Henry Molaison çocukluğunda geçirdiği bir bisiklet kazası sonucu kafa travmasına uğrar. Kaza sonrasında epileptik nöbetleri başlar. 27 yaşına geldiğinde, normal hayatını sürdürmesini engelleyen epilepsi nöbetleri sıklaşır. Başlangıçta ilaç tedavisine iyi yanıt veren nöbetlerin zamanla direnç kazanması nedeniyle Kanadalı sinir cerrahı Dr. Scoville 1953’te onun beyninin her iki tarafındaki hipokampusu almaya karar verir. Şiddetli kasılmalarla dolu bir geleceğin kendini bekliyor olması nedeniyle Henry bu ameliyatı kabul eder.
Ameliyat nöbetlerine iyi gelir ancak Henry’nin belleğinde hiç beklenmedik biçimde korkunç bir kayıp oluşur. Ameliyattan sonra belleğinde yeni bilinçli anıları saklayamaz olur. Değişmez bir şimdiye hapsolan HM, hayatımızı anlamlandıran kişisel deneyim birikimlerine yenilerini katmaktan acizdi.
Daha önce gördüğü doktor ve hemşire yüzlerini hatırlayamamış, kendisine verilen ilaçların isimlerini aklında tutamamış hatta hastaneye niçin yattığını dahi söyleyememişti. Yeni anılar oluşturamamak bir yana, geleceği de düşleyemiyordu Molaison. Ameliyatın, önceden beklenmeyen ve Henry’e yaşadığı süre içinde pahalıya mal olacak bu sonucu neden ortaya çıkmıştı? Bugün bu sorunun cevabını net bir biçimde biliyoruz.
Hipokampusun beyindeki belirginliği anatomik olarak yüzyıllardır biliniyordu. (Hipokampus şakak lobunun iç yüzeyine sokulmuş halde bulunmaktadır. Deniz atını andırdığı için Yunanca aynı anlama gelen hipokampus adı verilmiştir.) Ama bu yapının insan zihninde ve davranışlarında neye karşılık geldiği Molaison’un Scoville tarafından ameliyat edilmesine kadar bilinmiyordu. Hipokampusun beyinde yeni bilgilerin belleğe kaydıyla ve öğrenmeyle olan ilişkisi bir cerrahın başka bir hastalığın tedavisi amacıyla yaptığı ameliyatın istenmeyen sonucu olarak ortaya çıkmış olsa da beyinle ilgili olarak öğrenilen önemli bilgiler arasında yerini alacaktır. Ameliyatın sonucu ortaya çıktıktan sonra bellek ile ilgili araştırmalar derinleştirilmiştir. Bu araştırmalar sonucunda öğrenilenler ise şu şekilde özetlenebilir.
- İnsanda bellek işlevlerinin kısa ve uzun dönem bellekleri olarak organize olduğunun anlaşılması. Henry, hipokakampusunun iki taraflı çıkarılmasını takiben yaşadığı olaylardan hemen sonra ne yaşadığının hatırlayabiliyordu ancak bu anıları uzun süreli bellek haline getiremiyordu.
- Bu süreçler zamanla ilgili olarak ölçüldüğünde, Henry’nin bir olayı yaşadıktan sonraki 30 saniye içinde o olayı anımsayabilmesi, 30-60 saniye arasında anımsadıklarının düzensiz hale gelmesi ve 60 saniyeyi aşan sürelerde yaşadıklarıyla ilgili hiçbir izlenime sahip olamaması, bilim dünyasına ilk kez kısa süreli belleğin ve uzun süreli belleğin zaman açısından ne anlama geldiğini (Atkinson & Shiffrin, 1968) tanımlama fırsatı tanıdı.
- Bu ayrıma ek olarak, Molaison vakası bellekte başka türden ayrımlar olabileceğini de gösterdi. Bu ayrım, bir kişinin kendi hayatıyla ilgili anısal belleğiyle, dünyanın genel anlamda tanınmasıyla ilgili olan anlamsal belleği arasındaki ayrımdır.Bellekte bu tür ayrımlar 1984 yılında Tulving tarafından tanımlanmıştır. Örneğin bir kişinin ne zaman, nerede, kimin, çocuğu olarak doğduğu, hangi okullara gittiği, öğretmenlerinin kim olduğu anısal belleğiyle; içinde yaşadığı toplumu ve o dönemin dünyasını ilgilendiren önemli bir olayı anımsaması, su bardağını kibriti, kalemi, tanıması anlamsal belleğiyle ilgilidir. Anlamsal bellek beyinde hipokampusla sınırlı kalmayıp daha geniş temsiller bulurken, kişinin kendi geçmişiyle ilgili anılarının içinde toplandığı anısal belleği ağırlıklı olarak hipokampusa bağımlıdır. Henry kendi öz geçmişiyle ilgili bellek problemleri yaşarken dünyaya ait anlamlar konusunda iyi durumdaydı. Bu ayrım hipokampusumuzun kendimize ait belleğimizin merkezi olduğunu gösterdi.
- Henry Molaison vakasının aydınlattığı belleğe dair başka bilgiler de vardır. Henry ameliyat sonrası yürümesine yardımcı olacak yürüme dayanağını nasıl kullanabileceğini öğrenebilmişti. Her seferinde onu yeniden öğrenmeye gereksinim duymadan kullanabiliyordu. Buna karşın her sabah geçmişini unutmuş olarak uyanıyordu. Kim olduğunun her sabah kendisine söylenmesi gerekiyordu. Böylelikle, alet kullanmanın, bisiklet ya da araba sürmeyi öğrenmenin beyindeki hipokampus dışındaki yapılarla ilgili olduğu ve bu bilgiler bir kere öğrenildikten sonra unutulmadan korunduğu anlaşılmış oldu.
- Henry’nin görsel mekânsal ya da navigasyonla ilgili belleği de problemliydi. Bu bulgu öncelikle bilim insanlarını düşündürdü çünkü o dönemlerde bu yeteneklerin hipokampusla değil sadece beynin sağ yarısının yan üst lobuyla ilgili olduğuna inanılıyordu. Henry ameliyattan sonra yaşadığı yıllar boyunca bu tür bir zorluk yaşadığından bu konu bilim insanlarının gündeminden düşmemişti. Sonraları 2000’lere doğru bu konuda yapılmış araştırmalar Henry’nin neden bu problemi yaşadığını ortaya çıkardı. Hipokampusta bulunan özel bir hücre tipi (Grid Hücreleri) yer ve yön bulmayla ilgiliydi. Hipokampusu olmayan Henry’nin problemi bu nedenle ortaya çıkmıştı.
Henry Molaison geçirdiği ameliyattan sonra yukarıda bahsedilen bellek problemleriyle birlikte biyolojik yaşlanmasının yanı sıra, bu yaşlanmaya eşlik etmesi beklenen kendisine ait yeni bir bellek oluşturamadan 55 yıl daha yaşadı. Bu süre içinde bilim dünyası yeni araştırmalar nedeniyle kendisiyle çok kez bir araya gelerek ameliyattan önce bilinmeyen birçok bilginin şifrelerini çözdü.
75 yaşından sonra Henry’nin sağlık durumunda bozulmalar oluştu. Tekrarlayan ufak nöbetleri ve tansiyon yüksekliği bu süreci hızlandırdı. 2 Aralık 2008 tarihinde öldü. Bilim dünyasında 55 yıl süreyle H.M. olarak bilinen ünlü vakanın adının Henry Molaison olduğu açıklandı.
Kaynakça ve İleri Okumalar;
- Cangöz, B. (2005). Geçmişten Günümüze Belleği Açıklamaya Yönelik Yaklaşımlara Kısa Bir Bakış. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 22(1), 51-62.
- Eaglaman, D. (2016). Beyin-Senin Hikayen. İstanbul: Domingo.
- Erdoğan, S. (2010). İleriye Dönük Bellek Bozukluğu. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 2(2), 174-189.
- Tanrıdağ, O. (2018). Temel Beyin Bilgisi. İstanbul: Nobel Tıp.
- Zeman, A. (2006). Bilinç Kullanım Kılavuzu. İstanbul: Metis.
Hayriye, Sakarya Üniversitesi Hemşirelik bölümü mezunu.
Şizofreni, terapiler ve sosyal psikoloji konularına ilgili.
Sosyal ve aktif olmayı sever.
Tarihe baktığımızda beyin ile ilgili deneme-yanılma yöntemiyle bulunan pek çok sonuç olduğunu görüyoruz. Bu da onlardan birisi. Herkesin bahsettiği “anılarımı unutmak istiyorum” demesi, gerçekten iyi midir?