Son günlerde küresel bir tehdit haline gelen Korona virüsü, damgalama (stigmatization) kavramının insan hayatında ne derece önemli bir yere ve işleve sahip olduğunu hatırlatmaktadır. Bu yazının temel amacı Korona virüsünün damgalama üzerindeki etkisini incelemektir. Dolayısıyla, ilk olarak damgalamanın ne olduğunu ve nasıl tanımlandığını bilmek önemlidir. Yazının diğer bölümlerini okumadan önce “https://hipokampusakademi.com/stigma-damgalama-etiketleme-nedir/” adlı içeriğin okunması damgalamanın tarihçesini ve tanımını öğrenmek adına yararlı olacaktır.
Korona virüsü ilk olarak 1960’lı yıllarda ortaya çıkmasına rağmen son dönemlerde insan yaşamı için tehlikeli bir hâl almıştır. Virüsün hayvanlardan insanlara geçtiği ifade edilmesine karşın değişime uğrayan virüsler artık insanlar arasında da hızlı bir yayılma sürecine geçmiştir. Virüsün ortaya çıkıp yayılmaya başladığı ilk yer olarak Çin’in Wuhan Bölgesi olduğu belirtilmektedir. Dolayısıyla, Korona virüsü konusunda damgalamaya maruz kalan grubun Çin ülkesinin vatandaşları olduğunu tahmin etmek zor değildir.
Van Laar ve Levin’e (2006) göre insanlar birçok konuda diğerleri tarafından damgalanmaya maruz kalabilir. Bu bağlamda, alanyazından damgalamayla ilişkili olarak en çok öne çıkan konular ise etnik köken, cinsiyet, cinsel yönelim, kilo, yeme bozuklukları, zihinsel ve fiziksel hastalıklardır. Damgalanan bireyler ise toplum içerisinde birer dezavantajlı gruba dönüşmektedir (Goffman, 1963). Başka bir ifadeyle, damgalanan bireyler toplum tarafından kabul edilmeyen, dışlanan, değersizleştirilen, etkileşim kurulmak istenmeyen ve bir tehdit olarak algılanan insanlar olarak görülmektedir (Timurturkan ve arkadaşları, 2017). Bu durumun en güncel örneklerinden biri de her birinin Korona virüse sahip olduğu düşünülen Çin vatandaşlarıdır. Özellikle son günlerde, insanlar yolda, otobüste, kafeteryada veya hastanede gördüğü Çinli vatandaşlardan uzaklaşma veya temastan kaçınma eğilimindedirler. Görüldüğü gibi bir kişinin damgalanması arkasından o kişiye yönelik olarak önyargı, kalıpyargı ve ayrımcılığı getirmektedir. Hatta, insanlardaki bu eğilim sadece Çinli vatandaşlara yönelik olarak kalmamakla birlikte doğrudan Asya kökenli olan insanlara yönelik olarak da ortaya çıkmaya başlamıştır. Dolayısıyla, bu bilgiler aslında Çinli insanların (Korona virisüne sahip olsun veya olmasın) diğer toplumların nezninde nasıl birer önyargı, kalıpyargı ve ayrımcılık hedefi haline geldiğini ifade etmektedir.
Korona virüsü bağlamında damgalama insanların kendi hayatlarını korumak ve riske atmamak adına ortaya koyduğu bir müdafaa yöntemi olarak algılanabilir. Zira, damgalama korku ve kaygı ikliminde kendine yer bulmaktadır (Yaman ve Güngör, 2013). Ancak, damgalamaya maruz kalan bireyler açısından damgalama toplumla var olan sosyal ilişkilerin bozulması, yok olması, benlik değerinin ve benlik saygısının düşmesi kısaca, sosyal hayatın oldukça olumsuz bir şekilde etkilenmesi anlamına gelebilir. Bu duruma örnek olarak ülkemize turist olarak gelen Tayvanlı Yen Cheng’in içinde bulunduğu durum gösterilebilir. Toplum nezdinde bir Çin vatandaşı olduğu düşünülen Yen Cheng potansiyel bir Korona virüs taşıyıcısı olarak görülmektedir. Bu nedenle, diğer insanların kendisinden korktuğunu ve ona yaklaşmaktan sakındığını belirtmektedir. Yen Cheng ise bu durumun üstesinden gelebilmek adına çantasına “Çinli değilim Tayvanlıyım, Ölürüm Türkiyem” yazmıştır. Görüldüğü üzere, Çinli insanlara yönelik olarak ortaya çıkan kalıpyargılar Tayvanlı bir insanın hayatını da etkilemektedir.
Damgalamanın iki temel dayanağı vardır. Bunlar: damganın görünür veya gizli olması ve kontrol edilebilirlik (Hogg ve Vaughan, 2014). Dolayısıyla Korona virüs salgını açısından düşünüldüğünde Çinli, hatta Asyalı bireylere yönelik olarak damgalamanın aslında doğrudan fiziksel özellikten kaynaklanan görünür bir damga olduğu söylenebilir. Yukarıda örneğini verdiğimiz Yen Cheng’in ise doğrudan görünür damgaya maruz kaldığı ifade edilebilir. Buna ek olarak, korona virüsü ilgili olarak ülkemizdeki son gelişmeler göz önüne alındığında benzer damgalamanın 65 yaş ve üzeri bireyleri de etkilediği açıkça söylenebilir.
Sonuç olarak, damgalama insanları veya grupları toplum içerisinde dezavantajlı bir konuma sokmaktadır. Ayrıca, damgalanan bireylerin veya grupların toplum tarafından kabul edilmemesi, dışlanması önemli psikolojik sonuçlara neden olmaktadır (Leary, Twenge ve Quinlivan, 2006). Örneğin, insanların benlik saygısını ve değerini düşürebilir, psikolojik iyi hallerini olumsuz bir şekilde etkileyebilir veya insanların toplumdan soyutlanmasına neden olabilir. Gruplar arası süreç açısından ise damgalama etkili iletişimin aksaması, kaçınmacı davranışların ortaya çıkması veya olumsuz değer yargılarının oluşması ile yakından ilişkili olabilir. Korona virüsüne ilişkin bir damgalamanın ortaya çıkması ve bunun devam etmesinin nedenlerinden biri “belirsizlik durumu“dur. Zira, virüsü ortadan kaldırabilecek bir yöntemin bulunmaması ve virüsün insan hayatı için tehlike arz etmesi bir süre daha Çinli ve hatta Asyalı insanlara ve ülkemizdeki 65 yaş ve üzeri olan insanlara yönelik damgalamanın devam edeceğinin ipuçlarını vermektedir.
Kaynakça ve İleri Okumalar:
- Timurturkan, M., Demez, G., Kart, E., Ertan, C., Cankurtaran, S., ve Aktin, S. (2017). “Hükümlü” olmanın sosyal tezahürleri: Sosyal dışlanma, damge ve suç. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 9(20), 138-157.
- Goffman, Erving 1963 Stigma: Notes on the management of spoiled identity. Englewood Cliffs, N.J.: Prentice.
- Van Laar, C., & Levin, S. (2006). The experience of stigma: Individual, interpersonal, and situational influences. In Stigma and Group Inequality(pp. 15-32). Psychology Press.
- Hogg, M. A., ve Vaughan, G. M. (2014). Sosyal Psikoloji.(7. Baskı). İ. Yıldız ve A. Gelmez (Çev.). Ankara: Ütopya
- Leary, M. R., Twenge, J. M., ve Quinlivan, E. (2006). Interpersonal rejection as a determinant of anger and aggression. Personality and Social Psychology Review, 10(2), 111-132.
- Yaman, E., ve Güngör, H. (2013). Damgalama (Stigma) Ölçeğinin Geliştirilmesi, Geçerlilik ve Güvenirlik Çalışması. Değerler Eğitimi Dergisi, 11(25), 251-270.
Sosyal Psikoloji Yüksek Lisans Öğrencisi
Damgalamanın bireyler ve toplum için olumsuz yönlerinden bahsediyoruz. Koronada damgalamanın, damgalayan kişi için avantajları da olabilir mi? Riskli gruptakilerden kaçanlar, belki de fiziksel olarak daha sağlıklı kalabilirler.