Bu sorunun cevabını kendinize samimi olarak sorup objektif yanıtlarınızı gözden geçirin. Bir insana gerçekten sadece insan olduğu için değer verip saygı duyabiliyor musunuz? Yunus Emre’nin “Yaratılanı severim yaratandan ötürü” sözünü ciddi anlamda kanıksadınız mı? Çevrenizde olan haksızlıklara karşı her zaman tepkinizi net bir şekilde ortaya koyabiliyor musunuz, yoksa arkanızı dönüp kulaklarınızı mı tıkıyorsunuz?
Kişisel fikrimce gerçek anlamda olgunluğa erişmiş kişilerin ön yargılarını rafa kaldırmış, karşısındaki her kim olursa olsun saygı duyabilmeyi öğrenmiş kişiler olduğunu düşünürüm. Bu durumda siz kendinizi tam anlamıyla olgun bir insan olarak tanımlar mısınız? Olgunluğu tek bir ölçütle değerlendirmek ne kadar doğru bir yaklaşım? diye kafanızı kurcalayan sorular belirebilir 🙂 Ancak biraz daha derin düşündüğünüzde bu bahsettiğim şeylerin hayatınızın her alanında önemli yerlere sahip birer değer olduğunu görebilirsiniz.
Toplum tarafından her bakımdan damgalanmış bireyler için empati yapıp salt düşünebiliyor musunuz? Onları anlamaya çalışıyor musunuz? Din, dil, ırk, mezhep, köken, görünüş, engel, cinsel kimlik, cinsel yönelim, renk, sosyal statü… Bu listeyi daha da uzatabilirsiniz. İnsan haklarına duyarlı davranışlar sergiliyor musunuz? 6 Nisan 1949 yılında bakanlar kurulunun onayından geçen, birbirinden değerli 30 maddeden oluşan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesini içselleştirebildiniz mi? İçselleştirilmediyse sebebi nedir? Yahut tamamını okudunuz mu ? Haklarınızı biliyor musunuz?
Özellikle şunu da belirtmek isterim ki; amacım kimseyi yargılamak değil. Bu, ben dahil kimseyi ilgilendirmez. Amacım sizleri insan haklarına daha duyarlı olmaya davet etmek. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesine göre hassas davranmamız gereken ve çok önemli olduğunu düşündüğüm 6 maddeyi sizler için derledim.
Madde 1, belki de bütün bildirgenin en kapsamlı cümlesi olabilir nitelikte.
Madde 1- Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler, birbirlerine karşı kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar.
Madde 2, tüm farklılıklara rağmen bu bildirgenin tüm insanlar için geçerli olduğunu ifade ediyor.
Madde 2- Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya başka bir görüş, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet, doğuş veya herhangi başka bir ayrım gözetmeksizin bu bildirge ile ilan olunan bütün haklardan ve bütün özgürlüklerden yararlanabilir. Ayrıca ister bağımsız olsun, ister vesayet altında veya özerk olmayan ya da başka bir egemenlik kısıtlamasına bağlı ülke yurttaşı olsun bir kimse hakkında, uyruğunda bulunduğu devlet veya 203 İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ülkenin siyasal, hukuksal veya uluslararası statüsü bakımından hiçbir ayrım gözetilmeyecektir.
Madde 3, bildirgenin en kısa ve en anlamlı maddesi olabilir.
Madde 3 -Yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır.
Madde 5, sebebi her ne olursa olsun hiçbir bireyin kişiliğine ve onuruna yönelik kırıcı davranışlarda bulunulamayacağı açıkça ifade ediyor.
Madde 5- Hiç kimseye işkence yapılamaz, zalimce, insanlık dışı veya onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz ve ceza verilemez.
Madde 12, herkesin hayatına kimse keyfi olarak karışamaz der 🙂
Madde 12- Kimsenin özel yaşamına, ailesine konutuna ya da haberleşmesine keyfi olarak karışılamaz, şeref ve adına saldırılamaz. Herkesin bu gibi karışma ve saldırılara karşı yasa tarafından korunmaya hakkı vardır.
Madde 18, herkes din, vicdan ve düşüncesini halka açık ya da kapalı alanlarda özgürce ifade edebilir, uygulayabilir der.
Madde 18- Herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak, din veya topluca, açık olarak ya da özel biçimde öğrenim, uygulama, ibadet ve dinsel törenlerle açığa vurma özgürlüğünü içerir.
Seçtiğim maddeleri öylesine rastgele seçmedim. Hepsinin temelinde bireylerin özgür olduğu, tüm farklılıklara rağmen yargılanamayacağını, yargılandığı zaman hukuki sürecin başlatılabilir olduğu bilgisi var. Yani aslında bir bireyi, elinde olmayan sebeplerden ötürü fütursuzca eleştirip, onun temel yaşam değerlerine (fiziksel yahut mental) zarar verecek nitelikteki tüm davranışlarda bulunmanın bir cezasının olduğunu ifade ediyor. Bildirgenin tamamını okumayan varsa okumasını öneririm. Herkes kendi haklarının sınırını bilirse, dünya daha yaşanılabilir bir yer olacaktır. Farklılıklar ayrıştırılmamalı, güzelleştirmeli. Kimseden iki tane yoktur. Kimse diğerinden daha çok/az değerli değildir. Herkes eşsiz, biricik ve değerlidir. Doğarken ya da sonradan gelişen, elinizde olmayan sebepler sizi aşağılık insan yapmaz. Keza yine doğarken elinizde olmayan sebeplerden dolayı kimsenin sizi yargılayamayacağı gibi, sizde kimseyi yargılayamazsınız. Her ne kadar sizin kişisel fikir, inanç ve değer yargılarınıza ters olsa da, saygı çerçevesinde size zarar verilmediği sürece tamamen farklı düşünen ve yaşayan bireylere saldıramazsınız. Onlar da size aynı şekilde saldıramaz. Nicelik olarak azınlıkta dahi olsanız kimse sizin doğuştan hak sahibi olduğunuz yukarıdaki maddeleri ihlal edemez.
Son anlarımıza kadar, her zaman bu bilinç düzeyinde olabilmek dileğiyle.
Sevgiler…
Kaynakça ve İleri Okumalar:
- İnsan Hakları Derneği web sitesi, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi.
Anadolu Sağlık Merkezi Johns Hopkins Medicine Genel Yoğun Bakım Hemşiresiyim. İlgi alanlarım; özel gruplar, insan hakları ve kanserdir.
Empati aslında dostumuza değil, düşmanımıza yani karşımızda olana yapılır. Yakınımızı çok kolay anlarız ancak hoşumuza gitmeyen birisini de anlayıp, temel haklarını savunabiliyorsak, bu bizi “Evet, empati yapabiliyorum” noktasına götürür.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni de hepimiz içselleştirip, uygulayabilmemiz dileğiyle.