Herkese esenlikler diliyorum.
Bir süre önce deneyimleri ve tecrübeleri anlama ve öğrenme yolunda röportaj serisine başlama adımı atmıştım. Bugün geldiğim noktada “İyi ki” diyorum. Çünkü tanıdığınızı düşündüğünüz insanları bile farklı açıdan görebilme fırsatı edinebiliyorsunuz.
Engin Geçtan’ın dediği gibi: “Zaman bana; birisi hakkında bilgi sahibi olmanın, onu tanımak anlamına gelmediğini öğretti.”
Bu süreçte kişisel insan hikayelerine daha çok odaklanmayı planlıyorum. Bu amaçla sıradaki röportajımı “Elif Hilal Toprak: Psikiyatri Hemşireliğinde Yüksek Lisans Öğrencisi Olmak” başlığı ile sevgili Elif Hilal Toprak ile yapıyorum.
Buradan röportaj teklifimi kabul eden Elif Hilal Toprak‘a da çok teşekkür ediyorum. O halde başlayalım röportaja:
– Sizi tanımayan kişiler için kendinizi tanıtıp, biraz kendinizden bahseder misiniz?
Elbette. Ben Elif Hilal. Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi’nden 2018 yılında mezun oldum. 2019 yılı itibari ile İstanbul Medeniyet Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Psikiyatri Hemşireliği Yüksek Lisans Programı’na başladım. Aynı yıl Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde de hemşire olarak göreve başladım. Şu an yüksek lisans eğitimimin tez aşamasındayım.
– Yolunuz hemşirelik ile nasıl kesişti?
Üniversite tercihlerimi yaparken neredeyse tamamı mühendislik tercihi ile dolu bir liste yapmıştım. Şehir, okullar, akademik kadroları, mezuniyet sonrası imkanlarına kadar her şeyi araştırmıştım. Kalbimde Hacettepe Üniversitesi’ne karşı ayrı bir sevgi vardı, onu ve ‘’insanlara dokunabilmeliyim’’ düşüncemi hesaba katmamışım 😊 Bu nedenle tercihlerimi bu yöne yönelik yapma kararı aldım. Ayrıca içimde yaşattığım ‘’insanlara dokunabilme düşüncesi’’ beni tercihlerin son günlerinde hemşirelik yazmaya itti. Ufak bir araştırma sonrası mühendislik tercihlerimin üzerine eklediğim tek hemşirelik tercihim sayesinde bundan 7 yıl önce hemşirelik ile tanışmış oldum. Tabii kısa bir araştırma olunca detaylı olarak ‘’Hemşirelik nedir? Görev, rol ve sorumlulukları nelerdir? Kariyer planlaması yapacak olsam ne tür imkanlara sahip?’’ tüm bu soruların cevabı yetersiz düzeydeydi.
– Hemşirelikte bir uzmanlık alanı olarak psikiyatriye nasıl karar verdiniz? Eğer bu alanda uzmanlaşmasaydınız, hangi alanı tercih ederdiniz?
Çok severek yazdığım okulum sayesinde profesyonel, her anlamada bilgi, beceri, yetkinlik ve bunların aktarımında da donanımlı akademisyenlerden eğitim aldım. Lisans eğitimimin son yılına kadar bir çok ana bilim dalından bugüne gelmemde yadsınamayacak etkileri olan eğitimler aldım. Ancak öncesinde de içten içe merak duyduğum psikiyatrinin yeri benim için ayrı oldu, stajlarımda da bu düşüncemi giderek pekiştirdim. Size bir anımı anlatarak örneklemek istiyorum izin verirseniz.
‘’Psikiyatri ile ilgili gözlemlediğim ve deneyimlediğim kadarıyla çoğu öğrenci gibi dersleri almış olmama rağmen içten içe tedirginlik hissediyordum. Damgalamanın yaygın olduğu bir alan olması dolayısı ile ara ara korktuğumu dahi söyleyebilirim. ‘’Ee staj sonuçta, ya oranın ekibi ile uyumlu olamazsam! Stajlara eşlik edecek akademisyeni de biliyorum, her şeyi ile dolu dolu bir eğitimci, bir hata yaparsam ve ters bir tepki verirse, ya başarılı olamazsam! Her şey kitapta olduğu gibi olmuyor işte, kitapta yazmayan kısmı ile nasıl başa çıkacağım!’’ şeklinde aklımdan geçen bin bir türlü olumsuz düşünceyi sıralayabilirim.
Stajımız başlamıştı. Hocamız bizi öyle güzel organize etmişti ki her birimiz klinikteki her görevi tamamlıyorduk. Spor saatinde bulunma, çeşitli etkinlikler yapma, ihtiyaç görülen konularda eğitimler verme, EKT uygulamalarına eşlik etme, hepsi. Eksik kaldığımız herhangi bir uygulama yoktu ki, servis işleyişinde adaletli şekilde rol alıyorduk, yaptıklarımız birbirini tamamlıyor, mesleğimizden doyum alıyorduk. Vizitlere, hasta teslimlerine, vakalara hemşireler, asistanlar, diğer fakültelerin öğrencileri de dahil multidisipliner şekilde katılıyorduk, ayrı değil birdik.
Bir hastam ile ilgili bir konuşma gerçekleştirmek istediğim klinik hemşiresinden çok çekinmiştim. Aslında iletişimi başlatma konusunda iyi olduğumu düşünürüm, ne yazık ki olumsuz anılarımdan dolayı tedirgin olmuş ve hiçbir girişimde bulunmadan acemice direkt hocam ile görüşmüştüm. Benim şu an ‘’acemice’’ olarak değerlendirdiğim bu tutumu hocam hiç yadırgamadan öyle hoş karşılamıştı ki. Bir ufak cesaretimi toplayıp klinik hemşiresi ile görüşebilmiştim. Klinikteki hemşireler ile her daim irtibat halindeydik, bizi güzel karşılıyorlar, söylediklerimizi ilgiyle dinliyorlardı.
Bir arkadaşım benden spor saati görevi için yardım istemişti, kabul edip etkinliğine ortak olmuştum. Ancak bir süre sonra etkinliğe kendimizi kaptırmıştık. Etkinlik öyle keyifli geçiyordu ki her şeyi unutmuştum, oradaydım. Bir an arkamı döndüğümde hocamla karşılaştım. ‘’Hata yapmıştım! Kendimi gereğinden fazla kaptırmıştım!’’ Yaptığımın yanlış olduğunu bile bile etkinliği yarıda bırakmamıştım ama öyle çok utanmıştım ki. Tüm bu halime rağmen hocam gülümseyerek beni izliyordu. ‘’Nasıl ya, bana kızmayacak mı?!’’. Kızmadı 😊 Staj çıkışlarına yakın geliyor, tahta başında tek tek anlatıyor psikiyatriye dair tüm her şeyi, böylesi çaba harcayan birini görünce eksik kalmak istemiyor ve daha çok çabalamak istiyorsunuz.
Hastalarımla gerçekleştirdiğim görüşmeler netice veriyordu. Adeta ilmek ilmek uğraşıyordum. Bazen, hani derler ya ‘’Adeta işe yarıyordum’’. Hastalarımın bana, yaptığım mesleğe duyduğu saygıları da aldığım pozitif geri bildirimler de beni motive ediyordu. Böylece ilerleyen süreçte derslerde alana olan ilgim iyice kendisini aidiyet duygusuna bıraktı.
Psikiyatri alanında uzmanlaşmasaydım bir ihtimal Nöroloji’nin Psikiyatri ile olan bağlantısını da göz önünde bulundurarak (aynı zamanda KLP için güzel bir alan olarak görmekteyim) İç Hastalıkları Hemşireliği olarak düşünebilirdim.
– Psikiyatri hemşireliğinde ilgi alanlarınız nelerdir?
Kendimi alan ile ilgili her konuda geliştirmeye gayret ediyorum. Nitel analizlere de büyük önem veren biri olarak görüşmeye ilgi duyuyorum. Ek olarak psikodrama, sanat terapisi, spor psikolojisi, mindfulness, psikiyatri hemşireliği eğitimi ve eğiticiliği şeklinde sıralayabilirim.
– Psikiyatri hemşireliği alanı bugüne kadar size neler kattı?
Bu alan öyle bir deniz ki, her an başka bir tecrübe deneyimleyebiliyor, bir konuda farkındalık edinebiliyorsunuz. Benim için en büyük katkısı; insanı anlama/anlamlandırma konusunda açtığı ufuklar, ön yargılarımdan sıyrılmam için verdiği şans ve kendimi tanıma fırsatı vermesi diyebilirim.
– Psikiyatri hemşireliği alanında sizi bugüne kadar en çok şaşırtan neydi?
Sadece invaziv (girişimsel) girişimler ve belli teknik işlemler dışında ne yazık ki anılmayan bir meslek grubu üyesi olarak bağımsız hemşirelik müdahalelerimizin etkinliği, etkililiği ve anımda bahsettiğim olumsuz düşüncemin aksine ‘’Sahanın kitaptaki hali gibi olabilme’’ ihtimali diyebilirim.
– Şu an neler yapıyorsunuz, gelecek düşünceniz arasında neler var?
Şu an klinik hemşiresi olarak görev yapmaktayım. Yakın zamanlı hedeflerim arasında tezimi tamamlayıp ilgi duyduğum alanlar ve konular ile ilgili daha çok eğitim ve fırsatlar ile kendimi geliştirmek, doktora ile eğitim sürecime devam etmek, alanım dışı olsa dahi sevdiğim diğer alanlarda da gelişim gösterebilmek; uzak zamanlı hedeflerim arasında da psikiyatri hemşireliğini daha ileriye taşıyabilmek, saha ve akademi arasında iş birliğini artıracak projeler ve meslektaşlarımın yaşadığı üzülerek söylüyorum ‘’tükenmişlik’’ ile ilgili çözüm önerileri üretebilmeyi hedefliyorum. İdeal olarak farkındalığı yüksek, eğitime, araştırmaya önem veren, ruh sağlığını koruma ve geliştirme amacı ile psikiyatrik bakımda ve tedavide etkin rol oynayan meslektaş adaylarımın eğitimlerinde rol almak ve akademiye destek vermeyi planlıyorum.
– Mesleki sürecinizde ilerlerken “Şunu iyi ki yapmışım” ya da “Keşke şunu yapsaymışım” dediğiniz bir şey var mı?
Merak, ilgi duymak, inanmak ve çalışmak. Bu kavramlar için iyi ki yapmışım, yapıyorum diyebilirim. Birçok şeye merak duyabilmek, araştırmak, yapacağın iş her ne ise ona inanıp hakkıyla yapmaya çalışmak ve bunun için çok çaba sarf etmek gerektiği kanaatindeyim. Bu anlamda ‘’İyi ki’’ diyebilirim. ‘’Keşke’’ için öyle çok büyük konuşmalar gerçekleştiremem ancak ‘’Keşke daha çok pencereden bakabilsem, keşke daha geniş vizyonla düşünebilsem’’ dediğim zamanlar olmuştur. Yaptıklarım arasında ileride ‘’İyi ki ve keşke’’ dediğim anlar olursa sizlerle bu durumu tekrar konuşmak isterim.
– Buradan röportajı okuyacak olanlara ne söylemek isterdiniz?
Öncelikle uzun uzun yazmama rağmen buraya kadar okumuş ve deneyimlerime değer verip zaman harcamış oldukları için teşekkür ederim. İnsanı ve insanı insan yapan değerleri sevsinler ve her zaman yaptıkları mesleğe saygı duysunlar. Üretmekten ise en büyük şiarımız olsun.
Röportaj katkısından ötürü Elif Hilal Toprak‘a tekrar teşekkür ediyoruz. Siz de bu röportajı paylaşarak daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz.
Sorularınız varsa yorum olarak gönderebilirsiniz. Belki röportajın ikinci bir kısmı da gelebilir. 🙂
Psikiyatri hemşireliği yüksek lisans öğrencisi ve acil servis klinik hemşiresidir.
Toplum ruh sağlığı, varoluşçuluk, evrimsel psikoloji, felsefe, tiyatro, tarih ve teknoloji sever.
Ruh sağlığına yönelik çeşitli hizmetlerde gönüllü olarak görev alır.
Hayat yolcusu, insan yavrusudur.
E-posta: enestapli@gmail.com