Kızbes Meral Kılıç’ın 2019 yılında Erken Çocukluk Çalışmaları Dergisi’nde yayımlanan ‘Erken çocukluk döneminde bebeklik/çocukluk amnezisi’ isimli makalesinden alınan verilere göre;
Geçmişe ait anılarımız sayesinde, dün ve bugün aynı kişi olduğumuza inanırız. Varsa kardeşimizin doğumu, ilk öğretmenimiz, çocukluk arkadaşlarımız, çocukken oynadığımız oyunlar, ilk kez deneyimlediğimiz ve yapmaktan hoşlandığımız şeyler, aile üyelerimizle yaşadıklarımız, taşınma öykümüz, bir yakınımızın kaybı vb. deneyimler tıpkı parmak izimiz gibi biriciktir ve sadece bize ait olan anılardır.
Otobiyografik belleğe ait anıları ne zamandan itibaren hatırlayabilmekteyiz?
Otobiyografik belleğe ait anılar, kişinin kendi geçmişindeki düşünceleri, duyguları ve davranışları hakkındaki anılarıdır. Otobiyografik bellek, insanların kendi yaşamlarının önemli olaylarını ve deneyimlerini hatırlamalarını ifade eder; kişisel yaşam tarihlerini inşa etmelerine yardımcı olur ve deneyimlerini başkalarıyla ilişkilendirebilmelerini, sosyal olarak paylaşılan anılar yaratabilmelerini sağlar. Bireyin kendi yaşamındaki okul deneyimleri, okul arkadaşları, bisiklete binmeyi öğrenmesi veya büyükanne ve büyükbabaları ile olan anıları otobiyografik belleğe ait anılardır. Otobiyografik bellek, deneyimlerimizin bir sentezidir, hoşlandıklarımızı, hoşlanmadıklarımızı ve tercihlerimizi içerir. Kimliğimize, benliğimize ve deneyimlerimize ilişkin bilgileri barındırarak bize rehberlik yapar, bizi bir anlamda bilgilendirir.
Yaşamımızda önemli olan yaşam olaylarını ve bize özel deneyimlerin hepsini hatırlamamızı sağlayan otobiyografik belleğimizde bir süreksizlik bulunmaktadır. Yetişkinler, yedi yaşından itibaren deneyimledikleri olayları hatırlayabilir, mekânsal ve zamansal bağlamda yerleştirebilir ve bunlara bir dereceye kadar kişisel anlam ve önem yükleyebilir. Bununla birlikte, yedi yaşından önce, yetişkinlerin çoğu iki aşamalı amneziden mustariptir. İlk aşamadan itibaren (üç yaşından önce) yetişkinlerin kişisel veya otobiyografik anıları genellikle yoktur, varsa da çok azdır. İkinci aşamadan itibaren (üç-yedi yaş arası) yetişkinler, beklenenden daha az sayıda otobiyografik belleğe ait anılara sahiptir. Bilinçli olarak hatırlanamayan bu süreye “İnfantil Amnezi” veya “Bebeklik/Çocukluk Amnezisi” denir. Amnezi, kısmi veya tam bellek kaybı için kullanılan genel bir terimdir. Teorik açıdan bakıldığında, bebeklik/çocukluk amnezisi ilginç ve önemlidir. Kendimizi uzayda ve zamanda sürekli olarak görmemize rağmen, bu sürekliliğin olmadığı bir gelişme noktası bulunmaktadır. Zamanın o anı, bebeklik/çocukluk amnezisinin sınırıdır. Bu nedenle Bebeklik/çocukluk amnezisi, gelişimdeki devamsızlığın açık kanıtı olarak değerlendirilir.
Farklı kültürlerde yapılan çok sayıda çalışmada, otobiyografik bellek performanslarında kültürel farklılıklar olduğu belirlenmiştir. Batı kültürlerindeki bireylerin anıları daha erken döneme ait daha uzun ve daha ayrıntılı içeriğe sahiptir. Farklı kültürlere mensup katılımcıların yer aldığı çalışmalarda katılımcılara en erken çocukluk anılarının neler olduğu sorulduğunda, Koreli, Çinli ve Asyalıların, Avrupalı bireylerden yaklaşık altı aylık bir gecikme ile üç buçuk yaşından sonra meydana gelen olayları hatırladıkları görülmüştür. Bu gecikmenin Batılı bireylerin daha bireyselci yetiştirilmeleri nedeniyle meydana geldiği öne sürülmektedir. Batı kültürlerinde yetişen bireylerin kendi eylemlerine, düşüncelerine ve duygularına odaklanan ayrıntılı ve özel otobiyografik belleğe ait anıları anlattıkları; doğu kültürlerinde yetişen bireylerin ise kendi eylemlerini göz önünde bulundurarak daha genel, daha az ayrıntılı ve grup normları ve ihtiyaçları ile ilgili olarak daha ortak bir çerçeveye yerleştirilmiş otobiyografik belleğe ait anıları anlattıkları belirtilmiştir.
Sonuç olarak; çocukların otobiyografik anılarını güçlendirmek ve unutmaya karşı korumak için neler yapılmalı?
Çocuklarda bellek becerileri ne kadar iyi olursa, erken dönem anılarının hatırlanma olasılığı o kadar yüksek olur. Çocuklarla sohbet edilirken düşük ayrıntılı konuşma yerine yüksek ayrıntılı konuşmanın yapılması önemlidir. Çocuklarla kurulan iletişimde çocuğun edindiği deneyim ve yaşantılarla ilgili olarak çocuklara daha fazla sayıda ve açık uçlu soru sormak, edindiği deneyimi önceki yaşantılarıyla ve gelecekte yaşanma olasılığı olan olaylarla ilişkilendirme yapmalarını sağlamak, oldukça önemlidir. Çocuklarla birlikte çekilen fotoğraf ve videoları incelemek, üzerinde konuşmak da otobiyografik belleği güçlendirebilir. Otobiyografik bellek sayesinde paylaşılan kişisel anılar sosyal bağları güçlendirir, dil gelişimini olumlu anlamda etkiler ve çocuğun çevresine ve kendisine olan güvenini artırır. Çocuklar, erken dönemden itibaren geçmişini iyi değerlendirebilir, doğru ve hatalı davranışlarından dersler çıkarıp yerinde kararlar alıp uygulayabilir.
Kaynakça ve İleri Okumalar:
- Kılıç, K. M. (2019). Erken çocukluk döneminde bebeklik/çocukluk amnezisi ve otobiyografik bellek gelişimi. Erken Çocukluk Çalışmaları Dergisi, 3(2), 541-557.
Hayriye, Sakarya Üniversitesi Hemşirelik bölümü mezunu.
Şizofreni, terapiler ve sosyal psikoloji konularına ilgili.
Sosyal ve aktif olmayı sever.