Stigma ruhsal bozukluğu olan kişileri iki türlü etkiler:
- Dışsal olarak; arkadaşları, akrabaları, yakın çevresi ve işverenler tarafından reddedilmesi,
- İçsel olarak; reddedilmenin kişinin psikolojisinde yalnızlık ve depresyona yol açması (2).
Damgalanan birey, toplumdan giderek uzaklaşır ve zamanla kendisini yalnız hisseder, karamsarlık, ümitsizlik, güçsüzlük gibi duygular deneyimleyebilir ve damgalama devam ederse yaşama isteği, yaşamdan zevk alma duygusu azalabilir. Bireyin sosyal destekten mahrum kalması yaşamının her adımında kendisini gösterir (3).
Damgalama hastanın tedavi görme şansını azaltır. Ruhsal sorunları olan birey toplumdaki damgalamayı hissederse ve kendi kendini damgalarsa hastalığının başlangıcındaki belirtileri inkâr edebilir ve bu belirtileri için tıbbi çözüm aramayabilir (4). Hasta birey çalışıyorsa genellikle işyerinde etiketlenme korkusu yaşayarak, ilaç dozunu atlama şeklinde tedaviye uyumsuzluk gösterir (5). Damgalanan bireyin ilaç tedavisi bu durumdan olumsuz etkilenebilir.
Stigmatize edilen bireyin ailesi de bu durumdan etkilenir. Aile üyeleri özellikle anne ve baba suçluluk, yetersizlik ve yalnızlık duygusu deneyimleyebilir. Özellikle toplumun, hastalığa aile üyelerinin neden olduğunu düşünmeleri ve onları suçlamaları gibi yanlış inanışları ve bunun paralelinde damgalayıcı yaklaşımları aile üyelerinin kendilerini kötü hissetmelerine yol açar (Lefley, 1992). Anne ve baba ruhsal bozukluğu olan çocuğuna yöneldiği için diğer çocuklarını ihmal ettiği duygusuna kapılabilir. Stigmatizasyonun devamında ailenin sosyal aktivitelerinde azalma, içine kapanma, çevre ile olan etkileşimde azalma gözlenebilir. Bazı durumlarda aile üyelerinden birisi işini kaybedebilir ve sorunlara ekonomik bir boyut da eklenebilir (6,7).
Ruhsal bozukluğu olan bireylerin özellikle annelerinin, hasta olan çocuklarına ve kendilerine yönelik ayrımcı, dışlayıcı ve önyargılı davranışları, benlik saygılarını olumsuz etkilemektedir (7). Ruhsal bozukluğu olan bireyin anne/baba olması durumunda, çocukları damgalamaya maruz kalırsa; öfke, korku, utanma gibi duyguları yaşayabilirler. Sosyal çevreden uzaklaşarak içlerine kapanabilirler. Şüphesiz böyle bir sürece giren çocuk iletişime girme konusunda sorun yaşayabilir, okulda başarısız olabilir ve giderek daha çok içine kapanabilir, sonrasında madde kötüye kullanımı, madde bağımlılığı gibi problemlerle karşı karşıya kalabilir (8).
Sonuç olarak, ruhsal bozukluğu olan bireyle birlikte ailesinin de tedavi sürecinde ele alınmasının gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Şizofreni tanısı konmuş bir grup hastanın aileleriyle sosyometrik psikodramatik grup terapisi sürecinin değerlendirildiği bir çalışmaya göre; sağaltım yapılırken ailelerin katılımının önemli olduğu ve aileye verilecek her türlü hizmetin hastanın tedavisine fayda sağlayacağı belirtilmiştir (9).
________________________
Kaynaklar ve İleri Okuma:
1) Gül Ergün, (2005), Psikiyatri Servislerinde Çalışan Hemşirelerin Şizofreni Tanısı Almış Bireylere Bakış Açıları, Yüksek Lisans Tezi, Akdeniz Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Antalya
2) Bostancı, N. (2000). Psikiyatri ve psikiyatri dışı kliniklerde çalışan hemşirelerin ruh sağlığı bozuk olan bireylere karşı tutum ve davranışlarının değerlendirilmesi, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, İstanbul
3) Ferriman, A. (2000). The stigma of schizophrenia. British Medical Journal, 7233 (320): 522-524.
4) Taşkın, E. O. (2004 a). Stigma. Psikiyatri Psikoloji Psikofarmakoloji (3P) Dergisi, 12 ( Ek 3): 5-13
5) Çobanoğlu, Z.S., Aker, T., & Çobanoğlu, N. (2003). Şizofreni ve diğer psikotik bozukluğu olan hastalarda tedaviye uyum sorunları. Düşünen Adam, 16(4):211-218.
6) Phelan, J.C., Bromet E.J., & Link, B.G. (1998). Psychiatric illness and family stigma. Schizophrenia Bulletin, (24)1:115-126.
7) Soygür, H. (2003). Şizofreni/ruh hastalığı damgası ile mücadele: Neden ve Nasıl?. 10. Ulusal Sosyal Psikiyatri Kongresi Özet Kitabı, Ankara, ss:17-19.
8) Lefley, H.P. (1992). The stigmatized family, stigma and mental illness. Ed: P. J. Fink, Washington, American Psychiatric Press, pp;127-139.
9) Gülseren, L., Turgut, S., Yaprak, S., & Kültür S. (1999). Şizofreni tanısı konmuş bir grup hastanın aileleriyle sosyometrik psikodramatik grup terapi süreci. Türk Psikiyatri Dergisi, 10(4) 325-331.
Gönderinin Yazarı

Psikiyatri hemşireliği alanında uzman hemşiredir.
Toplum ruh sağlığı, varoluşçuluk, evrimsel psikoloji, felsefe, tiyatro, tarih ve teknoloji sever.
Ruh sağlığına yönelik çeşitli hizmetlerde gönüllü olarak görev alır.
Hayat yolcusu ve insan yavrusudur.
E-posta: enestapli@gmail.com