Yüzyıllar boyunca insanoğlu karın doyurmak ve avcılık – toplayıcılık yapabilme gücüne sahip olabilmek için sürekli yeme halindeydi. İyi – sağlıklı, kötü – sağlıksız ayrımı yapmadan bulunduğu her çevreyi kullanarak besine kavuştu. Ancak yakın zamanda insan teknolojinin de gelişmesiyle “beslenme ve besin” dediği şeyler üzerine yoğunlaştı. Modernite bizlere hem yediğimiz besinin ne olduğunu anlamamıza yardımcı oldu hem de yeni besinlerle bizleri şaşırttı.
Sahip olduklarımızı daha iyi değerlendirme fırsatı yakalamış olduk. Ancak bununla birlikte olumsuz sonuçlar kapımızı çaldı.
İnsan kısa sürede kendinden ve çevresinden çok şey bekledi. Bununla birlikte hazır gıda sanayisi hayatımıza hızlı bir giriş yaptı.
Hazır gıdalar, tatlandırıcılar ve yoğun şeker tüketimi insan homeostazını bozmaya başladı. Bu konular birçok araştırmanın göz bebeği oldu. Şimdi hep beraber bir araştırmaya göz gezdirelim.
“2015 yılı itibariyle dünya çapında 800 milyon fazla birey şişman, 2.3 milyar bireyin ise hafif şişman olduğu bilinmektedir. Ayrıca 650 milyon civarında bireyin de kötü ve yetersiz beslenme ile karşı karşıya olduğu bilinmekte. Dünya çapında gözlenen diyabetin %23’ünün ve bazı kanser türlerinin %7 – 41 ‘inin temelinde yatan en önemli nedenin şişmanlık olduğu bilinmekte.
Türkiye’de ise son on yılda şişmanlık, diyabet gibi beslenme ile yakından ilintili hastalıkların görülme sıklıkları artmış durumda.
Türkiye‘de bu oluşumun ortaya çıkma sebebi :
- Gizli depresyon
- Duygusal açlık
- Tembellik
- Kirlilik
- Türk toplumumun hamur toplumu olması
Kas gücü kullanan ve yemeğimi yarına saklayabilir miyim düşüncesine sahip insan tipinden masa başı işlere geçiş yapıldı. Bu sebepten yiyecek – içecek kültürüde değişmeye başladı. Daha az ve sık öğünlü yemek gerekirken hızlı ve hazır gıda tüketmeleri arttı. Bununla birlikte birçok olumsuz durumla karşılaşıldı.
Ne yersen osun cümlesi bir kez daha anlam kazanmaya başladı. Kişi bağırsak florasını bozmaya başlayınca duygu değişimleri ışık hızında değişiyor, kendini huzursuz ve gergin hissediyor ve en önemlisi güne dinlenmemiş uyanıyor.
Şimdi bazı kelimeleri ele alacağız :
- BESLENME : Büyüme, gelişme , sağlıklı ve verimli olarak uzun süre yaşamak için gerekli olan enerji ve besin öğelerinden her birinin yeterli miktarda sağlayacak olan besinleri besin değeri kaybolmadan kullanmaktır.
- BESİN : Yaşamı sürdürmek için gereksinim duyulan inorganik ve organik kimyasal maddelere verilen ad.
- BESİN ÖĞELERİ : Besin maddelerinin bileşiminde bulunan moleküllerdir. Besinler yenilip içildikten sonra sindirilerek besin öğelerine parçalanırlar. Daha sonra kana geçerek görevlerini sonlandırıdlar. İki grupta incelenebilir.
- ENERJİ VERENLER
- PROTEİN : Vücut hücrelerinin büyuüme, gelişme ve yıpranan hücrelerin onarımını sağlayan yapı taşalardır.
- KARBONHİTRATLAR : Vücut için gerekli olan enerjiyi sağlarlar.
- YAĞLAR : Karbonhitratlardan daha fazla enerji verirler ve vücutta depolanırlar.
YETERLİ VE DENGELİ BESLENME
Beslenmede yaş, cinsiyet, egzersiz ve özel durumlar dikkate alınmalıdır. Kişilere özgü beslenme alışkanlıkları farklı olabilir ancak vücut yapısının ihtiyacı kadar ve gerekli besinin alınmasına yeterli ve dengeli beslenme adı verilir.
YETERSİZ VE DENGESİZ BESLENME
Kişinin öğün atlayarak, hazır gıda tüketerek ve tatlandırıcı kullanması sonucu vücutta dengesizlikler ortaya çıkabilir.
Günümüzde 5 yaş altı 160 milyon çocuk yetersiz beslenmektedir. Bu durum Asya, Afrika ya da Latin Amerika ülkelerinde sıkça karşımıza çıkar. Yetersiz beslenme bağışıklık sisteminin işlevsizliğine sebep hastalıkların artışına sebep olmaktadır. Hastalıklar çocuğun gelişiminde ve büyümesinde aksaklıklara sebep olmakta ve üretkenliğini kısıtlamaktadır.
Yaşı ilerleyen gençlerde bu durum aynı olduğundan ülkenin en önemli sorunu “fakirlik” haline gelir ve gelişmekte olan ülke, doğrultusunu şaşırır.
Günümüzde karşılaştığımız halsizlik, yorguluk, iştahsızlık, zihinsel gerginlik ve isteksizlik durumları yetersiz ve dengesiz beslenmeyle yakından ilişkilidir.
Aldığımız şeker türlerine göz gezdirelim :
- GLİKOZ : Beynin ve vücudun en önemli enerji kaynağıdır. Kolay alınır ve kolay yakılır.
- FRUKTOZ: İştah merkezimizi etkileyen bu şeker türü elimizi attığımız her gıda ve gıdası yiyecek – içecekte mevcut. Bu şeker türevi diğerlerine göre daha hızlı yağa dönüşebiliyor. Yalnız karaciğerde işlendiği için karaciğerin maksimum çalışma seviyesine gelindiğinde fruktozu depolar.
- GALAKTOZ : Hayvansal kaynaklı olan bu şeker türü sütte bulunur.
Sağlıksız ve sağlıklı besinlerde kalori alınımı aynı olduğundan kafalar karışıyor. Kişi her ikisi de aynı kaloriye sahip o zaman besinin aynı etkilere sahip diye düşünebilir ama kaynak kaliteleri farklı ve vücüdun gösterdiği reaksiyon değişiyor.
BESLENME ALIŞKANLIĞI VE MİKROBİYOTA
Mikrobiyota, bir arada yaşayan mikroorganizmalardır. Kişiye özgüdür ve 100 trilyondan fazladır.
Beslenme alışkanlığı mikrobiyotayı değiştirebilir. Yani yararlı mikroorganizmalar yenilen ya da içilen gıdalarla ölebilir. Ya da yeni bir mikrobiyota oluşturulabilir. Bunun için prebiyotik ve probiyotik gıdalarla yapabiliriz. Bunlar :
- PREBİYOTİK BESİNLER : Soğan, sarımsak,yulaf,zeytin,üzüm…
- PROBİYOTİK BESİNLER : Yoğurt,kefir,peynir,salatalık turşusu…
Bu yararlı probiyotikler bağırsak florasında yaşayan ve ortak biyolojik hayat süren canlılardır. Ağırlıkları 1.5 kg civarındadır.
Mikrobiyotayı bozan bir diğer ayak tatlandırıcılardır. En bilinenleri E951, E950, E954, E959, E92, E955 bunlar sık tüketildiğinde kişide uykusuzluk, yorgunluk, depresyon ve unutkanlık gibi haller ortaya çıkartabilir.
Son olarak bizler iyi hissetmek için her zaman tatlıyla aramızda bağ kurduk. Hem ulaşması kolaydı hem de çok lezzetliydi ancak vücudumuzda ortaya çıkardığı reaksiyonları ve olumsuz sonuçların farkına yeni varıyoruz. Daha bilinçli tüketmeye ve sağlıklı besinin hayatımızda yer edinmesi için çalışalım. Vücudumuzu ve duygularımızı en sağlıklı biçimde yansıtmaya.
KAYNAKÇA :
- https://www.researchgate.net/profile/Emel_Yilmaz5/publication/292989057_Universite_ogrencilerinin_beslenme_aliskanliklarinin_incelenmesi/links/56b498e108ae2f3201130f6b.pdf
- https://tr.khanacademy.org/partner-content/stanford-medicine/growth-and-metabolism/v/cycle-of-malnutrition
- http://www.bdb.hacettepe.edu.tr/TOBR_kitap.pdf
- http://ismek.ist/files/ismekOrg/file/2013_hbo_program_modulleri/besin_ogeleri1.pdf