23 Mart 1900 yılında Almanya’da dünyaya gelen Erich Seligmann Fromm ruh bilimci, sosyal felsefeci, tarihçi, yazar ve psikanalisttir. Münih ve Heidelberg Üniversitelerinde psikanaliz eğitimi almış, ardından da doktorasını Heidelberg’de tamamlamıştır. Hayat karşısında oldukça insancıl bir görüşe sahip olan Fromm, birçok kalem kitaba almış ve Sigmund Freud’dan etkilenmiştir.
Fromm’un “İnsan Olmak Üzerine” adlı kitabı İngilizce olarak ilk kez 1991 yılında yayımlanmıştır. Yazar bu kitabında; modern insan, gelecek, çağdaş toplum ve yeni insancıllık gibi birçok konu ve kavrama değinmiştir. Fromm yazılarını kaleme alırken toplumsal-ruhsal bir yaklaşım benimsemiştir. Fromm’a göre insan; kendini tam ve eksiksiz olarak geliştirdiği takdirde yeni bir uyuma kavuşur. Dünyayla bütünleşmiş insan, bu bütünleşmeye rağmen birey olarak mantıklı, varlığının farkında ve sevecen bir uyuma kavuşur.
İnsancıl bir yeniden doğuşun mümkün olduğuna inanan Fromm şu sözlerle insancıl kavramını açıklamaktadır:
“… insanların şimdiki durumlarının insanlık dışılığıyla ve kendilerini tam yabancılaşmaya sürükleyen yalnızca fiziksel tehlike değil çoğunlukla manevi tehlikeyi de algılamaları gerekir. Bu nedenle, insanların içgörüleri, bireysel terapi gören birinin durumuna benzetilebilir: İlk önce kim olduğumuzun, bizi neyin güdülediğinin ve nereye gitmekte olduğumuzun farkına varmamız gerekir. Ancak bunun farkına vardığımız zaman nereye gitmek istediğimiz konusunda bir karar verebiliriz.”
Erich Fromm, modern toplumun parçası olan insanların kendilerini amaç olmaktan çıkarttığını vurgulamıştır. Ona göre insan, ürettiklerinin bir nevi kölesi olmuştur fakat “Ben sahibim”, “Ben kullanıyorum” diyerek kendi kendisiyle çelişmektedir. Fromm’a göre insanın kendisinin amaç olduğu, “Ben, benim” dediği devir geride kalmış; insanlar ürettikleri materyallerin sahibi sandıkları modern köleler haline gelmiştir. Oldukça çarpıcı açıklamalarda bulunan Alman psikanalist, modern insanı yapayalnız ve oraya buraya çarpıp duran kaygılı bir atoma benzetmektedir. Ona göre modern insan özgürdür fakat bu özgürlükten korkmaktadır. Bunun sebebi olarak, kişilerin özgürlüğü kabul etmesinin ardından kendisine yüklenecek olan sorumluluktan korkması ve bunlardan kaçındığını söyleyebiliriz.
Fromm, görünüşte her şeye gücü yeten insanlar olmamıza rağmen gitgide güçsüzleştiğimizin altını çizmiştir. Ona göre kontrol ettiğimizi zannederken, kontrol ediliyoruz. Bu kontrol ise şeyler ve koşullar tarafından yapılmaktadır. Bundan mütevellit iradesi ya da herhangi bir amacı olmayan insanlar olarak çıkıyoruz.
Yabancılaşma ve kötülük kavramlarını detaylı bir şekilde ele alan ve bu noktada psikanalize de değinen Fromm, kitabında şu cümlelerle bahsetmiştir:
“Eğer her şey -yabancılaşma, insanın şey haline gelmesi, insanın kendisi üzerindeki denetimini yitirmesi, kendi yarattığı şeyler ve koşullar tarafından denetlenir hale gelmesi- dikkate alınıp düşünülürse, kötülük kavramının kökten değişim geçirmiş olduğu söylenebilir. Şimdiye kadar şu doğruydu: Kötülük beşeridir. Tıpkı hepimiz birer ermiş olduğumuz gibi hepimiz biraz suçluyuz da. Her birimiz iyiyiz ve her birimiz kötüyüz. İşte tam da kötülük aynı zamanda beşeri olduğu için kendimizdeki kötülüğü gördüğümüz ölçüde kötülüğü anlayabiliriz. Psikanalistin en önemli yeteneklerinden biri budur ya da bu olmalıdır: Başkalarındaki kötülük karşısında irkilmez çünkü kendindeki kötülüğü beşeri bir şey olarak algılayabilir.”
Gelişmiş sanayi toplumlarına baktığımızda insan, zaman içerisinde teknik araç-gereçlere büyük bir hayranlık duymaktadır. Yeni bir spor arabanın birçok erkek tarafından bir kadından daha çekici geldiğini belirten Fromm, bunun psikiyatrik açıdan birçok sonucu olduğunu ifade etmiştir. Fromm, en varlıklı toplumların en hastalıklı toplumlar olduğunu ifade etmektedir. Bu toplumlarda tıp biliminin ilerlemesiyle birlikte ruhsal ve ruhsal-bedensel hastalıklarda da büyük bir artış gözlenmektedir.
Erich Fromm, kitabında bilinçdışı kavramından da bahsetmiştir. Ona göre bilinçdışı, insanlıktır. Bilince çıkan küçük kısım hariç iyi ve kötü her şeydir. Aynı zamanda herkeste bulunan ve kendimizi oldukça rastlantı eseri içinde bulduğumuz kültürün deneyimini, düşünüşünü temsil eden her şeydir. Bilinçdışımızla bağlantı kurarsak, kendimizi ve başka herkesi deneyimleyebileceğimizin altını çizmektedir.
Dili oldukça yalın ve akıcı olan kitabın İngilizce’den çevirisini Şükrü Alpagut yapmıştır. İnsanlığa, toplumsallığa ve modern dünya kavramlarına oldukça çarpıcı bir şekilde değinen Fromm’un; yazmış olduğu bu kitapla bahsi geçen kavramlara farklı açılardan bakmamı sağlayarak bende önemli derecede farkındalık yarattığını belirtmek ister, sizlere de “İnsan Olmak Üzere” kitabını keyifle okumanızı dilerim. Aynı zamanda bu kitabı okumuş olan kişilerin de yorumlarını bekliyor, fikir alışverişinde bulunmayı diliyorum.
Kaynakça ve İleri Okumalar:
- Fromm, E. (2019). İnsan olmak üzerine. İstanbul: Say yayınları, 2019
İstanbul Esenyurt Üniversitesi Psikoloji bölüm mezunuyum. Şu anda Uğur Okullarında Psikolog olarak çalışıyorum.