Tanım
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), okul öncesi dönemde başlayıp erişkinlikte de devam edebilen, aşırı hareketlilik hali, kısa dikkat süresi ve dürtüsellik ile karakterize bir bozukluktur. Çocuklarda en sık görülen psikiyatrik bozukluklar arasında yer alır ve tedavi edilmediği takdirde çocuğun ruhsal ve sosyal gelişimini, akademik başarısını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. DSM-IV’e göre DEHB’nin dikkat eksikliğinin belirgin olduğu tip, aşırı hareketlilik ve dürtüselliğin belirgin olduğu tip ve her ikisini de barındıran karma tip olmak üzere üç alt tipi bulunmaktadır.
Epidemiyoloji
DEHB’nin dünya genelinde yaygınlığı %3 ile %12 arasında değişmektedir. Yapılan çalışmalarda kız çocuklara kıyasla erkek çocuklarda daha sık görüldüğü bildirilmiştir. Kız çocuklarda DEHB’nin sıklıkla dikkatsizlik, kaygı bozuklukları ve depresyon ile seyrettiği ve davranış sorunlarının nadiren ortaya çıktığı belirtilmektedir. Erkeklerin ise tabloya genellikle yıkıcı davranış bozukluklarının eşlik etmesi nedeniyle, kızlara oranla kliniklere daha sık getirildikleri düşünülmektedir.
Etiyoloji
Biyopsikososyokültürel bir bozukluk olan DEHB’nin etiyolojisi tam olarak bilinmemekle birlikte, konu ile ilgili araştırmalarda genetik yatkınlık, psikososyal etkiler ve yapısal, nörogelişimsel, nörofizyolojik, nörokimyasal farklılıklar gibi sebepler ileri sürülmektedir.
Klinik Değerlendirme ve Tanı
DEHB klinik bir tanıdır; tanıyı kesinleştirmeye yönelik herhangi bir laboratuvar tetkiki ya da özgün bir test yoktur. Klinisyenin tanı araçları, aile ve çocuk ile yapılan görüşmeler, klinik gözlem, fizik ve nörolojik muayene, davranış değerlendirme ölçekleri ve bazı bilişsel testlerdir. Değerlendirmede ebeveynler, öğretmenler ve ölçekler yardımıyla bilgi toplanabilir. DEHB’de klinik belirtiler dikkat, hareketlilik ve dürtü kontrolü alanlarındaki sorunlarla karakterizedir.
DEHB’li çocuklar;
- Dikkatlerini bir noktaya toplamakta ve dikkati sürdürmede güçlük yaşamakta,
- Eşya ve oyuncakları sık kaybetmekte,
- Aldığı görev ve sorumlulukları unutmakta,
- Sırasını beklemede zorlanmakta,
- İsteklerini erteleyememekte,
- Daha soru bitmeden cevap vermekte,
- Aceleci olmakta,
- Başkalarının sözünü kesme gibi davranışlar göstermektedir.
Sınıf Ortamında DEHB’li Çocukların Belirgin Özellikleri
Okul öncesi dönem çocuklarında DEHB, çocukların davranışları ancak aşırı ölçüde zarar verici biçimde olduğunda fark edilebilmektedir. Okula ilk başladıklarında ise belli yönergelerle karşılaşmaları ve kendilerini disipline etmeleri beklendiği için, problemli davranışları daha çok ortaya çıkmaktadır. DEHB’li öğrencilerin öğretmenleri ilk başlarda bu öğrencilerin gösterdikleri davranışları anlamlandırmakta zorlanmakta ve çocuk ile öğretmen arasındaki ilişki olumsuz olarak etkilenmektedir.
Sınıf ortamında, DEHB’li öğrenciler, dikkati toplama yeteneğinde sınırlılık, dağınıklık, anlatılanı dinleme yeteneğinde güçlük, aşırı konuşma, kıpır kıpır olma, dürtü kontrolünde zorlanma, motor huzursuzluk, kurallara uymada zorluk, düzensizlik gibi davranışlar gösterirler.
Tedavi
DEHB tedavisinde psikososyal ve tıbbi yöntemleri içeren pek çok yaklaşım türü bulunmaktadır. Psikostimulanlar ve SSRI’lar DEHB tedavisinde en çok kullanılan ilaçlardır. Bilişsel Davranışçı Terapide istenilen davranışın pekiştirilmesi, istenmeyen davranışın söndürülmesi amaçlanır. Bu yaklaşımla tedavi sonucunda daha çok dürtü kontrolü, daha uzun düşünerek harekete geçme ve motor hareketliliğin uygun bir şekilde gerçekleşmesi sağlanır.
Sonuç
DEHB okul çağı çocuklarında sık karşılaşılan, öğretmenleri ve aileleri strese sokan bir problemdir. Sağlıklı ve uyumlu eğitim sürdürebilmeleri açısından DEHB’li çocukların erken teşhis edilmesi, eğitime erken başlaması ve sınıf içinde yaşanan problemlerle ilgili öğretmenlerin bilgilendirilmesi oldukça önemlidir. Çocuğun derse etkili bir şekilde katılımının sağlanabilmesi açısından öğretmenlere yönelik eğitim programlarının düzenlenmesi bir gereklilik olarak karşımıza çıkmaktadır. DEHB’nin özellikleri ve seyri hakkında ailelerin de bilgilendirilmesi ve uygun disiplin yöntemlerinin uygulanması önem taşır. Ebeveynler aşırı hoşgörülü ya da aşırı cezalandırıcı tarzdaki yaklaşımlardan kaçınmalıdır.
Kaynakça ve İleri Okumalar:
- Doğangün, B., & Yavuz, M. (2011). Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu. Türk Pediatri Arşivi, 46(11), 25-28.
- Özmen, S. K. (2010). Okulda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB). Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 6(2), 1-10.