vermiş oldukları yanıtlar araştırmacı tarafından, “anneye”, “babaya”, “ikisine de” ve “kimseye” şeklinde sınıflandırılmış 4 seçenek altında toplanmıştır. Ayrıca anne-babanın kaç yıldır evli oldukları da kaydedilmiştir.
İlk olarak, bebeklerin babaya benzetilme ile anneye benzetilme değerlendirmeleri karşılaştırılmıştır. Yanıtlara genel olarak bakıldığında, yeni doğanın babaya benzetilmesinde anlamlı bir farklılaşma olduğu görülmüştür (p<.001). Babalara benzetme oranları (%46) annelere benzetme oranlarından (%26) çok daha yüksek düzeydedir.
Babalık kuşkusu fenomeninden yola çıkarak özellikle annelerin babalardan daha çok babaya benzetme vurgusu yapacakları beklenmişti. Bu amaçla yapılan test sonucunda, annelerin babalardan daha çok babaya benzetme vurgusunu yaptıkları görülmüştür (p<.001). Babaların yanıtlarına bakıldığında hem anneye hem de babaya benzetme oranlarının eşit düzeyde olduğu görülürken (anneye %32, babaya % 32), annelerin babaya benzetme oranının kendilerine benzetme oranından üç kat fazla olduğu görülmektedir (anneye % 17, babaya % 51).
Bu açıdan bakıldığında anneler babalara benzetirken, babaların eşit düzeyde her iki ebeveyne de benzetmesi, babaların “babalık kuşkusu hipotezi” ile açıklanabilir.
Benzer şekilde annenin yakınları, babanın yakınlarından daha fazla babaya benzetme eğilimi göstermeleri beklenmiştir. Bu amaçla yapılan test sonucunda, annenin yakınlarının, babanın yakınlarından daha fazla babaya benzetme eğiliminde oldukları görülmüştür (p<.05). Anne yakınları yeni doğanı annesinden (%23) daha çok babasına (%52) benzetmişlerdir (p<.05). Babanın yakınları ise babalarla benzer bir eğilim göstermişlerdir ve anneye (%29) ve babaya (%42) benzetme durumlarında bir farklılaşma göstermemişlerdir (p>.05).
TARTIŞMA VE SONUÇ
Babalara benzetme oranları (%46) annelere benzetme oranlarından (%26) çok daha yüksek ve istatistiksel olarak anlamlı düzeydedir. Özellikle annelerde en yüksek babaya benzetme değerlendirmesinin yapıldığı dikkat çekmektedir (anneye %17, babaya %51).
Bu bulgu ilk defa Symons (1942) tarafından ortaya atılan, daha sonra Alexander ve Noonan (1974) tarafından geliştirilen ve Daly ve Wilson’ın (1982) çalışmalar ile gelişmesini sürdüren “babalık kuşkusu fenomeni” ile açıklanabilmektedir.
Babaların değerlendirme yaptıkları sırada çok daha çekimser davrandıkları araştırmacı tarafından gözlenmiştir. Değerlendirme sonrasında “anneye” ya da “babaya” şeklinde bir yargıya varmış olsalar da bu yargı sürecinde annelerden çok daha kararsız oldukları görülmüştür. Babaların vermiş oldukları yanıtlara bakıldığında ise, eşit düzeyde anne ve baba benzetmesi yaptıkları görülmüştür.
Daly ve Wilson’ın (1982) ve McLain ve arkadaşlarının (2000) yapmış oldukları çalışmalarda da görüldüğü gibi sunulan çalışmada da babaların vermiş oldukları yanıtlar haricinde diğer yanıtlara bakıldığında, babaya benzetme eğilimlerinin varlığı ortaya konmuştur.
Anne-babanın kaç yıldır evli olduklarının babanın annenin cinsel sadakatine ili şkin olan güvenine olumlu katkı yapabileceğ i görü şünden yola çıkarak yapılan analiz sonucunda, evlilik süresinin babaya benzetme e ğilimleri üzerinde anlamlı bir etkiye sahip oldu ğu görülmüş tür. Dört yıldır evli olan annelerde, babaya benzetme eğ ilimi anlamlı bir farklıla ma yaratırken (anneye %11, babaya %46), 4-15 yıldır evli olan annelerde, verdikleri yanıtlar açısından bir farklıla ma gözlenmemi ştir (anneye %30, babaya %45). Yani bir nevi evlilik süresi arttıkça cinsel sadakat güveni de artmaktadır.
Kaynaklar ve İleri Okuma:
1) Sevgi Kocaman Arslan, Sonia Amado, Ege Üniversitesi, 2008, Yeni doğanı babaya benzetme eğiliminin evrimsel psikoloji açısından değerlendirilmesi
2) Hipokampus Akademi – Neden Anneler Babalardan Daha Çok Ebeveynsel Bakım Sağlıyor?
3) Wilson, M. I., Daly, M. & Weghorst, S. J. (1981). Differential Maltreatment of and Boys. Victimology: An International Journal. 6 (249-261).
4) Platek, S. M., Burch, R. L., Panyavin, I. S., Wasserman, B. H. & Gallup, Jr. G. (2002). Reactions To Children’s Faces, Resemblance Affects Males More Than Females. Evolution and Human Behavior, 23 (159-166).
5) Alvergne, A., Faurie, C. & Raymond, M. (2006). Differential Facial Resemblance of Young Children to Their Parents: Who Do Children Look Like More? Evolution and Human Behavior.

Psikiyatri hemşireliği alanında uzman hemşiredir ve acil serviste çalışmaktadır.
Toplum ruh sağlığı, varoluşçuluk, evrimsel psikoloji, felsefe, tiyatro, tarih ve teknoloji sever.
Ruh sağlığına yönelik çeşitli hizmetlerde gönüllü olarak görev alır.
Hayat yolcusu, insan yavrusudur.
E-posta: enestapli@gmail.com