Merhaba sevgili okur
Hem ikiz ablası olmak hem de öğretmenlik sürecinde bir çok ikiz öğrenciyle karşılaşmak bende bu konu hakkında araştırma yapma merakı uyandırdı. Aynı anda aynı annenin karnında bulunmalarına ve aynı etkilere maruz kalmalarına rağmen birçok farklığı, ayrıştırıcı özellikleri bulunması insanı merak sürecine itiyordu. Özellikle davranış ve karakter konusunda birbirlerinin tam zıttı olan yapıları olması ortada çevresel bir faktörün etkili olacağının kanıtını gösteriyor. Özellikle okul sürecinde ikizlerden birinin daha baskın olup diğer kardeşini baskılamasından dolayı ayrı sınıflar için aileyi ikna etme sürecimizde bu konunun ne kadar önemli ve farkındalık gerektiren bir problem barındırdığını fark ettim ve bu yazıyla tamamlamak istedim.
Bu konuda karşıma çıkan en önemli konu “Ayrışma ve Bütünleşme” oldu. İkiz bağı ikizlerin birbirine yüksek oranda bağlanmalarını anlatan bir kavramdır. Önemli ölçüde ikizlerin psikolojik ve kişilik yapılarını etkiler. Bu bağ kişileri hem olumlu hem olumsuz etkileyebilecek potansiyele sahiptir. Bu bağı hisseden bireylerin empatik yapısı kuvvetli ve duygusal güven duyan yapılara sahip olduğu bilinir.
Ancak ikiz bağı kimi durumlarda ikizleri olumsuz etkilemektedir. Bu bağ sonucu kendisini bir bütünün iki parçası olarak tanımlayan ikizlerde, bireyler arası kişilik kavramı (inter-identification) gelişmekte, bu da ikizlerin birbirlerine benzer kişilik yapısı geliştirmelerine sebep olmaktadır. Ayrışma ve bütünleşmedeki sorunlar ve iç içe geçen ikiz bağı, uzun vadede ikizlerin hem farklı kişilik yapılarına sahip olmalarının önünde engel teşkil edebilmekte hem de bireyselleşmeyi zorlaştırmaktadır.
Tekiz bebeklerin ayrışma süreci sadece anneyi kapsarken, ikiz bebeklerde hem anne hem de ikiz eşten ayrışma gerektiren bir süreç olmaktadır. Biliyoruz ki bu ayrışma süreci çocuğun kendi kendine yetebilmesi, özerklik kazanması ve kendini tanıması için önemli ve dikkat gerektiren bir konudur.
Ayrışma sürecinin çocukta sağlıklı bir şekilde atlatılması ve bu davranışın kazandırılması çocukların psikolojik sağlık ve mutlulukları için ön koşul niteliğindedir.
Hem ikizlerde hem tekiz çocuklarda bu ayrışma sürecinin en önemli faktörünü ebeveyn tutumları oluşturmaktadır. Birçok davranış kalıbı gibi bu beceride de aile tutumları ve ebeveyn davranışları karşımıza çıkmaktadır.
İkizlerin çocukluk döneminde birbirlerine çok bağlı olmaları beklenen bir durumdur. Gelişim dönemlerinden birlikte geçiyor olmak ve ebeveyn tutumları da bunu desteklemektedir. Ayrıca çevrenin ikizleri farklı bulmalarına yönelik tutumları da kendilerini özel ve eşsiz hissettirebilmektedir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken noktalar vardır. Her çocuğun ayrı bir birey olduğunu kabul etme ve çocuğa hissettirme, kendi kararlarını verebilme yetisini oluşturma (aynılık kavramının dışına çıkmak için) gereklidir. Bu noktada davranış kalıbı oluşturma sürecinde okul öncesi dönemin önemi büyüktür. Çocukların ilgi alanlarını bulmalarına yardımcı olmak, ayrıldığı noktada her ikisini de kendi ilgisi doğrultusunda desteklemek ayrışma ve bütünleşme sürecinde olumlu bir yaklaşım olmaktadır. İkiz çocukların hem aileye hem diğer ikizine bağımlı bir yapı geliştirmesinden ziyade kendinin ve başkasının farkında olmasını destekler.
Bu noktada ailenin en büyük ayrım yaşadığı durum okul sürecinde başlar.
‘’çocuklar aynı sınıfta mı olmalı, başka sınıflarda mı’’
‘’ama Ali Ayşe’den ayrılmaz, onsuz oyun parkına bile gitmiyor.”
‘’birbirlerine çok destek oluyorlar’’
Bu tür sorular ebeveynleri iki farklı görüşe itiyor. Hangi durumu tercih ederlerse etsinler belli başlı olaylar yaşayabiliyorlar.
Peki nelere dikkat ederek bu ayrışma bütünleşme sürecine katkıda bulunabiliriz?
Bu süreçte öncelikle yapılması gereken her çocukta olması gerektiği gibi bireysel farklılıkları kabul etmek ve kıyaslama yapmaktan kaçınmaktır. Bu konuda gözlemlediğim en belirgin özellik kıyaslama yapılan ikiz eşlerin muhakkak biri daha baskın diğeri daha ürkek ve kendini ifade etmekten korkan bir yapısının olmasıdır. Kabul edilmeyeceğini düşünen bir çocuk kendini ve potansiyelini ortaya koymaktan kaçınır.
Çocukların bireysel ilgilerine ve ihtiyaçlarına önem vermek bu süreçte varlığına saygı duymanın en önemli ön koşullarındandır. Her iki çocuğu da resim kursuna göndermek sizin için cazip geliyor olabilir ancak belki diğer çocuğunuzun ilgisi resme değil de müziğe olabilir. Sormak, konuşmak ve onun yerine karar vermekten kaçınmak bu saygı göstergelerinden bazılarıdır.
İkiz eşlerin artık tek bir birey olduğunu kabul etmek; aynı kıyafeti giydirmek, aynı hediyeyi almak gibi davranışlar onların hala ayrı olmadığını ve tek başına kabul edilmediğini hissettirebilir.
Bu konuda araştırılan diğer bir konu ‘’vekil ebeveynliktir.’’ İkizlerden biri o sorumluluğun bütün yükünü alıp, eşine sahip çıkmanın, onun yerine çabalamanın altında ezilirken diğeri kendi sorumluluğunu alamadan, özerklik geliştiremeden ve ikiz eşinden ayrışamadan gelişim sürecini tamamlamaktadır. Bu her iki eş için ayrı ayrı problem durumları yaratmakta ve kişiliği olumsuz yönde etkilemektedir.
Bir diğer konu “rol karmaşasıdır’’ ebeveynler genellikle kendi isimleri ile değil de ikizler diye seslenebilirler. Bir süre sonra bu çocuklarda aşinalık oluşturur ve özellikle birbirine benzeyen ikiz eşler diğer bir ismi de kabullenerek ilerler. Ayrıştırma sürecinde her çocuğa kendi ismiyle hitap etmek onun bireysel özelliklerini bilmek, kabul edilmişlik hissi verir.
İkizlerde ayrışma ve bütünleşme ve ikiz bağına yönelik yapılan analizler özellikle ayrışma ve bütünleşme noktasında ebeveyn tutumlarının bu iki sürecin oluşumundaki etkisini göstermektedir. Literatürde de ikizlerin ayrışma ve bütünleşme sürecindeki en etkili kişilerin ebeveynler olduğuna dair çalışmalar bulunmaktadır.
Ebeveynler ikizlerine adil mi yoksa eşit mi davrandıkları noktasında sorun yaşamaktadır. İkizlerin birinin başarısında ikisinin birden ödüllendirilmesi ya da bir davranış sonrası ikisinin birden cezalandırılması ikizlere farklı birey olmaları gerektiği mesajı yerine bir bütün olma mesajı vermektedir. Bu durum, uzun vadede ikizlerin iki farklı kişilik geliştirmelerini engelleyerek ayrışma ve bütünleşme sorunlarına sebep olabilmektedir.
Bu noktada vardığımız sonuç her çocuğun ayrı bir birey olduğunu kabul etme, kendi kararlarını alırken bireysel sorumluluklar verme, bireysel ilgi ve ihtiyaçlar yönünde destekleme ve bağımlı bir kişilik geliştirmelerini önlemek için özerk bir birey yetiştirmeyi hedeflemek olmalıdır.
Kaynakça ve İleri Okumalar
Baştemur, Ş. (2019). Tek yumurta ikizi ergenlerde ikiz bağı ve ayrışma-bütünleşme süreci. Psikoloji Çalışmaları/Studies in Psychology, 39(1), 1-1.