Bibliyoterapi, en bilinen anlamıyla kitapların iyi oluş sürecine yardım etmesidir. Seçilen uygun kitap ile bireyin hastalığı ve iyileşme süreci ile ilgili konular ele alınarak farkındalığını arttırmada kullanılan psikoterapiye yardımcı bir tedavi yöntemidir. Çoğunlukla bilişsel-davranışçı terapi (BDT) yöntemine ek olarak uygulanan bu yaklaşım, kişilerin tanı aldığı hastalıkla ilgili makaleler, yazılar, kitaplar gibi materyaller kullanarak hastalık ve iyileşme sürecine uygun bilgileri aktarmakta faydalı olmaktadır.
Ruhsal yönden sağlıklı olmada bireyi destekleyen bu tedavi yaklaşımı, literatürden oldukça faydalanır ve maliyeti uygun bir yöntemdir. Bibliyoterapi uygulayan sağlık profesyonelleri, hafif ve orta belirtiler gösteren bireylerde okuma etkinliklerinin tedavide başarılı olduğu sonucuna varmışlardır.
Bibliyoterapinin temel amacı, bireyin hastalığı veya sorunu ile ilgili ‘anlayışını arttırmak ve derinleştirmek’tir. Hastalık ve süreci ile ilgili eğitimi sağlayabilir veya bireyin tedaviyi anlamasını ve kabul etme şansını arttırabilir. Bu tedavi yöntemiyle birey sadece hekim veya psikolog görüşmelerinde değil görüşme (seans) dışında da problemlerini veya hastalığını ele alabilmektedir. Aynı zamanda problem veya hastalık her ne ise birçok bireyin aynı durumu yaşadığı ve iyileşme sağladığı hissini de vermektedir. Bu nedenle, görüşmeler dışında bireye tamamlaması gereken okuma ödevleri sunma tedavi için de faydalıdır.
Bibliyoterapi, çeşitli ortamlarda birçok psikolojik sorunlara uygulanmıştır. Sağlık profesyonelleri, yeme bozuklukları, anksiyete ve duygudurum bozuklukları, agorafobi, alkol ve madde bağımlılığı ve strese bağlı fiziksel bozuklukların tedavisinde bibliyoterapinin başarıyla kullanıldığını bildirmiştir.
Bibliyoterapi nasıl ortaya çıkmıştır?
Hikaye anlatma, yaratıcı yazma ve okuma, terapötik etkileri uzun zamandır bilinmektedir. Edebiyatın iyileştirici bir yöntem olarak kullanılması, Yunan kütüphanelerinin şifalı güçlere sahip kutsal yerler olarak görülmesiyle çok eskiye kadar uzanır. Benjamin Rush, bibliyoterapi kullanımını tavsiye eden ilk Amerikalı doktordur. Diğer bir doktor John Minson Galt II 1846’da bibliyoterapi üzerine yeni ufuklar açan bir makale yazmıştır. Ama kendisi daha çok 1853’te kaleme aldığı ve okumanın beş faydasını listelediği “On the reading, recreation, and amusements of the insane” yazısı ile bilinmektedir.
Galt okumanın faydalarını beş maddede özetlemiştir;
- Zihni meşgul etmesi ve böylelikle sanrıları ve hastalıklı düşünceleri kovması,
- Hastanın zaman geçirmesini sağlaması,
- Hastalara bir nevi eğitim vermesi,
- Okuma materyallerinin sağlanmasının hastane çalışanlarına kibar mizaçlarını göstermeleri için bir şans vermesi,
- Okuma materyalleri verilerek hastaları mutlu ve meşgul etmenin onları daha yönetilebilir kılması.
The Atlantic’de yayınlanan 1916 tarihli bir makalede, Samuel Carothers, bibliyoterapiyi, “tıbbi bakım alanlara öğretmek için kitap kullanma süreci“ olarak tanımladı ve 1941’de yayınlanan Dorland’s Illustrated Medical Dictionary, bu yöntem resmi olarak ruhsal bozuklukların tedavi seçeneklerinden biri olarak kabul etti. Bibliyoterapinin kullanımı, 1950’lerde, Carolyn Shrodes’in, insanların hikayelerde tanımladıkları karakterlerden büyük ölçüde etkilendiği fikrine dayanan teorik bir model geliştirdiğinde daha da arttı. American Library Association (Amerikan Kütüphane Birliği) , 1966’da resmi bir tanım yayınladı ve 1969’da Association for Poetry Therapy (Şiir Terapileri Derneği) bir tedavi yöntemi olarak şiir terapisi ve bibliyoterapiyi kabul etti. Kütüphaneci Rhea Rubin 1978’deki çalışması, Bibliyoterapiyi Kullanma: Kuram ve Uygulamaya Yönelik Kılavuz (Using Bibiliotherapy: a Guide to Theory and Practice), bu alandaki gelişmelere büyük katkı sağladı. 1983 yılında, International Federation for Biblio/Poetry Therapy (Uluslararası Bibliyoterapi – Şiir terapisi Federasyonu) kuruldu.
Bibliyoterapinin faydaları kullanıldığı ilk günden itibaren kabul edilmiştir ve edilmeye devam edecektir. Bireyin kendisini tanımasına ve keşfetmesine yardım etmektedir. Farkındalığı arttırma, olumlu benlik duygusu geliştirme ve problem çözme becerilerini kazanmada etkilidir. Günlük yaşamın stresini azaltmada, yeni değerler, düşünceler ve davranışlar edinmede faydalıdır. Empati becerisini arttırmakta ve yeni süreçlere adapte olmayı kolaylaştırmaktadır. İletişim çatışmalarını azaltmada alternatif çözüm önerileri üretmede etkilidir.
Günümüzde bibliyoterapi, uzmanlar, kütüphaneciler ve (ebeveyn-çocuk ilişkisi) öğretmenler tarafından kullanıldığı bilinmektedir. Çok yönlülüğü ve uyarlanabilirliği onu her türden kendini geliştirmeye açık birey için mükemmel bir seçenek yapmaktadır.
Kaynakça ve İleri Okumalar:
- The New York Times
- Yılmaz, M. (2014). Bilgi ile iyileşme: bibliyoterapi. Türk Kütüphaneciliği 28(2), 169-181
- Weimerskirch P. J. (1965). Benjamin Rush and John Minson Galt, II. Pioneers of bibliotherapy in America. Bulletin of the Medical Library Association, 53(4), 510–526.

hayat boyu öğrenci / life-long-learner