Yakın geçmişe kadar, yalan ifade doğrudan beyinde değil, emosyonel stresin perifere yansıması olan somatik yanıtlarda (jest ve mimiklerde,.) ve otonom yanıtlarda (deri iletkenliğinde vb.) arandı. Bugün ise, beyindeki aktivasyonlar dahil, tutarlı bir ipucu sunabilecek tüm biyolojik sinyaller ve işaretlerde yalan söylemenin izleri araştırılmaktadır. Bugünkü yazımızda yalan ifadenin somatik ve otonom sisteme yansımalarını inceleyeceğiz.
Yalan İfadenin Psikolojisi ve Ayırt Edilmesinin Önemi
Yalan ifade veya kasıtlı yanıltma toplumsal sözleşmeden doğan sorumlulukları yerine getirmemenin bir şeklidir. Yalan söylemenin psikolojisine dair öne sürülebilecek nedenler arasında başlıca şunlar sayılabilir: Cezai yaptırımdan kaçmak, çıkar elde etmek, utanç ve dışlanmadan sakınmak, toplumda saygınlığını korumak ve yükseltmek. Kişinin kendi çıkarı dışında yakın hissettiği kişiyi korumak amacıyla yalan söylemesi veya sosyal ve ailevi ilişkilerin korunması amacıyla da yalan söylenmektedir.
Günlük hayatta sosyal ilişkiler içinde çoğunlukla bize verilen beyanlar üzerinde çok fazla düşünmeden doğru kabul etmek büyük bir sorun oluşturmayabilir. Ancak ifadenin doğruluğu adli işleyiş için çok daha büyük bir önem taşımaktadır. Mahkemelerde zanlı ve tanıkların kamu yararı dışında bir yarara hizmet edecek şekilde yalan ifade verme olasılıkları göz önüne alınarak, onları doğruyu söylemeye zorlayacak tedbirler düşünülmüş; onur veya dini inançla, yani yeminle bağlamak uygun görülmüştür. Ancak ifadeyi verirken yemine bağlı kalmak kişinin tamamen kendi vicdanına kalan öznel bir koşuldur. Bundan dolayı kanıtların bulunmadığı koşullarda beyan tek başına yeterli değildir. Bu yüzden özellikle hukuk ve güvenlik hizmetinden sorumlu kurumlar, yalan ifadenin bilime dayalı kanıtlarla saptanabilirliği üzerine çalışmaları her zaman ilgiyle takip etmektedirler.
Davranışsal Gözlemler
Yalan ifadeyi tespit için kullanılan en eski yöntem davranışsal ipuçlarını değerlendirmektir. Dürüst olmayan ifadeyi ele veren bilindik ipuçları arasında, kişinin gerginliğine işaret eden, göz temasından kaçınması, lisanda akıcılık kaybı, kaçamak mimikler ve konuşmayı tamamlayıcı el ve kol hareketlerinin azalması sayılabilir.
Davranışsal gözlemlere dayalı yalan tespiti bazı uzmanlar tarafından her ne kadar formülleştirilmiş, prensipleri ortaya konmuş olsa dahi, bu değerlendirmeler oldukça özneldir ve bir uzman görüşünden öteye geçememektedir.
Otonom Yanıtların Tespiti ve Poligrafi
Yalan söyleyenin yaşadığı emosyonel durumlar suçluluk, korku veya genel olarak artmış heyecan olabilir. Emosyonel stresin tetiklediği sempatik sistem etkinliğinde artışa eşlik eden, kişinin iradesi dışında gerçekleşen fizyolojik yanıtlar şöyle sıralanmaktadır: Taşikardi, kan basıncında artış, soluma sıklığı ve derinliğinde artış, terleme, tükürük salgısında azalma, seste incelme ve titreme. Yaklaşık olarak M.Ö. 1000 yılına ait bir Çin tableti tükürük salgısında azalma ve emosyonel stres arasındaki ilişkinin yalan ifadenin tespitine kullanıldığını göstermektedir: “Şüpheli ağız dolusu pirinci çiğner ve tükürür. Eğer pirinç nemli ise suçlanan doğruyu söylemektedir; çıkan pirinç kuru ise suçlanan yalan söylemektedir.
Nabız ve kan basıncı ile yalan söylemek arasında ilişkinin araştırılması 19. yüzyıl sonlarına kadar gitmektedir. Bu parametrelere solunum hızı ve galvanik deri direnci (terleme seviyesinin) ölçümünün de eklenmesiyle, günümüzdeki “poligraf” veya halk arasında bilinen adıyla “yalan makinesi” ortaya çıkmıştır. Poligraf yalan ifadenin ortaya çıkarılmasında somut ve ölçülebilir şekilde bilgi verdiği kabul edilen ilk araç olmuş ve 20. yüzyılda yaygın biçimde kullanılmaya başlamıştır
Yaygın kullanılan sorgulama protokollerinden biri olan Kontrol Soru Testi (Control Question Test) kişinin üç ayrı kategoriden sorulara “evet” veya “hayır” şeklinde yanıt vermesi talep edilir.Eğer soruşturmayla ilgili cevaplarda poligraftan okunan fizyolojik yanıt (nabız, kan basıncı, soluma sıklığı ve terleme seviyesi) nötr cevaplara göre büyük ise kişinin yalan söylediğine işaret ettiği kabul edilmektedir.
Uygulanan diğer bir protokol Suçlu Bilgisi Testinde (Guilty Knowledge Test) kişiye yalnızca olay yerini inceleme ekibi ve suçlunun bilebileceği bazı detay bilgileri içeren sorular çoktan seçmeli olarak sunulur.Bu testte suçlunun gerçeği yansıtan seçeneklere verdiği fizyolojik yanıtların daha kuvvetli oluştuğu kabul edilmektedir.
Emosyonel Strese Bağlı Diğer Fizyolojik Yanıtlar
Yüksek çözünürlüklü termal görüntülemenin kullanıldığı bir çalışmada, orbital kas bölgesinin perfüzyonundaki artışa eşlik eden termal sinyal esas alınarak, suç senaryosu bazlı simülasyon sorguda %87’ye varan bir başarı elde edilebilmiştir. Bu teknikle ilgili övülen özellikler, uzman gerektirmemesi (tamamen bilgisayar değerlendirmesine dayanması), fiziksel temas gerektirmeden uzaktan yapılabilmesi ve oldukça hızlı sonuç alınabilmesidir. Ancak belirtilen başarı laboratuvar ortamı ile sınırlıdır. Yaygın olarak araştırılan bir başka parametre olan vokal stres analizinde, yalan söyleme esnasında konuşma ses kaydında gerçekleşen mikro titremeler çeşitli bilgisayar algoritmaları ile incelenmektedir. Ancak bu yöntemin sınanması devam etmekte ve henüz oldukça düşük bir ayırt ediciliğe sahip olduğu bildirilmektedir.
KAYNAKÇA
1.Ergen M., Ülman Y., Nörobilim, Nöroteknoloji, Yalan Tespiti ve Etik, Acıbadem Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, Temmuz 2012