Literatürde etkinin ilk defa bulunduğu Amerikanın Chicago eyaletindeki Hawthrone Elektrik fabrikalarına atıfla Hawthrone etkisi veya sadece gözlemci etkisi (observer effect) olarak geçen yönteme göre, çalışanların kendilerini izleniyor hissettikleri ortamda daha verimli çalışmaktadır hipotezi yatar.
Etkinin literatüre kazandırılması 1950 yılında Herny A. Landsberger’in 1924 ve 1932 yılları arasındaki Hawthrone Elektrik fabrikaları üzerine yaptığı çalışmaları yorumlaması ile olmuştur. Hawthrone fabrikasında çalışanların verimleri üzerinde yapılan bir deneyde, aydınlatmaların çalışanlar üzerindeki etkisi ölçülmek istenmiş bunun için çalışanların bir kısmının nispeten daha aydınlık ortamda çalışması için normal aydınlatma yerine daha fazla ışık veren aydınlatma sistemine geçilmiştir. Bir kısmının ise nispeten daha az aydınlık ortamda çalışmasını sürdürmesi istenmiştir. Çalışma sonunda aydınlatma sistemi değiştirilen çalışanların kendilerine ilgi gösterildiği düşüncesi ile motivasyonlarında artma olduğu ve üretkenliklerinin arttığı gözlemlenmiştir.
Bu gözlemin ardından ışık yoğunluğu ile üretkenlik arasında ilişki kurularak çok sayıdaki endüstriyel psikoloji çalışmasına temel teşkil eden aydınlanma çalışmaları (illumination studies) temellendirilmiş ve literatüre kazandırılmıştır. Aydınlanma çalışmaları Hawthrone etkisinin temelini oluşturmaktadır ancak Hawthrone etkisi aydınlanmanın ötesinde çalışanların motivasyonunda gösterilen ilginin önemini vurgular. Bu iddiayı örneğin çalışma ortamının temiz tutulması için gösterilen gayret, çalışanların yollarındaki engellerin kaldırılması ve hatta çalışanların rahat hareket etmeleri için makine parkının yeniden düzenlenmesi gibi motivasyon arttırıcı farklı parametreler ile destekler.
Hawthrone etkisinin altında yatan motivasyon arttırıcı etkinin gözlemleniyor olma bilinci olduğu söylenebilir ancak buradaki gözlem, olumlu duygularla yapılan gözlem anlamındadır. Yani çalışanların kendilerini düşünen ve kendileri ile ilgilenen birisi olduğuna inancıdır.
Özellikle o dönemdeki çalışma ortamları düşünüldüğünde Weberyen bürokrasinin hakim olduğu ve çalışanların sadece almış oldukları direktiflere ne kadar uyduğuna göre sınıflandırıldığı ve hiçbir inisiyatif almalarına izin verilmeyen robotlar olarak görüldüğünü unutmamak gerekir. İşte Hawthrone etkisine göre bir çalışanın, kendisinin düşünüldüğünü hissetmesi, farkında olmadan dahi olsa üretkenliğine yansımaktadır.
Hawthrone etkisinin günümüzde de önemli bir yeri olduğu ve büyük ölçüde değişmekle birlikte endüstriyel psikolojide yoğun olarak kullanıldığını söylenebilir.
Röle Montaj Deneyi
Deney 1927-1932 yılları arasında o dönemdeki telefon rölelerini monte eden kadın fabrika çalışanları üzerinde yapılmıştır ve literatürde röle montaj deneyi (relay assembly experiment) olarak geçer. Bir hat üzerinde montaj yapan kadınların, hatta bıraktıkları röle sayısını çıktı olarak kabul eden deneyde öncelikle mevcut üretim kapasitesinin ölçülmesi için deney ile ilgili haber verilmeksizin 2 hafta boyunca ölçüm yapılmıştır. Ardından kadınlar bir deney odasına alınıp başlarında bir amir bulunduğu halde kadın işçilere fikirleri sorulmuş ve vermiş oldukları fikirler amirleri tarafından kendileri ile görüşülmüştür. Yapılan görüşmelerden toplanan bazı fikirler üzerinden 5 yıl süren bir deney yürütülmüş ve araştırmacılar aşağıdaki fikirlerin üretime etkisini araştırmıştır:
- İki adet beşer dakikalık ara verilmesinin üretime etkisi ile iki adet onar dakika ara verilmesinin etkisi arasındaki fark (isteklerine bağlı olmadan). Bu deneyde üretimin arttığı görülmüş ancak ara sayısı 6 veya daha fazlaya çıkarıldığında çalışanların rahatsız olmaya başladığı ve üretimlerinin azalmaya başladığı görülmüştür.
- Aralarda yiyecek servisinin olması.
- Günlük mesainin 30 dakika kısaltılması toplam üretimi arttırmıştır. Günlük mesainin daha da kısaltılması saatlik üretimi arttırmakta olup toplam üretimi azaltmaktadır.
Ayrıca önemli bir gözlem, herhangi bir parametrenin değiştiriliyor olmasının üretimi arttırdığıdır. Hatta parametre eski değerine getirildiğinde bile bir süre boyunca eskisinden daha iyi üretim olduğu gözlemlenmiştir. Bunun açıklaması olarak insan tabiatının yeni şeylere uyum sağlamak için daha fazla gayret etmesi olarak açıklanabilir.
Ancak deneyin sonunda deneyin her durum için çalışanların gözlemlendikleri hissine sahip olmalarının çalışanlar üzerinde önemli bir performans artışı olduğu kabul edilmiştir.
Hawthrone Etkisi ve Yönetim Bilişim Sistemleri
Bilişim sistemleri (BS) yapısı itibariyle çalışanların gözlemlendiği ve performans değerlendirmelerinin çok kolay bir şekilde raporlandığı ortamlar sunmaktadır. Hawthrone etkisi ise yapılan gözlemlerin olumlu yönde çalışan performansını ortaya koyması açısından önemlidir. Bu iki yaklaşımı birleştiren araştırmacılar BS’lerinin çalışan performansı üzerinde arttırıcı yönde kullanılabilmesi için Hawthrone Stratejisi ismi verdikleri bir yöntem geliştirmiş ve çalışanların dış etkilerinin gözlemlendiği ve iç adanmışlıklarının arttırıldığı bir yapı kurmaya çalışmışlardır. Yine YBS açısından toplantı yönetimi ve birlikte çalışmanın motivasyonu arttırıcı özelliği ile Hawthrone etkisinin birlikte kullanıldığı ve bu yaklaşımın grup katılım yazılımlarına uygulandığı bazı uygulamalar da çalışılmıştır.
Sonuç olarak;
Üretkenlik çalışma grubu içindeki resmiyete dayanmayan etkileşimlerle bağıntılıdır. Hawthorne çalışmalarının asıl ortaya koyduğu şey, yönetimin işçilere kullandıkları makinelerin bir parçası değil de insan gibi davrandığında ve saygı gösterdiğinde üretimin artacağı olmuştur.
Kaynakça ve İleri Okumalar:
- Davis A. H. (2019). Pavlov’dan günümüze deneylerle psikoloji. (Çev. Ö. Yılmaz). İstanbul: Epsilon Yayın Evi.
- Şeker, S. E. Hawthrone Etkisi (Hawthrone Effect).
Psikiyatri hemşireliği yüksek lisans öğrencisidir.
Toplum ruh sağlığı hemşireliği, kişilik psikolojisi, sağlık sosyolojisi ve tiyatro ile ilgilenir.
Yaşamın içerisinde kendisini arayan birisidir.
İçerik Üretim Komisyonu üyesidir.
İletişim: darkatamer@gmail.com