Doç. Dr. Fahriye Oflaz
Koç Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi
Psikiyatri Hemşireliği Öğretim Üyesi
Uluslararası yayınlar, pandemide ruhsal bozuklukları olan bireylere yönelik olarak bazı konulara özellikle dikkat çekiyor. Örneğin, bipolar bozukluğu ve şizofreni tanısı olan hastaların hem ilaçlarına erişimi hem de ilaç uyumu bozulacağından nükslerin artacağı vurgulanıyor. Koşullardaki olumsuz değişimlerin (sosyal sınırlılıklar, maddi problemler vb.) umutsuzluk ve intihar düşüncesinin artmasına neden olabileceği; yoğun kaygının, paranoyayı ve nihilistik sanrıları hızlandırabileceği belirtiliyor. Madde kullanım bozukluğu olan bireyler için ise maddeye erişememe nedeniyle deliryum, ciddi yoksunluk belirtileri ya da toksikasyon durumlarında acil servislere yetersiz erişim, dolayısıyla ölüm riskinin artabileceğine işaret ediliyor. Ayrıca yayınlarda bu grubun aldıkları tedaviler ve olumsuz yaşam koşulları nedeniyle pnömoni gibi enfeksiyonlar açısından riskin de daha yüksek olduğu vurgulanmaktadır. Bunun yanısıra, psikotrop ilaçlarla COVID-19 tedavisinde kullanılan ilaçların etkileşimlerinin, COVID-19 tedavisini daha zor ve potansiyel olarak daha az etkili hale getirebildiğine ilişkin tartışmalar yer almaktadır (Chatterjee ve ark, 2020; Fischer ve ark, 2020; Fengyi Hao, 2020; Huremović, 2019; Zhang ve ark, 2020).
Ruhsal bozukluk tanısı olan ve sürekli ilaç kullanan kişiler için en önemli sorun alanlarından birisinin, karantina ve bulaş korkusuyla hastanelere gidememe gibi kısıtlamalar nedeniyle reçetelerini yeniletememeleri, destekleyici psikoterapi ve grup aktivitelerine katılamamaları olduğu belirtilmektedir. İlgili literatürde tele-psikiyatri ile hizmetlere erişimin iyileştirilmesinin, psikotrop ilaçların eve ulaştırılmasının, çevrimiçi psikiyatrik ilk yardım ve salgına hazır oluşluk sağlamanın psikiyatrik hastaların yaşadığı semptomların şiddetini en aza indirmede önemli bir rol oynayacağı önerilmektedir (Chatterjee ve ark, 2020; Fengyi Hao, 2020; Huremović, 2019; Zhang ve ark, 2020).
Bu bağlamda zararları ve kayıpları en aza indirme ve kronik ruhsal bozukluklardan muzdarip kişilerin yaşam kalitesini yükseltme amacıyla yine önceki deneyimler ve çalışmalardan hareketle eksikliğin belirgin olduğu genel sağlık hizmetleri, toplumsal alan ve temel haklar ile ilgili yapılması gerekenler şu şekilde sıralanmaktadır (Chatterjee ve ark, 2020; Fengyi Hao, 2020; Ifteni ve ark, 2020; Torous ve Keshavan, 2020; Zhu ve ark, 2020):
- Her tür ve seviyede sağlık kuruluşunda, sık rastlanan ve ağır seyreden ruhsal problemler hakkında eğitim almış en az bir çalışan ya da ekip bulunmalı ve bu kişilerin tespit edilerek destek ve yardım sağlayan bir sistem de tanımlanmış olmalı. Örnek;
- Acil servislerde görev yapan sağlık personelinin, uygun, zamanında müdahale ve sevkinin yapılabilmesi için psikiyatrik acil durumlardan daha fazla haberdar olmasının sağlanması.
- Hastanelerde/acil servislerde psikiyatrik aciller ile ilgili ekiplerin kurulması ve iletişim krizlerinin çözümünün güvenlik birimlerine bırakılmaması.
- Ruhsal bozukluğu ve madde bağımlılığı olan bireylerin salgın sırasında ilaçlarına ulaşabilmesi ve hem toplum içinde hem de kurumlarda destek almalarının sağlanması için sistemler tanımlanmalı. Bunun yapılabilmesi için;
- Temel sağlık hizmetleri ve ilaçların sürekliliğini sağlayacak politika değişikliklerine ve prosedürlerin yenilenmesine ihtiyaç olacaktır.
- Oral ilaç alımını yönetemeyecek hastaların uzun dönem etkili enjektabl-depo formlara geçişi önerilmelidir ve reçete edilmesi sağlanmalıdır.
- İlaçların e-dağıtım ile ellerine ulaştırılmasını ve takibini sağlayacak sistemlere gereksinim vardır.
- Tele-psikiyatri veya immüno-psikiyatri poliklinikleri ile bu grubun salgın ve diğer fizyolojik/tıbbi sorunlarının ele alınabileceği pratik yapılar üretilmelidir.
- Ruh sağlığı çalışanları tele-konsültasyon kullanma konusunda daha bilinçli ve rahat kullanabilir hale getirilmelidir.
- Akıllı telefon tabanlı gevşeme, egzersiz programları, uyku hijyeni sağlama programları ile ev ortamında fiziksel sağlık durumu iyileştirilebilir. Salgın hakkında doğru bilgi akışı sağlayacak dijital sistemler kaygıyı ve bulaş riskini azaltmada yararlı olabilir.
- Duyusal, entelektüel, bilişsel ve psikososyal engeller de dâhil olmak üzere tüm engelli bireyler için erişilebilir iletişim mesajları hazırlanmalı. Sadece yazılı bilgiye dayanmayan yüzyüze iletişim, interaktif web sayfaları vb. iletişim kanallları tasarlanabilir.
- Yoğun intihar düşüncesi olan hastalara tele-psikiyatri acil hizmetleri veya yardım hattı sağlanmalı.
- Kronik ruhsal bozukluğu olan bireyleri evde takip edecek hizmet modelleri ve ekipleri geliştirilmeli.
- Kurumlar (yataklı ruh sağlığı merkezleri ve bakım merkezleri) COVID-19 bulaşma riskini asgari seviyeye indirmeye yönelik prosedürler ve virüs bulaşmış olabilecek kişilere müdahale protokolleri geliştirmeli.
- Ruhsal bozukluğu olan bireylere bakım veren kişilerin karantinaya alınmasını gerektiren durumlar söz konusu olduğunda, bireylerin bakımının sürmesini sağlayacak planlar yapılmalı.
- Ailesinden ve bakım verenlerinden ya da toplumsal ortamlarından ayrılmak zorunda kalan bireylerle iletişim ve destek sağlayacak stratejiler geliştirilmeli.
- Ruhsal bozuklukları olan kişilere yönelik bir takip ve yönlendirme sisteminin ilgili tüm sektörler arasında (sağlık, koruma, sosyal hizmetler, güvenlik) işler bir durumda olduğundan, müdahalede bulunan tüm sektörlerin bu sistemin varlığından haberdar olduğundan ve bu sistemi kullandığından emin olunmalı.
Ayrıca ruhsal bozukluk tanısı olan bireylerle çalışırken ‘’haklar’’ çerçevesinde şunlara dikkat edilmelidir;
- Ruhsal bozukluğu olan ve madde bağımlısı kişilerin tedavi süresince her zaman diğer kişilerle eşit şartlarda aydınlatılmış onam hakkı göz ardı edilmemelidir.
- Yatarak tedavi gördükleri sırada COVID-19 belirtileri gösterenler, diğer kişilerle aynı düzeyde iyi tedavi ve destek almalıdır.
- Karantina altındaki psikiyatrik bozukluğu olan bireylerin korunması ve gözetilmesine ilişkin protokoller geliştirilmelidir.
- Ruhsal bozukluk tanılı bireylerin salgın müdahale programlarına katkıda bulunamayacağı ya da kendi kararlarını veremeyeceği gibi önyargılar, damgalama ve ayrımcılık engellenmelidir.
Sonuç olarak salgın acil durum planlama ve müdahale çalışmalarına kronik ruhsal bozukluğu olan bireylerin dâhil edilmesi ve seslerinin duyurulması bu kişilerin COVID-19’a yakalanma riskini azaltması yanında hem fiziksel hem de ruh sağlıklarının korunması açısından da son derece önemlidir.
Tüm sorunların yanıtının tıbbi müdahalelerde aranıyor olması ruhsal bozukluk tanısı ile yaşamak zorunda olan kişilerin yaşam alanlarının sadece hastane ve ev arasında sıkışması ve çözümsüz kalması anlamına geliyor. Bu bağlamda, kişisel hakların korunduğu, gerektiğinde pozitif ayrımcılıkla toplum içinde kalmanın desteklendiği çok boyutlu ve kapsamı geniş yeni bakış açılarına ihtiyaç duyulmaktadır.
Kaynakça ve İleri Okumalar:
- Binbay T., Ulaş U., Elbı̇ H., Alptekı̇n K. (2011) Türkiye’de Psikoz Epidemiyolojisi: Yaygınlık Tahminleri ve Başvuru Oranları Üzerine Sistematik Bir Gözden Geçirme. Türk Psikiyatri Dergisi 22(1):40-52
- Chatterjee SS., Barikar CM. & Mukherjee A. (2020). Impact of COVID-19 pandemic on pre-existing mental health problems. Asian journal of psychiatry 51, 102071. Advance online publication. https://doi.org/10.1016/j.ajp.2020.102071
- Fischer M., Coogan A.N., Faltraco F., Thome J. (2020) Psychiatry Research 288: 113001 https://doi.org/10.1016/j.psychres.2020.113001
- Fengyi Hao, et al. (2020) Do psychiatric patients experience more psychiatric symptoms during COVID-19 pandemic and lockdown? A case-control study with service and research implications for immunopsychiatry. Brain, Behavior, and Immunity, https://doi.org/10.1016/j.bbi.2020.04.069
- Huremović D. (ed.) (2019) Psychiatry of Pandemics Springer Nature, Switzerland AG p.127-141 https://doi.org/10.10 07/978-3-030-15346-5_11
- Ifteni P., Dima L. & Teodorescu A. (2020) Schizophrenia Research, https://doi.org/10.1016/j.schres.2020.04.030
- Torous J. & Keshavan M. (2020) COVID-19, mobile health and serious mental illness, Schizophrenia Research, https://doi.org/10.1016/j.schres.2020.04.013
- Zhang K, Zhou X, Liu H. & Hashimoto K. (2020) Treatment concerns for psychiatric symptoms in patients with COVID-19 with or without psychiatric disorders, The British Journal of Psychiatry. doi: 10.1192/bjp.2020.84
- Zhu Y., Chen L., Ji h., Xi M., Fang Y., Li Y. (2020) The Risk and Prevention of Novel Coronavirus Pneumonia Infections Among Inpatients in Psychiatric Hospitals. Neurosci. Bull. 36(3):299–302, https://doi.org/10.1007/s12264-020-00476-9
Doç.Dr. Fahriye Oflaz, Koç Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Hemşirelik ve Ruh Sağlığı Hemşireliği Anabilim Dalı’nda öğretim üyesidir. 1989 yılında Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GMMA) Hemşirelik Yüksek Okulu’ndan mezun oldu. Yüksek lisans (1995) ve doktora (2001) eğitimini yine Gülhane Askeri Tıp Akademisi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’nde Psikiyatri hemşireliği programında tamamladı. 2003-2004 yılları arasında Johns Hopkins Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu’nda doktora sonrası programa katıldı. O zamandan 2010 yılına kadar GATA Hemşirelik Okulu’nda öğretim üyesi olarak ve Psikiyatri Hemşireliği Bilim dalı başkanı olarak görev yaptı. 2012 yılında TSK’den emekli olduktan sonra Yeditepe Üniversitesi ve Okan Üniversitesi Hemşirelik Bölümlerinde öğretim üyeliği;2014-2018 yılları arasında Türk Psikiyatri Hemşireleri Derneği Başkanlığını yürütmüştür. Araştırma ve ilgi alanları Psikolojik travma ve psikolojik ilk yardım, Kronik ruhsal hastalıklarda bakım ve iyileşme, Toplumsal ruh sağlığı, Grup terapileri, Tıbbi durumlarla ilgili psikososyal konular, psikiyatri hemşireliği eğitimidir.