Çevremize baktığımızda size en yabancı gelen kişi kim sizce? Sokakta geçen biri mi, yoksa en iyi tanıdığınızı zannettiğiniz kişiler mi? Peki birini tanımaya çalışırken sarf ettiğiniz çabayı ve özeni kendinize de aynı şekilde gösterebiliyor musunuz? Kendinizin ne kadar farkındasınız? Kendi potansiyelinizin ne kadar farkındasınız? Hayalleriniz, hayattan beklentileriniz neler? Duygularınız, düşünceleriniz ve kararlarınız size mi ait?
Hayat bir yolculuktur. Bu yolculukta ne kadar zamanımız var ne yazık ki bilemiyoruz. Günler akıp gidiyor. Bu süreçteki rotamızı belirleyebilmemiz en iyi şekilde sürdürmemiz için kendimizi tanımanın yeri oldukça önemlidir. Nelerden hoşlanıyorsunuz veya hoşlanmıyorsunuz? Neleri yaparken keyif alıyorsunuz? Hangi konuları daha iyi kavrayıp algılayabiliyorsunuz? Kendi sınırlarınız neler? Bunlar insanın kendine dönüpte sorabileceği başlıca sorular olabilir.
Kişi kendini tanıyıp yapabileceklerinin ve neyi yapamayacaklarının farkında olursa hayattan zevk alması ve doyum noktasına ulaşabilmesi o kadar kolay olur. Bu durumda olan bir insan da çevresinde duyduğu kötü, olumsuz eleştiri ve yorumlardan da korumuş olur kendini. Psikolojik olarak kendini daha iyi hisseder. İnsan ilişkilerinde daha başarılı olur. Kendi davranışlarını kendi süzgecinden geçirerek neyi neden yaptığının farkında olur.
Hayatta kalabilmek için ve iyi bir yaşam sürdürmek için her insanın görev ve sorumlulukları vardır. Bunları gerçekleştirirken bazı seçimler yapmak durumundayız. Ve bu seçimler hayatımıza yön veren şeylerdir, sorumluluğu bize aittir. Biz kendimizi ne kadar tanıyorsak potansiyelimizi biliyorsak herhangi yaşanacak olumsuz durumlarda başa çıkabilme kabiliyeti de o kadar iyi olur. Kişi kendini yıpranmış, çaresiz hissetmek yerine bu sorunun da altından kalkabilirim diyip başarılı olunca da kendini daha güçlü daha özgüvenli ve bir tık daha kendini keşfetme fırsatı bulmuş olur.
En önemlisi de insanın kendini kandırmadan objektif bir şekilde bakabilmesidir. Olumsuz yönlerin farkında olup burayı yok sayarsak ne yazık ki bu bizim aleyhimizedir. Bunun yerine orayı geliştirip, köreltebilirsek daha iyi olabilir. İnsanız her şeyi yapabilmemiz imkansız. Geliştiremiyorsak bile görmezden gelmemek daha sağlıklı olur. Belki bu durum üstünde düşünmek için geç oldu diyenlerimiz vardır. Ve diyelim ki öyle. Kalan süreçte kendi isteklerimiz üzerine yönelmek, tanımak aynı şekilde devam etmekten daha yararlı olmaz mı ?
Aristoteles’in de dediği gibi “Kendini bilmek tüm bilgeliğin başlangıcıdır.” Doğduğumuz andan itibaren bu sürece dahil oluyoruz. İnsan kendini keşfetmeye başladığı andan itibaren hayatta bir o kadar anlamlı olur. Aldığımız nefes, yürüdüğümüz yollar, karşılaştığımız zorluklar hatta günlük rutin işlerimiz bile. Umarım herkes kendi yolunda ilk önce kendini sonra aradıklarını bulur. İnsan her şeyi ile kendini kabul edip barışık olursa çevresine de bir o kadar olumlu bir şekilde yansıtır. Kendinizi sevin, değer verin ve sürekli yeni sizi keşfedin.