5 aydır covid-19 kliniğinde çalışan bir hemşire olarak hastalarda sıklıkla solunum sıkıntısı, nefes darlığı, öksürük, tat ve duyu kaybı gibi belirtiler görürken bir yandan da çoğu hastamın sürekli ağladığını, endişe ve kaygı duyduğunu fark ettim.“Covid-19 sadece fizyolojimizi mi etkiliyor yoksa psikolojimizi de etkiliyor mu? Tat ve koku duyusu kaybı gibi belirtiler iyileştikten belli bir süre sonra geçerken ruh sağlığımız hemen düzeliyor mu?” soruları aklıma takıldı. Covid-19 sürecine baştan başlarsak:
12 Aralık itibariyle Çin’de başlayıp tüm dünyayı yavaş yavaş etkisi altına alan bir virüs olan covid-19 Türkiye’de 10 Mart’ta açıklanan ilk vaka ile bilinmezliğin korkusunu yaşatmaya başladı. 1 vakadan 6 vakaya, 6 vakadan 18 vakaya, 18 vakadan 47 vaka derken şu an güncel olarak tespit edilen yaklaşık 300 bine yakın vakaya ulaşılmıştır. Pandemi süresince Covid-19 virüsünün fiziksel sağlığa etkileri hakkında konuşulurken ruh sağlığına olan etkisi yeterince gündeme gelmemiştir. Pandemi sürecinde birey enfekte olsun olmasın ruh sağlığı etkilenebilmektedir.
Peki Covid-19 psikiyatrik sekel bırakır mı?
Sekel, bir hastalıktan sonra yerleşip kalan işlev veya doku bozukluğudur yani hastalığın fizyolojik veya psikolojik kalıntısıdır. Covid-19 ruh sağlığımıza etkilerine ve bizde bıraktığı psikolojik izlere bakacak olursak:
Covid-19 pandemisinde insanlar stres, hastalık korkusu, kafa karışıklığı, öfke, hayal kırıklığı, can sıkıntısı, karantina ile ilişkili damgalama ve belirsizlik gibi durumlara maruz kalmaktadır ve bunların sonucunda psikiyatrik bozukluklar açığa çıkabilmektedir. Covid-19 salgını çok yeni ve devam etmekte olduğundan hastalığı karmaşıklaştıran psikiyatrik bozukluklar hakkında çok az çalışma olmakla birlikte bu çalışmalarda da yalnızca kısa vadeli yönler bildirilmektedir. Covid-19 pandemisinde özellikle yoğun bakım ünitesinde kalmak ve mekanik ventilasyon kullanımı, kendi başına başlıca psikiyatrik bozuklukların gelişmesi için bir risk faktörüdür.
Geçmiş solunum yolu viral pandemileri üzerine yapılan araştırmalar çeşitli nöropsikiyatrik semptom türlerinin akut viral enfeksiyon durumunda veya enfeksiyon sonrası değişken zaman aralıklarından sonra ortaya çıkabileceğini göstermektedir ( Troyer, 2020; Honigsbaum, 2013; Menninger, 1926). Şu anda Covid-19 ile ilişkili psikiyatrik semptomlar için çok sınırlı veriler bulunmasına rağmen geçmişte yapılan bir araştırma sonucunda SARS-CoV-1’den sağ kalan hastaların 31 ile 50 ay sonra klinik olarak travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, panik bozukluk ve obsesif kompulsif bozukluk gibi herhangi bir psikiyatrik tanıda enfeksiyon öncesi yaygınlıklarına göre çarpıcı bir artış vardır ve buna ek Coronavirüsü(CoV) enfeksiyonları ile psikoz arasında olası bir ilişki olduğu düşünülmektedir (Troyer, 2020; Lam,2009).
Çin’de 39 şehirden 52.730 vatandaşın katıldığı ülke çapında bir anket sonucunda, katılımcıların %35’i covid-19 pandemisinden dolayı hafif psikolojik rahatsızlık yaşarken; % 5’i daha şiddetli psikolojik rahatsızlık yaşadıklarını bildirmiştir (Cabrera, 2020; Qiu, 2020). Çin’de salgının ilk haftası ve zirve yaptığı dördüncü haftasında yapılan 190 şehirden 1738 katılımcıyla gerçekleştirilen çalışmanın sonucunda %28’inde yüksek düzeyde anksiyete, %17sinde depresyon, %8′ inde stres ve sıkıntının sabit olduğu rapor edilmiştir (Wang, 2020). Yapılan bir diğer araştırmada ise iyileşen 402 hastanın taburculuklarından 1 ay sonra yapılan çalışmaya göre %55.7’sinde en az bir psikopatoloji ölçümüne ulaşılırken; travma sonrası stres bozukluğu, anksiyete, uykusuzluk ve depresyon dahil psikiyatrik bozuklukların oranlarında artış olduğu gözlenmiştir (Mazza, 2020).
Sonuç olarak covid-19 salgını, dolaylı ya da doğrudan herkes için potansiyel bir travmatizasyon kaynağı ya da depresyon ve anksiyete ile ilişkili bozuklukların ortaya çıkmasını hızlandırıcı bir etkiye sebep olabilmektedir (Troyer, 2020; Li ve diğerleri, 2020).
Özellikle sağlık çalışanları ve diğer ön saflarda çalışanlar, önceden psikiyatrik bozuklukları var olan bireyler, çocuklar ve ergenler, yaşlılar dahil olmak üzere belirli insan grupları Covid-19 salgını sırasında travmatizasyona karşı daha savunmasız oldukları tanımlanmıştır (Rajkumar, 2020). Bu süreçte psikiyatri hemşireleri ve diğer ruh sağlığı uzmanları tarafından savunmasız bireylere özellikle yoğun şartlar altında çalışan sağlık çalışanlarına online destek hatları oluşturmuştur. Türkiye’de bu konuda yapılmış bir çalışma olmayıp bu çalışmaların sonucu ülkemizi tam olarak temsil etmemektedir. Covid-19 pandemisinin ruh sağlığı üzerindeki etkisi ve psikiyatrik yükü şu an tam olarak bilinmiyor olsa da ilerleyen zamanlarda dünya gündeminde önemli bir yer tutacaktır.
Kaynakça ve İleri Okumalar:
1.Troyer, E. A., Kohn, J. N., & Hong, S. (2020). Are we facing a crashing wave of neuropsychiatric sequelae of COVID-19? Neuropsychiatric symptoms and potential immunologic mechanisms. Brain, behavior, and immunity.
2. Rogers, J. P., Chesney, E., Oliver, D., Pollak, T. A., McGuire, P., Fusar-Poli, P., Zandi, M. S., Lewis, G., & David, A. S. (2020). Psychiatric and neuropsychiatric presentations associated with severe coronavirus infections: a systematic review and meta-analysis with comparison to the COVID-19 pandemic. The lancet. Psychiatry, 7(7), 611–627. https://doi.org/10.1016/S2215-0366(20)30203-0
3.Cabrera, M. A., Karamsetty, L., & Simpson, S. A. (2020). Coronavirus and its implications for psychiatry: a rapid review of the early literature. Psychosomatics.
4.Wang, C., Pan, R., Wan, X., Tan, Y., Xu, L., McIntyre, R. S., … & Ho, C. (2020). A longitudinal study on the mental health of general population during the COVID-19 epidemic in China. Brain, behavior, and immunity.
5.Rajkumar, R. P. (2020). Post-traumatic stress in the wake of the COVID-19 pandemic: a scoping review.
6.Mazza, M. G., De Lorenzo, R., Conte, C., Poletti, S., Vai, B., Bollettini, I., … & Benedetti, F. (2020). Anxiety and depression in COVID-19 survivors: role of inflammatory and clinical predictors. Brain, Behavior, and Immunity.
Psikiyatri hemşireliği bölümünde yüksek lisans yapmaktadır. Devlet hastanesinde normal zamanda pediatri hemşiresidir fakat uzun zamandır aktif olarak pandemi bölümünde çalışmaktadır.
Hayvanları, doğayı ve çocukları çok sevmektedir. 2018 yılında yaygın anksiyete bozukluğu tanısı almış ve 2.5 sene sonra iyileşmiş birisidir. Yeni şeyler deneyip görmeyi seven ve insanlarda ‘hiperaktif bu galiba’ düşüncesini oluşturan enerjik bir bireydir.
İçerik Üretim Komisyonu üyesidir ve eski Hipokampus Akademi genel koordinatörüdür.