Hastalıklarda tedavinin etkili olabilmesi ve hastalık sürecinin olumlu yönde ilerlemesi, hastaların uygulanan tedaviye uyumlu ve bağlı olmaları ile doğrudan ilişkilidir. Kronik hastalıklarda tedaviye uyum sorunu tedavinin başarısını engellemektedir. Tedaviye uyumda, hastanın verilen ilaçları eksiksiz, zamanında ve önerilen biçimde kullanması veya iyileştiğini varsayarak ilaçlarını önerilen zamandan önce bırakmaması, yapması veya yapmaması önerilen davranışlara uygun davranması beklenir.
Kronik psikiyatrik hastalıklarda tedaviye uyumsuzluk sık görülmekte, bunun sonucu olarak hastanın iyilik süresi kısalmakta ve tekrarlı hastane yatışları kaçınılmaz olmaktadır. Psikiyatrik bozukluğu olan hastalarda tedaviye uyumsuzluğun fiziksel hastalığı olan hastalara göre daha yüksek olduğu belirtilmektedir.
Bu alanda 2008 yılında Psikiyatri Hemşireliği Dergisi’nde yayınlanan ve Havva Tel ve ark. tarafından yapılan araştırmanın amacı, hasta yakınlarının kronik psikiyatrik bozukluğu olan hastaların tedaviye uyumuna ilişkin görüşlerini belirlemektir.
Çalışma 1-28 Şubat 2008 tarihleri arasında bir ruh sağlığı merkezinde yatan 73 hastanın yakını ile yapılmıştır. Çalışmada veriler anket formu kullanılarak yüz yüze görüşme yoluyla toplanmıştır.
Bulgularda ise hasta yakınlarının, çoğunlukla hastanın annesi ve eşi olduğu görülmüştür. Eşin veya annenin ailede sürekli, ulaşılabilir bir konumda olması ve kadının ailede genellikle bakım verici rolü sürdürmesinin bu sonuçta etkili olduğu düşünülebilir. Hastaların hemen hemen yarısı evlidir. Hastaların yarısının yılda en az bir kere hastaneye yatış öyküsü bulunmaktadır.
Hasta yakınlarının %61.6’sının hastalığın ilaçla iyileşebileceğini düşündüğü, %74’ünün hastanın ilacı düzenli kullanmaması sonucunda hastalığın kötüye gidebileceğini, %57.5’inin hastanın ilaçlarının ilgi ve sevgi göstererek verilmesinin hastanın ilaçlarını düzenli kullanmasını sağlayacağını düşündükleri saptanmıştır.
Hasta yakınlarının hastaların ilaç uyumuna ilişkin olarak, hastaların %67.1’inin ilaçlarını düzensiz kullandığını, %44.9’unun bu durumun nedenini “ilacın yararlı olmadığını düşünme” olarak açıkladıklarını, %68.5’inin doktorun izni olmadan tedaviyi bıraktığını, tedaviyi bırakma nedeni olarak daha çok ilacın yan etkisi olmasını (%38.0) ve ilacın tedavi etmediği düşüncesini (%36) ifade ettikleri bulunmuştur.
Hasta yakınları hastaların poliklinik kontrollerini sürdürmelerine ilişkin olarak, hastaların %50.7’sinin hastaneye yatmadan en son 1 ay önce kontrole gittiğini, %65.8’inin kontrollere düzensiz gittiğini ve bunun nedeni olarak çoğunlukla (%64.6) hastanın iyileştiğini düşünmesinden kaynaklandığını ifade etmişlerdir.
Fenton ve ark. tarafından yapılan bir çalışmada, şizofren hastaların yaklaşık %50’sinin hastaneden taburcu olduktan sonra ilaçlarını düzenli kullanmadıkları için ilk bir yıl içinde tekrar hastaneye yattıkları, hastalığın tekrarladığı (relapse) belirtilmektedir. Hastalık süresi uzadıkça hastaların tedaviye uyumunun bozulduğu, hastalığın kronikleşmesinden kaynaklanan bıkkınlık ve hastalığın iyileşeceğine inanmama durumlarının tedaviye uyumsuzluğa neden olduğu belirtilmektedir.
Özellikle hastalık hakkında bilgi eksikliği, hastalığın kronikleşmesinden kaynaklanan bıkkınlık, hastalığın iyileşeceğine inanmama, hastaların ve ailelerin hastane ve sağlık personeli ile iletişimlerinin kopmasına ve tedavide uyum sorunlarına neden olmaktadır.
Hastayı ve ailesini hastalık hakkında bilgilendirmenin tedavi uyumunu arttırdığı, hastalıkla başa çıkma çabalarını olumlu olarak desteklediği ve hastalığın tekrarlamasını azalttığı bildirilmektedir.
Taburculuğu takiben hasta topluma yeniden katıldığında ise; hastanın ve ailenin taburculuk sonrasında gereksinimleri olduğunda kolayca ulaşabilecekleri bir iletişim kanalının açık tutulması, gerektiğinde hastaya ve aileye telefon yolu ile kısa süreli danışmanlık verilmesi, hastalara düzenli kontrol randevusu tarihi verilmesi, hastaların randevuya gelmesinin telefon veya mektupla teşvik edilmesi, tedaviye devamsızlık riski olan hastalar için bu durumun en aza indirilmesi için düzenlemeler yapılması önerilmektedir.
Kaynak: Psikiyatri Hemşireliği Dergisi
- Havva Tel, Sibel Doğan, Birgül Özkan, Sibel Çoban, 2008, Hasta Yakınlarına Göre Kronik Psikiyatrik Bozukluğu Olan Hastaların Tedaviye Uyumu
Psikiyatri hemşireliği yüksek lisans öğrencisi ve acil servis klinik hemşiresidir.
Toplum ruh sağlığı, varoluşçuluk, evrimsel psikoloji, felsefe, tiyatro, tarih ve teknoloji sever.
Ruh sağlığına yönelik çeşitli hizmetlerde gönüllü olarak görev alır.
Hayat yolcusu, insan yavrusudur.
E-posta: enestapli@gmail.com