Var olan fakat adını son zamanlarda daha sık duyduğumuz narsizm; bireyin tercihi değil, çocukluk ve aile dinamiklerindeki sorunlarla gelişen bir oluştur. Temelinde değersizlik hissinin olduğu mağdur bireylerdir. Yalnız bırakılmış, yeterince desteklenmemiş, onaylanmamış ve değersiz hissettirilmiş çocuklardır. Çocuk kendini o kadar sevilmeye layık görmez ki suçluluk duyar. Acılarını alır ve bir derin dondurucuya koyar, başkalarının duygularına kör olarak narsistik savunmasının temellerini atar.
Çocuğunu aşırı yücelten ebeveynde buna neden olabilir. Çocuk diğer herkesten daha mükemmel olduğuna inandırılmıştır, özeldir, sınır konmamıştır. Sonrasında doğal olarak dış çevrenin onaylama dışında bir değeri kalmamıştır.
Narsist Bireylerin Özellikleri?
Başarılarını ve yeteneklerini abartırlar. Özellikle güç ve zekâ konusunda eşi bulunmaz olduklarını düşünürler, ne istiyorlarsa yapabileceklerine dair inançları vardır. Empati kurmakta zorlanırlar; başkalarının duygusal ihtiyaçlarını anlayamaz, kayıtsız kalırlar. Çevrelerine karşı güven duygusu azdır, yapılan iyilikten şüphe duyabilirler. Küçümseme ve zorba davranışlar gösterebilir. Kendi istekleri konusunda ısrarcıdır. Zaman, mekân ve kişi engellerine tahammülsüzdürler. Standartları o kadar yüksektir ki memnun etmek kolay değildir. Hatalara toleransları düşük ve yargılayıcıdırlar. Kendi eksikliklerinde kendilerine çok katı olabilirler. Hatalarını telafi etme konusunda kayıtsızdırlar. Dış dünyadan onay gelmezse yetersiz ve eksiklik duygusu ile dolarlar. Duygusal anlamda renkli ve canlı görünseler de iç dünyalarında duygusal donukluk vardır. Önemli olduklarına o kadar inanmışlardır ki mesleki başarı ve ün yapmış olmaları tesadüf değildir. Çok güçlü ve korunaklı görünürken gerçekte çok kırılgandırlar. Reddedilme karşısında ruhlarında derin yarıklar oluşur. En büyük korkuları sıradan olmaktır. Kendilerini sevmeyi başaramadıkları için başkalarını da sevmeyi başaramazlar. Fark edilmez ama bu nedenle sürekli acı çekerler. Derin ilişki kuramazlar, yüzeysel ve pek çok ilişki deneyimi yaşarlar; çünkü yalnız kalmaya tahammül edemezler. Onay görmek, sevilmek için bazı özelliklerini iyi maskeleyebilirler, ortama göre davranabilirler. Parıltılı, büyüleyici ve kendinden emin tavrı ile çekici kılınırlar. Narsist bireyler bu özelliklerin hepsini taşımayabilir, öne çıkan birkaç özellik de gözlenebilir.
Ne kadar kötü şeyler yazdım dedim içimden, hepimizin içinde de bir miktar narsistlik yok mudur? Bazılarımızda evet 🙂 Fakat burada belirttiğim özellikler gerçek narsizm, kişilik bozukluğu olan ve tedavisinin yalnızca psikoterapi ile olabileceği sorundur. Bu özellikleri maskeleyebiliyor olmak narsiste kendini daha çok kabul gördürür, gizler; peki çevresindeki kişilerin aldığı yaralar?
Kimler Narsist Bireyleri Partner Olarak Seçer?
Genellikle çocukluk döneminde duygusal ihmale uğramış, yeterince ilgi, sevgi görmemiş bireyler oldukları görülmüştür. Kişiler yaşamında ter edilmemek, sevgiden mahrum bırakılmamak adına her şeyi yapabilecek durumdadır. Narsistin kırıcılık ve istismarına rağmen direnir, amaç ilişkide kalmaktır. Bireyin travmatik geçmişi tekrar sahnelenmiştir. Onun gücü ve ışıltısıyla rahatlar ve kendisi de öyleymiş gibi hisseder. Geçmişini yeniyormuş gibi..
Hayal kırıklığı riski ötekini idealleştirdikçe azalır. Yeteneklerine güvenmeyen partner narsist bireyi övecek ve sağlıksız bir ilişki ortaya çıkacaktır. Nitekim partner kendini unuttuğunu fark edene yada narsistin yani manipülatörün istismarına katlanamayacağını anlayana kadar.
Narsist Bireyle İlişki Süreci Nasıldır?
- İlişki gerçek olamayacak kadar güzel başlar, narsist birey partnerini göklere çıkarır. Partner kendini hiç olmadığı kadar özel ve sevilen hisseder, kusursuz eşini bulmuştur.
- İlişki vardır, ama kime göredir? Narsist bireyler ilişkide bulunacak sorumluluklara sahip değildir; arzular ön plandadır. Partner ışıltılı ilişkide (?) bir nesnedir aslında fakat bunu fark etmesi uzun bir zaman alabilir. İlişki denilen şey tek kişilik mi? İki kişilik midir? İlişkide varlığının konumunu fark etmek acı vericidir.
- Partner durumu fark eder, varlığının ilişkide olmadığını, ama nasıl? Ya partner kendisi fark eder ya da narsist birey sadistik yönlerini açığa çıkararak karşıya mecburen bitirtir. Partnerin psikolojik gücü ve kapasitesine göre ilişki ya devam eder (?) ya da biter; sağlıklı ilişki sürecine göre bitmelidir.
Peki Narsist Bireylerle Karşılaştığımızda Ne Yapmalıyız?
Sağlıksız görünen ilişkiyi en başta anlamak zor olabilir. Ancak önce kendimizin kim olduğunu tanır, özgüvenimizi ve kendilik saygımızı güçlendirirsek varlığımızı unutmadan ikili, sağlıklı ilişki yaşayabiliriz. Sevmek ve sevilmek uğruna kendimizden vazgeçmeden de sevilebilir, var olabiliriz. Narsist bireyin sizde hissettirdiği eksiklik ve gerçek anlamda önemsememeyi fark ettiğinizde karşınızdaki ışıltıya bakarak “her şey farklı olabilir, ben düzeltebilirim, değiştirebilirim” diyebilirsiniz, NOLUR DEMEYİN. Ülkemizde özellikle kadınlar olarak yuva yapıcı özelliğe o kadar bürünürüz ki önemli olan kendimiz değil; ilişki olur, yuva olur. Onu düzeltemeyeceksiniz sadece terapi bu dileğinize ilaç olabilir fakat siz değil. Belki anne babamıza bakınca bunu anlatmak çok zor ama siz beni anlıyorsunuz, biliyorum. Varlığını unutursan yok olursun, kendi varlığını yok etmeye değer mi bu ilişki? Değer görmek ve mutluluk yaşamımızın neresinde?
Narsistik bireyleri ne kendileri ne de başkaları tatmin edebilir. Onu besleyecek olan şey geçmişte eksik kalandır ve asla beslenemeyecektir. Ama ömür boyu bu boşluğu besleyecek, tatmin edecek birini arayıp duracaktır.
Kaynakça ve İleri Okumalar:
- Tezcan, B. (2019). İmkansız İlişkilerden Mümkün İlişkilere. İstanbul: Küsürat Yayınları
- Morelli, P. C., Couderc, P. (2018). İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon. İstanbul: İletişim Yayıncılık, Çev: Ergüden, I
Psikiyatri hemşireliği yüksek lisans öğrencisi ve pediatri hemşiresiyim. Adli psikiyatri, çocuk ve ergen psikiyatrisi, sosyal psikiyatri, pediatri yakından ilgilendiğim alanlardır. Yaşam yolunda bazen umutlu, bazen umutsuz birisiyim. İçerik Üretim ve Sosyal Medya Komisyonlarında görev alıyorum.
İletişim için; tubagne12@gmail.com
Genelde narsizmden tü, kaka, iğrenç ve kötü göz ile bahsediliyor. Narsizmin temeline indiğimizde ise belki çok büyük bir sevgi ihtiyacı yatıyor. Narsistleri karşımıza almak yerine onlara nasıl yardımcı olabilirdik acaba?
Narsizmin altta yatan nedenini bilmek onları kötü bir bakış açısıyla görmemizi engeller sanırım. Onu onaylarken gerektiğinde eleştirebilmek fakat eleştirirken doğru iletişim teknikleriyle açıklayabilmek önemli. İçerikte anlatılan karşılıklı doyum sağlama gibi görünen patolojik ilişki biçiminde; narsist bireyden başlangıçta doyum sağlayan bağımlı bireyin kendisinin de sevilmeye ve yardıma ihtiyacı vardır. Haliyle, ilişkinin patolojikliği genelde son noktada fark edilir. Narsist bireyi yargılamadan yardımcı olmak ilişkide sanırım ikinci planda kalmalı. Kendini sevemeyen bir başkasına sevildiğini hissettirebilir mi?