Nesrin Duman‘ın 2019 yılında Uluslararası Afro-Avrasya Araştırmaları Dergisi’da yayımlanan ‘Travma Sonrası Büyüme ve Gelişim’ isimli makalesinden alınan verilere göre;
‘Bir ruh bilimci için kişisel acı, bir nimet sayılır; varoluşun acılarıyla yüzleşilecek bir eğitim alanı. Beni öldürmeyen şey güçlendirir. Yine söylüyorum, hastalığım bir nimettir.’
Irvin D. Yalom
Travma; ölüm veya ölüm tehdidinin bulunduğu, bireyin fiziksel veya yaşamsal bütünlüğüne yönelik bir tehdidin ortaya çıkması gibi beklenmedik, kişinin uyum sağlayıcı baş etme yollarını felç eden olaylar olarak tanımlanabilir. Travmalar yaygın olarak neden olduğu olumsuz sonuçlar ile bilinmektedir ancak travmalar bir üst versiyonumuza basamaklık edebilir, değerlendirildiği sürece yol haritası olabilir. İşsiz kalınan bir yılın sonunda depresyona düşmek ile taktik değiştirip farklı yöntemlerle iş aramak arasındaki fark bizim zorlukları değerlendirmemize ve ders çıkarmamıza bağlıdır. Zorlukların dönüştürücü olabilmesi travma sonrası büyümeyi beraberinde getirir.
Travma sonrası büyüme, son derece zorlu yaşam krizleriyle mücadelenin sonucu olarak ortaya çıkan olumlu değişim deneyimidir. Psikolojik ve bilişsel çabaların sonucu olarak yaşanan olumlu değişimlerdir. Bu olumlu değişim; yaşamın daha fazla kıymetinin bilinmesi, daha anlamlı kişilerarası ilişkiler, artan kişisel güç duygusu, değişen öncelikler ve daha zengin varoluşsal ve manevi hayat da dâhil olmak üzere çeşitli şekillerde ortaya çıkabilmektedir.
Travma sonrası büyüme; yaşanılan travmanın tesiri, bireyin esnekliği, çevreden gelen destek, bireyin karakteri, geçmiş yaşantılar gibi faktörlere bağlıdır. Çevre ve bireyin özellikleri travmanın sonuçlarını etkiler.
Travma sonrası büyüme terimi literatürde yeni olmasına rağmen, büyük iyiliğin büyük çileden gelebileceği fikri, zorluklar yaşayarak bilgeliğe, doğruluğa ulaştığı inancı çok eski dönemlere dayanmaktadır. Antik İbraniler, Yunanlılar ve ilk dönem Hristiyanların yazıtlarının ve görüşlerinin bazılarıyla; Hinduizm, Budizm ve İslam öğretilerinin bazıları acı çekmenin dönüştürücü gücüne değinmektedir.
Travma ile karşılaşan birey, mevcut çözüm yollarının işlevini yerine getirememesi ile çözüm arayışına girer, bireysel bir savunmasızlık/kırılganlık duygusu yaşar ve bunun neticesinde yaşamda belirli olayları tahmin edemeyeceğini veya kontrol edemeyeceğini anlar. Birey yaşamın geçiciliğini fark edince, belirli olaylara verdiği önem derecesini değiştirmeye başlar; daha önce önemsiz veya değersiz olarak kabul ettiği küçük şeylere daha fazla dikkat eder. Örneğin kişi gündelik yaşamın parçası olan şeylerden daha çok keyif almaya başlayabilir. Bu durum yaşam önceliklerinde değişim ve yaşamın daha fazla takdir edilmesi ile sonuçlanır.
Daha fazla bireysel gücün algılanması, gelecekteki güçlükler ve zorluklarla başa çıkmak ve hatta değiştirilmesi gereken durumları değiştirmek için daha fazla yeteneğin tanınmasıyla ilgilidir. Kişi, travma meydana gelmeden önceki kendisiyle olaydan sonraki kendisini karşılaştırıldığında, daha fazla beceri ve güce sahip bir kişi olduğunu açıkça ayırt eder.
Sıkıntı ile mücadele sürecinde hayatta kalan kişi, yaşamında birden çok alanda yeni seçenekler keşfeder. Yeni bir yaşam yolunun yaratılması, travmadan önce var olmayan yeni olasılıklara ve fırsatlara yol açan, geçmiş varsayımları ve temel inançları değiştiren yeni bir yaşam felsefesi algısı ile ilgilidir.
Özetle travma sonrası büyüme kavramı travmanın olumsuz etkilerinden farklı olarak olumlu etkilerinin üzerinde durur. Bu alanda yapılan çalışmalar çok eskiye dayanmasa da insanlık kültüründe literatürdeki kadar yeni olmadığı söylenebilir. Bireyler; hayatlarını yeniden gözden geçirip travmatik olayı bir sıçrama tahtası olarak kullanarak daha ileriye doğru yol alabilmektedir. Travmatik olay sonrasında büyüme gösterebilen kişilerin, travmatik olayı kendi büyümelerine hizmet edebilecek şekilde algılayabildiği gösterilmiştir. Klinisyenler tarafından hastaların duygu dışavurumuna yardım etmek, olumlu baş etme becerilerinin desteklenerek süreci sekteye uğratan olumsuz baş etme becerilerinin değiştirilmesine katkıda bulunmak ve travma sonrası sürecin olumlu yanlarının da hasta tarafından görülmesini sağlamak bu süreçte travma sonrası büyümenin gelişimine yardımcı olabilir.
“İnsanın temel uğraşı haz almak ya da acıdan kaçınmak değil, yaşamında bir anlam bulmaktır.”
“Yaşamak acı çekmektir. Yaşamı sürdürmek, çekilen bu acıda bir anlam bulmaktır.”
Viktor Frankl
‘Travmalar dönüştürülebildiği takdirde kendini aşma ve yeni bir hayat inşa etme rolüne basamaklık eder’
Sinan Canan
‘İnsanın en büyük gücünün en zayıf anlarda ortaya çıkıyor oluşu.’
Esra Ceylan
Kaynakça ve İleri Okumalar:
- Duman, N. (2019). Travma Sonrası Büyüme Ve Gelişim. Uluslararası Afro-Avrasya Araştırmaları Dergisi, 4(7), 178-184.
Psikolojik danışmanlık ve rehberlik lisans öğrencisi.Çocuk psikolojisi,psikanaliz,öğrenme psikolojisi sever.