İnsan cinselliğinin evrensel olarak kabul edilebilir bir tanımına ulaşmanın zor olduğu kabul edilmekle birlikte, cinsel sağlık; “cinselliğin bedensel, emosyonel, entelektüel ve cinsel varlığın sosyal yönlerinin hayatı zenginleştiren kişilik, aşk ve iletişimi güçlendiren biçimde bütünlük oluşturması şeklinde tanımlanmaktadır. Literatürde cinselliğin, insanın bireysel varlığını sürdürmesi için yaşamsal bir işlevi olmasa da, yaşam kalitesini oluşturan temel bir bileşen olduğu vurgulanmaktadır.
Toplumlara göre cinsellik değişken bir konudur. Gelişmiş toplumlarda insanlar cinsellikle ilgili birbirleriyle daha rahat paylaşımlar yapabilirken, gelişmekte olan toplumlar bu konuda daha kapalı bir özellik göstermektedir.
Cinselliğe bakış kültürden kültüre değişiklik göstermektedir. Bireylerin cinselliğe bakış açısını, içinde yaşanılan kültür, dini inanışlar, toplumun değer yargıları, toplumun cinsellikle ilgili yanlış bilgi ve inanışları etkilemektedir.
Cinsellik çok merak edilmesine karşın az konuşulan, bir yandan utanılan, diğer yandan övünülen, tüm insanların temel gereksinimi iken gizliliği önemsenen bir konu olması nedeni ile oldukça karmaşıktır. Bu karmaşa cinsellikle ilgili yanlış bilgilerin, beklentilerin ve cinsel mitlerin oluşmasına neden olmaktadır.
Toplumlar, sahip oldukları kalıp yargı ve değerleri, yeni yetişen kuşaklara aktarır. Böylelikle bireyler içinde yaşadıkları toplumun kültürüne göre, kadınlardan ve erkeklerden beklenen görev ve sorumlulukları öğrenerek büyürler. Fakat aktarılan bu bilgiler çoğunlukla gerçeği yansıtmaz. Toplumsallaşma sürecinde kalıplaşmış değer ve beklentiler bireylerin her alandaki davranışlarını ve hayat tarzlarını etkileyebilmektedir. Bu sistem içinde büyüyen bireyler cinsel mitleri de benimsemiş olur.
Cinsel mitler , cinsellikle ilgili olarak gerçek bilimsel verilerle bağlantılı olmayan, bireylerin kulaktan dolma bilgileri birbirine aktarmasıyla yayılan, toplumun hayal gücüyle şekillenen abartılı, yanlış kalıplaşmış yargılardır.
Toplumun cinsellikle ilgili sahip olduğu bazı yanlış inanışları CETAD (2007) aşağıdaki gibi sıralamıştır:
- Erkekler her zaman cinsel istek duyarlar.
- Kadınların cinsel isteği azdır.
- Cinsel ilişki arzusunu belli eden kadın hafif biridir.
- Erkekler duygularını belli etmemelidir.
- Başka şeylerde olduğu gibi cinsellikte de başarıya ulaşmak çok önemlidir.
- Cinsel ilişki isteğini erkek belirtmelidir.
- Menopoz cinsel isteği ortadan kaldırır.
- İyi bir sevişme cinsel heyecanın sürekli tırmanması ve orgazmla sonlanması demektir.
- Uyarılmış erkek boşalmazsa zararlı olur.
- İlk boşalmadan sonraki boşalmalarda erken boşalma sorunu olmaz.
- Sevişme her zaman doğal ve kendiliğinden olmalıdır, sevişmek hakkında konuşmak düşünmek veya hayal kurmak onu bozar.
- Sevişmeyi başlatan kadın ahlaksızdır.
- Sevişme ancak her iki tarafın birlikte orgazm olmasıyla güzeldir.
- Eşler birbirini sevdikleri taktirde sevişmekten nasıl zevk alabileceklerini de bilirler.
- Olgun kadın birleşmeyle orgazm olmalıdır.
- Tüm fiziksel yakınlaşmalar sevişmeyle sonlanmalıdır.
- Yaşlanma cinsel isteği tamamen ortadan kaldırır.
Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği’nin (CETAD) 2006 yılında yapmış olduğu bir çalışmada, cinsel konularda bilgilenmenin ana kaynağını sıklıkla arkadaş, çevre, gazete-dergi gibi medya araçları, filmler ve pornografik materyallerin oluşturduğu belirtilmektedir. Büyük oranda eksik, yanlış ve/veya abartılı bilgi aktaran bu kaynaklar cinsellikle ilgili önyargı ve mitlerin genel olarak kabul görmesine katkıda bulunurlar.
Farklı eğitim ve kültür düzeyinde olsalar bile pek çok ebeveyn cinsellik konusunda geleneksel tavırlarını sürdürmekte, cinsel konuları hala tabu olarak görmekte ve çocukları ile konuşmaktan kaçınmaktadır. Bu nedenle; ailede başlaması gereken cinsel eğitim yeterli düzeyde verilememekte, sessizce devam eden gelenekler okullarda da sürmekte, adölesan/gençlerin çoğu aile içinde ve eğitimleri boyunca cinsellikle ilgili uygun, yeterli ve doğru bilgiyi alamamaktadır. Yeterli düzeyde bilgi alamayan gençler, cinsel konularda yanlış bilgiler edinebilmekte, farklı davranışlara yönelebilmektedir. Oysa cinsel konulardaki bilgi ve tutumları; gençlerin gelecekteki cinsel yaşamlarını, aile hayatlarını ve doğurganlık davranışlarını yakından etkilemektedir.
Toplumdaki cinsel mitlerin ortadan kaldırılmasında sağlık çalışanlarına özelliklede ebe/hemşirelere önemli roller düşmektedir.
Cinsel Mitlerin Ortadan Kaldırılması İçin Öneriler:
- Okullarda verilen sağlık bilgisi dersi içinde cinsel sağlık ve üreme sağlığına ilişkin konuların daha kapsamlı işlenmesi, eğitim verilirken bireyin yaşadığı çevre, bölge ve kültürün göz önünde bulundurulması.
- Aile sağlığı merkezlerinde cinsellik ve üreme sağlığına ilişkin bilgi ve danışmanlık hizmeti verilmesi.
- Evlenme hazırlığı içinde olan çiftlere cinsel sağlık ve üreme sağlığı ile ilişkili kursların düzenlenmesi.
Kaynakça ve İleri Okumalar:
1. Akın ve Özvarış, 2003; Coşkun ve Gökdemirel, 1997; Dejong ve ark., 2007; Erman, 2002; Gezgin, 1997; Giray ve Kılıç, 2004; Poroy, 2000; Sağlık Dergisi, 1998; Salman, 1993; Sutherland, 1997; WHO, 2007., 9(2), 55-58.
2. Bozdemir N, Özcan S. Cinselliğe ve cinsel sağlığa genel bakış. Turkish Journal of Family Medicine and Primary Care (TJFMPC) 2011;5:37–46.
3. Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Araştırması. Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği. İstanbul: Organizasyon, 2006.
4. Gülsün M, Ak M, Bozkurt A. Psikiyatrik açıdan evlilik ve cinsellik. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar. 2009; 1(1):68-79.
5. Karabulutlu Ö, Yılmaz D. Üniversite Öğrencilerinde Cinsiyete Göre Cinsel Mitler. Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi 2018; 27(3): 155-164
6. Kısa S, Zeyneloğlu S, Yılmaz D, Verim E. Evlilik Hazırlığı Yapan Çiftlerin Cinsellikle İlgili Bilgi ve İnanışları. TAF Preventive Medicine Bulletin 2013;12(3):297-306
7. Kora, K., & Kayır, A. (1996). Cinsel roller ve cinsel mitler. Düşünen Adam Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Dergisi, 1996; 9: 55-58.
8. Khazaeia M, Rostamib R, Zaryabic A. The Relationship between sexual dysfunctions and marital satisfaction in Iranian married students Procedia – Social and Behavioral Sciences 2011; 30: 783-785.
9. Ogur P, Utkualp N, Aydınoğlu N. Sağlık yüksekokulu öğrencilerinin cinsellikle ilgili inanışları. Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi 2016;25:13–21.
10. Şahbaz T. Cinsel Mitlerin Cinsel İşlev Bozukluğu ve Kaygı Üzerinde Etkisi. Işık Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı Tezi, İstanbul 2017.
11. Torun F, Torun SD, Özaydın AN. Erkeklerde Cinsel Mitlere İnanma Oranları ve Mitlere İnanmayı Etkileyen Faktörler. Düşünen Adam Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Dergisi 2011; 24(1): 24-31.
12. Yetkin N. Cinsel oyku alma ve cinsel işlevin değerlendirilmesi: İcinde Yetkin N, İncesu C (editorler). Cinsel İşlev Bozuklukları Monograf Serisi. İstanbul: Roche Mustehzarları Sanayi A.Ş.,2001, 27-29.
13. World Health Organization. (1975). Technical records of the World Health Organization, Geneva.
Psikiyatri hemşireliği yüksek lisans öğrencisidir.
Toplum ruh sağlığı hemşireliği, kişilik psikolojisi, sağlık sosyolojisi ve tiyatro ile ilgilenir.
Yaşamın içerisinde kendisini arayan birisidir.
İçerik Üretim Komisyonu üyesidir.
İletişim: darkatamer@gmail.com
Farkındalık yaratıcı bir yazı olmuş👏