Meme kanserinde psikolojik tepkinin derecesi, kadının memeye olan duygusal bağı ile yakından ilişkilidir. Kadın memesi kimi zaman bilinçli, çoğunlukla da bilinçdışı düşünce ve duyguları çağrıştırır. Bir kadının meme ile ilk teması bebeklik döneminde emzirilmesi ile başlar. Ergenlik ile birlikte kızlarda memelerin gelişmesi cinsel kimliği destekler ve genç kızlığa geçişi sağlar. Kadının kendi çocuğunu emzirmesi de annelik duygularının oluşmasına ve bebeğiyle karşılıklı iletişime girmesine yol açar. Bu dönemlerin her birinin, kadının ruhsal yaşantısını ne derece ve nasıl etkilediği, onun meme kanseri ile başetmede göstereceği çabalar açısından önemlidir (2,3).
Doğu toplumlarında meme daha çok çocuğu besleyen organ, yani annelik ve olgunlaşmayı sembolize ederken, batı toplumlarında memenin erotik anlamı daha ön plandadır ve bu toplumlarda memenin görünümü ve varlığı önem kazanmaktadır (4).
Meme kanserli kadınlar üzerinde yapılan çalışmalarda kadınlar memeleri için şu tanımlarda bulunmuşlardır:
- Memeler kadın cinselliğinin ve güzelliğinin görülebilir belirtileridir.
- Memeler kadının kadınlığını ve cazibesini arttıran bir organdır
- Memeler süt verme açısından bebeği beslediğinden hayatın devamını sağlayan özelliğe sahiptir.
- Memeler kadının en çok değer verdiği fiziksel yapılarından biridir.
- Memeler cinsel ilişkide önemli ve cinsel duyarlılığı olan organlardır (3,5).
Kadınlarda memenin beden imajı içinde önemli bir yeri vardır. Beden imajı, kişinin beden görünümünü, beden işlevlerini, aynı zamanda beden ve ruh bütünlüğünü nasıl algıladığıdır (4,6). Brace’nin belirttiğine göre, erkeklerde beden imajı oluşurken kendi bedenlerini kendilerinin nasıl algıladığının, kadınlarda ise; bedenlerinin başkaları tarafından nasıl algılandığının önemli olduğunu vurgulamıştır. Erkek için güçlü olmak, kadın için güzel görünmek önemlidir (7).
Bütün bunlar göz önüne alındığında, kadınlar için memenin biyolojik, psikolojik, sosyal ve cinsel açıdan ne kadar önemli bir organ olduğu anlaşılmaktadır. Meme kanseri tanısı; kişide kayıp, özellikle beden parçası, bütünlüğü kaybı ve fiziksel görünümde bozulma düşüncelerini yoğunlaştırır. Bazı hastalar “eğer yaşamamı sağlayacaksa bir mememin alınmasına itirazım yok” diyebilir, ama diğer bir grup hasta için bu olay, çok sevilen bir kişinin kaybına benzer bir anlam taşır. Meme kanseri ile yapılan çalışmaların çoğunda; meme kanserinin beden ve kendilik algısını negatif yönde etkilediği ve bu nedenle meme kanseri tanısının birçok hastada ruhsal sorunlara neden olduğu belirtilmektedir (2,4,8,9,10,11)
Çeşitli kaynaklara göre; Meyerowitz, meme kanseri tanısı konulan kadınlarda psikolojik ve psikososyal faktörlerin üç yolla etkili olduğunu belirtmiştir:
1) Psikolojik sorunlar (anksiyete, depresyon ve öfke);
2) Yaşam sürecinde değişimler (fiziksel rahatsızlığa, evlilik veya cinsel yaşamdaki bozulmaya, ve / veya aktivite düzeylerinde değişimlere bağlı);
3) Korkular ve sorunlar (mastektomi / meme kaybı, kanserin nüksü ve ölüm)
Meme kanserli kadınların ortak psikososyal endişeleri aşağıdaki şekilde sıralanabilir:
- Tekrarlama korkusu,
- Ağrı, yorgunluk, iştahsızlık ve uyku bozukluğu gibi fiziksel belirtiler,
- Adjuvan kemoterapinin yan etkileri,
- Beden imajında bozulma,
- Cinsel fonksiyonlarda bozulma,
- Tedavi ile ilgili anksiyete,
- Hastalıkla ilgili yıkıcı düşünceler/sürekli kaygı, endişe,
- Evlilikle ilgili zorluklar/ partner ile iletişiminde bozulma,
- Alkol kötüye kullanımı,
- Günlük işleri ve aile aktivitelerinde bozulma,
- Ölüme ilişkin varoluşsal endişeler,
- Maddi sıkıntılar
Kaynaklar ve İleri Okuma
_____________________
1) Nihal Bostancı Daştan, 2008, Evre 1-2 Meme Kanseri Hastalarına Uygulanan Psikoeğitimin Kanser Uyum, Anksiyete, Depresyon ve Duygudurum Profiline Etkisi, Doktora Tezi
2) Eriş, C. (1989). Mastektomi Sonrası Ruhsal Durum. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Uzmanlık Tezi.
3) Bolund, C., Holland, J.C. ve Zittoun, R. (1990). Crisis and coping. Psychosocial aspects of Oncology, 13-25.
4) Önen Sertöz, Ö. (2002). Meme Kanserinde Ameliyat Tipinin Beden Algısı, Cinsel İşlevler, Benlik Saygısı ve Eş Uyumuna Etkileri: Kontrollü Bir Çalışma. İzmir: Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Uzmanlık Tezi.
5) Okanlı, A. (2003). Meme Kanserli Hasta ve Eşlerinin Yaşam Doyumları ve Duygu Kontrol Düzeyleri ve Evlilik Uyumlarının Mastektomi Öncesi ve Sonrası Karşılaştırılması. Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Psikiyatri Hemşireliği Anabilim Dalı Doktora Tezi.
6) Ziyalar, A. (1985). Beden imajı kavramı. Yeni Symposioum, 1-2, 31-37.
7) Brace, K.D. (1991). Women’s body images. Psychology a Journal of Human Behavior, 28, 27-32.
8) Spencer, S.M., Lehman, J.M., Wynings, C., Arena, P., Carver, S., Antoni, M.H. ve ark.(1999). Concerns about breast cancer and relations to psychosocial well-being in a multiethnic sample of early-stage patients. Health Psychology, 18 (2), 159-168.
9) Kunkel, E.J., Chen, E.I. ve Okunla, T.B. (2002). Psychosocial concerns of women with breast cancer. Primer Care Update Obs / Gyns, 9 (4), 129-134.
10) Morton, K. Breast cancer “psychosocial issues and support strategies”. Erişim 01.12.2005, http://www.cancersa.org.au/i-cms_file?page=1008/ Breastcancer pdf .
11) Babacan Gümüş, A. (2006). Meme kanserinde psikososyal sorunlar ve destekleyici girişimler. Meme Sağlığı Dergisi, 2 (3), 129-135.
Psikiyatri hemşireliği yüksek lisans öğrencisi ve acil servis klinik hemşiresidir.
Toplum ruh sağlığı, varoluşçuluk, evrimsel psikoloji, felsefe, tiyatro, tarih ve teknoloji sever.
Ruh sağlığına yönelik çeşitli hizmetlerde gönüllü olarak görev alır.
Hayat yolcusu, insan yavrusudur.
E-posta: enestapli@gmail.com