İnsanların iyi bir yaşama kavuşmaları ve bu yaşamı sürdürebilmeleri, kendi yeterlilikleri ve sınırlılıkları hakkında iç-görüye sahip olmalarına bağlıdır. Bireyler yaşamları boyunca, karşılaştıkları bazı durumlarda ve bulundukları bazı ortamlarda kendilerini tanıtma ihtiyacı hissederler ve bunu yapabilmek için kendilerini tanımaya ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle kendimizi ve dış çevremizi anlama çabası içine gireriz. Birey kendini karşısındaki kişilere tanıttığı durumlarda bilinçli olarak o kişilerin izlenimlerini şekillendirmeye çalışır, bazen de bu kişilerin izlenimlerini şekillendirmeye çalışırken aldatmacalara başvurur. Bireyin kendini tanıtması esnasında başkalarının izlenimlerini şekillendirme ihtiyacı kısmen bilinçli olması mümkün olduğu gibi, bazı durumlarda bireyin isteği dışında da olabilmektedir. Bireyin kendi gerçekliğinden habersiz olduğu durumlar, bireyin, olduğunu düşündüğü kişi olarak kendini tanıtmasına sebep olabilmektedir.
Hayatında hiç proje üretmemiş bir çalışanın, proje üretmek denilince ilk akla gelen isim olduğunu söylediği, sosyal becerileri oldukça yetersiz bir bireyin kolayca arkadaş edinebildiğinden övgüyle söz ettiği, sınavdan geçebilecek notu alamayan bir öğrencinin yüksek bir not beklediğini dile getirdiği durumlarla pek çok kişi karşılaşmıştır. Kruger ve Dunning (1999) 2000 Ig Nobel ödülü alan “Vasıfsız ve farkında değil’’ adlı çalışmalarında günlük hayatta gözlemlenen bu probleme odaklanmaktadır. Bu çalışmada, belirli bir alanda ya da konuda vasıfsız ya da yetenekleri sınırlı bireylerin, gerçekte olduğundan çok daha fazla bilgi ve beceriye sahip olduklarına inanma eğilimleri, diğer bir ifadeyle “hayali başarı sanrısı” incelenmektedir. Çalışmada yeterlilik düzeyi düşük olan bireylerin, bu durumlarının farkına varmakta güçlük çekmeleri ve buna bağlı olarak da yeterlilik noktasında eksiklik yaşadıkları alanda abartılı sayılabilecek düzeyde özgüven sahibi olmaları durumu ele alınmıştır. Bunun yanı sıra, yeterlilik düzeyi yüksek olan bireylerin ise kendilerinin iyi yaptığı bir şeyi herkesin iyi yapabileceğini düşünmeleri nedeniyle kendi beceri düzeylerini düşük görmeleri durumudur. Bu çalışmayla birlikte literatürde bu duruma “Dunning-Kruger Etkisi” (DKE) denilmektedir.
DKE, herhangi bir alanda yeterlilik düzeyi düşük olan bireylerin kendi performanslarının ortalama düzeyinin üstünde; yüksek yeterlilik seviyesine sahip olan bireylerin ise kendi performanslarının daha düşük düzeyde olacağını düşünmeleri durumudur.
Dunning-Kruger sendromunun temelinde bireylerin kişisel özelliklerini, alışkanlıklarını, bildiklerini veya yaptıklarını doğru şekilde değerlendirememeleri yer almaktadır. Bu değerlendirmelerdeki yanılsama, kişinin bilgi ve becerilerini abartması ya da olduğundan daha düşük olarak değerlendirmesi şeklinde gerçekleşebilmektedir. Yeterlilik düzeyi düşük olan bireylerin, yeterlilik düzeyi yüksek olan bireylere göre yaşamış oldukları algı yanılması daha fazladır. Yeterlilik düzeyi düşük olduğu halde kendini iyi bir yerde görenlerin durumunun, yeterlilik seviyesi yüksek olan fakat kendisini olduğundan daha aşağıda görenlere göre daha ciddi bir problem teşkil ettiği belirtilmiştir. Kruger ve Dunning’e (1999) göre, bir konuda başarıyı ve tatmin duygusunu yaşamak için benimsedikleri stratejilerde yetersiz olan insanlar, iki yönlü açmaz yaşarlar; yanlış çıkarımlar yapmak ve talihsiz kararlar almakla kalmayıp kendi yetersizlikleri nedeniyle yaşadıkları durumun farkına varmakta da güçlükler yaşarlar. Myers (1998), yeterlilik düzeyi düşük olan bireylerin sosyal açıdan çekici konularda kendilerini ortalamanın üstünde gördüğü gerçeğini vurgulamıştır.
Charles Darwin (1871) de belirttiği gibi, “Cehalet, bilginin sağladığından daha çok özgüven verir.”(Darwin, 1971; Akt: Kruger ve Dunning, 1999). Buradan hareketle, cehalet, yani bilgi eksikliği, bireyin kendisi ile ilgili abartılı olumlu düşüncelerin oluşmasını kolaylaştıran bir etmendir, denilebilir.
Kaynakça ve İleri Okumalar:
- Somyürek, S., & Çelik, İ. (2018). Dunnıng-kruger sendromu ve öznel değerlendirmeler. Eğitim Teknolojisi Kuram ve Uygulama, 8(1), 141-157.
- Turğut, E. (2015). Dunnıng-kruger etkisinin ortaöğretim öğrencilerinin akademik mantıksal çıkarım becerisi, ahlaki olgunluk düzeyi ve yaşam pozisyonları ile ilişkisinin incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü. Van.
Psikiyatri hemşireliği yüksek lisans öğrencisidir.
Toplum ruh sağlığı hemşireliği, kişilik psikolojisi, sağlık sosyolojisi ve tiyatro ile ilgilenir.
Yaşamın içerisinde kendisini arayan birisidir.
İçerik Üretim Komisyonu üyesidir.
İletişim: darkatamer@gmail.com