Mentalizasyon, “İnsan davranışlarını niyetsel zihin durumları (ihtiyaçlar, arzular, duygular, inançlar, hedefler, amaçlar ve nedenler vb.) açısından algılamamıza ve yorumlamamıza imkân veren hayali bir zihinsel faaliyet” olarak tanımlanmaktadır. Yetişkinlerin bu zihin durumlarını anlama yeteneğine nasıl ve ne zaman ulaştığını ortaya çıkarmak için çocukluk çağındaki gelişmeler çeşitli araştırmalarda incelenmiştir. Yapılan çalışmaların sonucu olarak bugün bilinmektedir ki çocukların 2- 6 yaş aralığı diğerlerinin ruhsal durumlarını anlamada büyük adımların atıldığı bir dönemdir.
Mentalizasyon kapasitesinin gelişiminde ilk dönem ilişkileri ve bakım verenin çocuk ile yaptığı zihin durumu konuşmaları çok önemli olsa da, gelişim sadece bunlarla sınırlı değildir. Başka faktörler de mentalizasyon kapasitesinin gelişiminde oldukça etkilidir.
- Jenkins ve Astington (1996) mentalizasyon yeterliliği ile kardeş sayısı arasında pozitif ilişki olduğunu tekrarlamışlardır.
- Taylor ve Carlson (1997) oyun oynamanın mentalizasyon kapasitesinin gelişimine katkısını ortaya koymuşlardır.
- Fonagy ve Target (1997) çocukların oyunlarının mentalizasyon gelişiminde temel bir çerçeve olduğunu ileri sürmüşlerdir.
- Symons ve ark. (2005) ise çalışmalarında bakım verenlerin çocuklarına kitap okumasının aralarındaki etkileşimini kolaylaştırdığı gibi aynı zamanda çocukların zihin kuramı (mentalizasyon) becerilerini geliştirdiğini bulmuştur.
Çocuk edebiyatı ürünlerinden en başta gelen masallar çocuk eğitiminde önemlidir. Anne-çocuk etkileşiminde masal kitapları sıklıkla kullanılmaktadır. Bettelheim, “Çocuğun büyümenin getirdiği zorluklar ve ruhsal sorunlarla başa çıkabilmesi için kendi bilincinde neler olup bittiğini kavrama gereksinimi duyduğunu” söyler. Masaldaki “mış gibi” modu çocuğun yeni şeyler deneyimlemesine izin verir, bu sanal deneyimleme çocuğun imgelemine, kendi başına bu doğrulukta keşfedemeyeceği yaşamına daha iyi bir yön verebilmede yararlanabileceği imgeler, yeni boyutlar sunar. Masallardaki tasvirler okuyucuya mükemmel ve tatmin edici bir bakış açısı, özlem ve arzunun doruğunu sunar. Okuyucunun hayal gücü yükselişe geçer, gerçek dünyanın sınırlarından serbest kalır. Bu nedenlerle mentalizasyon için çok önemli bir yeri olan masalların bilinçli bir şekilde seçilmesi ve çocuğa sunulması gereklidir. Ancak günümüzde teknolojik gelişmeler ile değişen sosyo-kültürel yaşam, masal kitaplarının da yerini çizgi filmlere bırakmasına neden olmuştur. Artık masallar teknolojinin şekillendirmesi ile yeni formlar kazanmış; çizgi film, animasyon film, çizgi bant adları altında varlıklarını sürdürür hale gelmişlerdir. Yapılan son dönem araştırmaları bizi, günümüz çocuklarının masalları çizgi filmlerden öğrendiği yönünde bilgilere ulaştırmaktadır. Çevik (2008) de yapmış olduğu araştırmada çocukların “masal nedir ki?” sorusuna çizgi filmleri de cevap olarak verdiklerini göstermiştir.
Mentalizasyonun sağlıklı bir şekilde gelişimi yaşamı ve insan ilişkilerini sürdürmede ne kadar kolaylık sağlıyorsa, normal gelişimden sapmalar da birçok alanda zorluğa ve ciddi psikopatolojik sorunlara yol açmaktadır. Marty, düşük mentalizasyonun bağımlılığa, işlemsel yaşama ve kişilik bozukluklarına yol açacağını ileri sürmüştür. Duygu düzenlemesinin psikopatoloji ile ilişkili olduğu yaygın şekilde kabul edilmektedir. Fonagy ve Target da mentalizasyon kapasitesinde eksikliğin duygusal zorluk yaşayan çocuklarda ortak özellik olduğunu bulmuşlardır. Benzer şekilde davranış bozukluğu olan çocuklarda empati becerisinin de oldukça yetersiz olduğu tespit edilmiştir. Çocuklara yapılan kötü muamelenin genel olarak onların duygusal gelişimin normal işleyişini bozduğu bilinmektedir. Yapılan birçok çalışmada ihmal ve istismarın tüm duyguların ayırt edilmesinde zayıflık ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Cinsel istismara uğramış çocukların mentalizasyon kapasiteleri hakkında bilgiler sınırlı olmakla birlikte cinsel istismara uğramış kız çocuklarının istismar edilmemiş yaşıtlarına göre daha düşük duygusal anlayışa sahip oldukları bulunmuştur.
Sonuç olarak; okul öncesi dönem çocuğun kişiliğinin temellerinin atıldığı, öğrenme düzeyinin en yüksek olduğu, hassas bir dönemdir. Bu nedenle yazınsal çocuk eserlerinden masallar hem görselliğinin cazibesi, olağanüstü olaylarla çocuğun dikkatini çekebilmesi gibi özellikleri ile okul öncesi dönem çocuğu için önemlidir. Bu denli öneme sahip olan masalların niteliklerinin çocuk edebiyatına ve çocuk psikolojisine uygun olması önemlidir. Okul öncesi eğitim çocuğuna faydalı olabilecek bir yayının niteliklerinin yeterli olmamasından kaynaklanan olumsuz etkilerine yer vermemek önemlidir.
Kaynakça ve İleri Okumalar:
- Duman, N., & Oral, G. (2018). Peri masalları ve çizgi animasyon filmlerindeki zihin durumlarının incelenmesi. Yaşam Becerileri Psikoloji Dergisi, 2(3), 113-126.
- Koç, Z. (2016). Masal Kitaplarının 5-6 Yaş Grubu Okul Öncesi Çocuklarının Gelişimi Üzerindeki Olumlu ve Olumsuz Etkileri (Doctoral dissertation, İstanbul Aydın Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü).
Gönderinin Yazarı

Psikiyatri hemşireliği yüksek lisans öğrencisi ve pediatri hemşiresiyim. Adli psikiyatri, çocuk ve ergen psikiyatrisi, sosyal psikiyatri, pediatri yakından ilgilendiğim alanlardır. Yaşam yolunda bazen umutlu, bazen umutsuz birisiyim. İçerik Üretim Komisyonunda görev alıyorum.
İletişim için; tubagne12@gmail.com