Demiş Charlie Chaplin. Ne de güzel demiş değil mi? Gülümsemek… Aydınlık kapıları açan, iki insan arasındaki mesafeyi kapatan, tüm insanlığa en çok yakışan aksesuar 🙂 Merhaba sevgili okurum. Pek iyi yaptın, teşekkür ederim geldiğin için. Yazım umarım güzel ufuklar açacak sende, çünkü hayatı artıya çevirmenin bizim elimizde olduğunu aktarmaya çalışacağım sana. Bir fincan kahve eşliğinde, loş bir ortamda arkana yaslanıp okuyabilirsen çok sevinirim. Dilersen başlayalım.
İnsanlar duygu ve düşüncelerini hem sözlü hem de sözsüz ifadelerle anlatırlar. İnsanın duruşu, oturuşu, yüz ve bedeninin biçimi başkalarına mesaj verebilir. İnsan sözsüz ifadeleriyle sözlü ifadelerini desteklerken, sözlü ifadelerden bağımsız iletiler de gönderebilir. Sözsüz mesajları insanlar daha çok yüz yüze ilişkilerde kullanırlar. Sözsüz iletişim vasıtalarından olan yüz ifadeleri, daha çok bireyin ruhsal durumu, duygusal yanı hakkında iletiler sunar. İnsanlar, duygularını ve coşkularını genellikle yüzlerine yansıtırlar. Hayret, korku, mutluluk, sevinç, üzüntü, kızgınlık gibi duygular yüz ifadeleriyle en iyi şekilde anlatılır(Kasapoğlu 2008) .
Duyguların yüz ifadeleriyle dile getirilişi kısmen doğuştan geliyor olsa da, bireysel ve kültürel faktörler yüz ifadesinin tam olarak hangi biçimi alacağını, hangi bağlamda uygun görüleceğini insanların nasıl gülümsediklerini, dudakların ve diğer yüz kaslarının kesin hareketinin ne şekilde olacağını, gülümsemenin ne kadar geniş olacağını etkilemektedir. Gülümseme, göz ve ağız kaslarının birlikte ve birbirine paralel çalışmasıyla meydana gelir (Kasapoğlu, 2008) .
İletişimde, özellikle de ilk iletişim kurmada gülümsemek, iletişimin olumlu başlamasına vesile olur, “Güler yüzlü sirke satıcısı, ekşi yüzlü bal satıcısından çok kazanır” atasözünde de belirtildiği gibi (Türktaş, 2018) .
Gülümsemekle başlanan her iletişimde samimiyet duygusunun yoğun olduğu, kişinin mesafeyi azaltmak için çaba gösterdiği anlaşılmaktadır. Kişiler tebessüm eden karşı tarafa kendini daha yakın hissetmekte, iletişim daha hızlı ilerlemektedir. Çünkü hemen herkes tarafından düşünülür ki; asık yüzlü biriyle konuşmaktan ziyade tebessümle bizi karşılayan biriyle konuşmak bizi çok daha memnun eder. Bu yüzden iletişimin tüm aşamalarında en değerli aksesuarımız olan tebessümü eksik etmemeliyiz.
Hep derler ya “tebessüm kana en hızlı karışan ilaçtır” diye. Gerçekten de öyle. Literatürde gülümsemenin faydaları epey çoğunlukta. Güne gülerek başlayan insanlarda depresyon, panik atak ve anksiyete görülme oranı yüzde 30 oranında daha az. Gülmenin kalp damar sistemi üzerindeki yararları olarak atardamar çeperlerinin sertliğini azaltması ve endotel hücrelerin daha iyi çalışması, kalp krizi riskini azaltması gösteriliyor. Solunumla ilgili bir yarar olarak da, gülmenin halk arasında “nefes darlığı” olarak bilinen “Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı”nın (KOAH) etkilerini azaltması gösteriliyor. Sağlıklı insanlardaysa toplam 15 dakikalık gülme enerji harcanımını 40 kalori arttırırken diyabet hastalarında, bir komedi şovu izlemenin, yemek sonrası glukoz düzeyini “sıkıcı bir konferansa” kıyasla belirgin ölçüde düşürdüğü görülmüş. Neşeli bir günle 2000 kalori harcayarak bu yolla hem vücudun şeker regülasyonunu iyileştirebileceğiniz hem de kilo sorununu kontrol atına alabileceğine işaret ediliyor.
Gerçek, içten bir gülümseme, fizyolojik olarak beynin kimyasal yapısını etkiler ve insanın kendini iyi hissetmesine imkan tanır. Gülmek beynin salgıladığı “endorfin” miktarını artırır, bu madde kişinin sakinleşmesini ve kendini daha iyi hissetmesini sağlar.
İşte böyle sevgili okurum, sana gülümsemenin faydalarını ve bize neler katabileceğini aktarmaya çalıştım. Gülümsemek sınırları kolaylaştıran en kolay yol diyebiliriz çünkü insanlar gülümseyerek tüm kapıları açabilir. Her güne aynada gülerek hatta kahkaha atarak başlaman dileğimle. Sevgiyle kal 🙂
Kaynakça
1.Kasapoğlu, A. (2008). Gülme davranışıyla ilgili ayetler hakkında psikolojik bir değerlendirme. Hikmet Yurdu Düşünce-Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi, 1(2), 61-76.
2.Türktaş, M.M. (2018). Türk atasözleri ve deyimlerinde gülme. E.G. Naskali (Ed.), Gülmek içinde, (s. 13-20). İstanbul: Libra Kitap.