New York Üniversitesi, Uyuşturucu Kullanımı ve HIV/HCV Araştırma Merkezi tarafından yapılan araştırma sonuçlarına göre; alkol, esrar ve ekstazi çekim ve cazibeden, cinsel fonksiyon bozukluğuna kadar farklı seksüel etki ortaya çıkarıyor.
Psikoloji ve Cinsellik dergisinde yayınlanan bulgular, farklı maddelerin kullanıcılar için farklı cinsel risklerle ilişkili olduğunu ileri sürüyor.
Alkol, esrar ve ekstazi (toz hali molly olarak da bilinen), genç erişkinler tarafından en yaygın kullanılan maddeler arasındadır. Madde kullanımının, riskli cinsel davranışa yol açan bir faktör olmasının üzerine kapsamlı araştırmalar yapılmasına rağmen, farklı maddelerin spesifik cinsel etkileri üzerine az sayıda çalışma odaklanmıştır.
Çalışmada araştırmacılar alkol, esrar ve ekstazi kullanımının farklı cinsel etkilerle bağlantısını incelemek ve karşılaştırmak amacıyla gece kulüplerindeki elektronik dans müzik partilerine ve New York’daki dans festivallerine giden 18-25 yaş arasındaki 679 genç yetişkinle görüşme yaptı. Araştırmacılar maddelerin cinsel etkilerini, kişilerin öz-raporuna göre karşılaştırdı. Katılımcıların %39’u üç uyuşturucu türünü de kullandığını belirtti.
Çalışmada araştırmacılar; esrar ile karşılaştırıldığında, alkol ve ekstazinin cazibe, cinsel istek ve sosyal takılma (partnerlerle tanışmasını kolaylaştıran) oranlarının daha güçlü ilişkisi olduğunu buldu.
CAZİBE ARTIŞI
Hem daha çekici hissetme hem de diğerlerini daha çekici bulma durumu en çok alkol, sonrasında da ekstazi tüketenlerde görüldü. Alkol kullananların %67’si ve ekstazi kullananların %61’i kendisini daha çekici hissettiğini belirtirken esrar kullananlarda bu oran %25’lerde kaldı. Benzer şekilde, alkol kullananların %72’si ve ekstazi kullananların %64’ü diğer insanları daha çekici bulup, ilgi gösterirken esrar kullananlarda bu oran %27’de kaldı.
SOSYAL TAKILMA ARTIŞI
Sosyal takılma, bir partnerle tanışma olasılığı daha yüksek olan takılma olarak tanımlandı. Alkol kullananların %77’sin ve ekstazi kullananların %72’sinde bu gerçekleşirken, esrarda bu oran %26’da kaldı. Hatta esrar kullananların %36’sında sosyal hareketlerin azaldığı bildirildi.
Araştırmanın başyazarı Dr. Joseph Palamar, “Bu sonuçlar, alkol kullanımının öz-kabul hissini artırdığı ve sosyal anksiyete hissini azalttığını gösteren alkol kullanımının sosyal etkisi araştırmalarına uyumlu sonuçlar gösterdi” dedi.
“Aşk ilacı” olarak da bilinen Ekstazi; artmış cinsel yoğunluk, cinsel etkileşimin uzunluğu ve orgazm yoğunluğuyla, alkol ve esrarla karşılaştırıldığında daha fazla ilişkiliydi. Bu bulgu araştırmacılar tarafından beklenen bir sonuçtu. Bununla birlikte, Molly’nin (ekstazinin toz formu) diğer toz uyuşturucularla sıklıkla karıştığını ve bu kullanıcıların kaçının aslında molly kullandığının bilinmediğini belirttiler.
Erkeklerde alkol veya ecstasy kullanırken cinsel işlev bozukluğu en yaygındı, ancak kadınların esrar kullandıktan sonra cinsel işlev bozukluğu bildirme olasılığı daha yüksekti. Palamar, “Alkol ve ecstasy cinsel arzuyu artırabilirken, bu ilaçlar aslında erkeklerin cinsel performansını engelleyebilir” dedi. “Alkol vücudu uyuşturabilir, bu da orgazmayı geciktirebilir veya önleyebilir. Uyuşturucu madde vücut hassasiyetini arttırmasına rağmen ekstazide hassasiyet yüksek iken iktidarsızlık yaygındır.”
Kadınlar ise esrar kullanırken karışık cinsel etkiler olduğunu bildirdiler. Makalenin ortak yazarı olan Marybec Griffin-Tomas, “Esrar kullanımı yüksek olan kadınlar cinsel temasa karşı daha duyarlı davranıyor olsa da, kullanımdan kaynaklanan cinsel işlev bozukluğu bildirmeleri erkeklerden daha olası.”
Cinsel ilişkiden sonra pişmanlık, en çok %31 ile alkolde, sonrasında %13 ile ekstazide ve son olarak %7 ile esrardaydı.
Yazarlar, bu çalışmanın çeşitli kısıtlamaları olduğu için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu belirtiyorlar. Örneğin, hatırlama sınırlı olabilir ve bir ilaç tecrübesi, kullanılan miktar, karşılaşma ile ilgili olarak bir ilacın ne zaman kullanıldığı ve diğer ilaçların birlikte kullanılması gibi önemli faktörler dikkate alınmamıştır.
Makale yazarı Griffin-Tomas, “Bu çalışma, uyuşturucunun cinsel zevk üzerindeki etkisi üzerine yoğunlaştı. Halk sağlığı açısından, bireyin karar verme sürecinde zevk rolü düşünülmelidir. Çoğu cinsel eğitim ve uyuşturucu kullanma programı, cinsel ilişkide bulunmanın bir nedeni olarak zevkle ilgilenmiyor. Madde kullanımının bir nedeni de zevk artışı düşüncesidir. ” dedi.
Kaynak: Psychology and Sexuality
Gönderinin Yazarı

Psikiyatri hemşireliği alanında uzman hemşiredir.
Toplum ruh sağlığı, varoluşçuluk, evrimsel psikoloji, felsefe, tiyatro, tarih ve teknoloji sever.
Ruh sağlığına yönelik çeşitli hizmetlerde gönüllü olarak görev alır.
Hayat yolcusu ve insan yavrusudur.
E-posta: enestapli@gmail.com
bırakmak için kesinlikle prof. destek alın arkadaşlar. Ayrıca çevrenizi değiştirin.