Araştırma verilerine dayanarak küçük çocukların sık sık yıkıcı davranışlar göstermelerinin tipik bir durum olmadığı söylenebilir. Ancak, bu yaş grubunda davranışsal değişkenliğin fazla olması nedeniyle, küçük çocuklarda sadece davranışın sıklığı göz önüne alınarak klinik öneme sahip olup olmadığını belirlemek ve onları geçici veya tedirginlik oluşturan davranışlardan ayırt etmek güçtür. Bu nedenle yıkıcı davranışlar için çoğunlukla söylenen sıklığın ötesinde başka özelliklerinde tanımlanması gerekir.
Okul öncesi çocuklarda davranış sorunları üzerine araştırma yapan geniş örneklemlerden gelen teorik ve deneysel veriler birleştirildiğinde, küçük çocuklarda klinik değerlendirme ile karar vermede kritik temel unsur olarak davranışların niteliği olarak öne çıkmış, beklenebilirlik ve düzenlenebilirlik bağlamında davranışın niteliğini tanımlamak hedeflenmiştir. Davranışın niteliğini değerlendirirken araştırılan iki temel kavram:
- Davranışın modülasyonu: esneklik, şiddet ve davranışın organizasyonu,
- Yaş grubu için bağlamda davranışın beklenebilirliği: bağlamda tipik olarak ortaya çıkan yanıtların verilip verilmediğidir.
Temel olarak, erken çocukluk dönemindeki normal davranışlara karşı, uyuma yönelik olmayan sorunlu davranışların ayrımı yapılmalıdır. Bu alandaki araştırmalarda temel bir çizgi olarak proaktif ve reaktif agresyon arasındaki ayrımlar tanımlanmıştır.
Reaktif agresyon: Tahrik edici duygusal bir uyarana karşılık oluşan öfke patlamalarıdır ve bunlar engellenme veya provakasyona yanıt olarak ortaya çıkarlar. Reaktif agresyon “mizaca dayalı koşulsuz reaksiyonlar”’şeklinde özetlenebilir. Küçük çocuklarda, özellikle, reaktif agresyon immatür self regülasyon becerilerini yansıtabilir ve bunlar normal olumsuz davranışlar olarak kavramsallaştırılabilir. Örneğin; boğuşmalı oyunlarda ve eşyaları paylaşamama sırasında meydana gelebilen agresyonu içeren normal agresyon.
Proaktif agresyon: Daha antisosyal doğada olan agresif davranışlar olup provakasyon veya kızgınlık sonucu değildir, planlı ve düzenlenmiştir. 18 aylığa kadar küçük çocuklarda bu ayrım önemli olabilir.
Reaktif agresyon daha sıklıkla normal populasyondaki küçük çocuklarda görülür. Ebeveyn raporlarında, 2 yaş grubunda %19 ve 3 yaş grubunda %15 oranında “engellenmeye agresif yanıt” belirlenirken, her iki yaş grubunda “başkasına zarar verme amacı” %1 oranında kaydedilmiştir. Klinik öneme sahip agresyonun niteliğini inceleyen çalışma sayısı yetersiz olmakla birlikte, okul öncesi dönem çocuklarda yoğun, yıkıcı, erişkin desteği ile yatıştırılamayan ve işlev kaybına neden olan agresyon klinisyenler için uyarıcıdır.
Çoğu araştırma sadece okul öncesi çocukluk dönemini incelemesine karşın, geçtiğimiz on yılda araştırmalar 2-5 yaş arası çocuklarda yıkıcı davranış bozukluklarına odaklanmıştır. Okul öncesi çocuklarda davranış problemleri üzerine odaklanan erken çalışmalar, bu yaş grubunda klinik uygulamalar bağlamında kısıtlılıklar olduğuna dikkat çekmiştir. Erken çalışmalarda yıkıcı davranışlar; “uyumsuzluk, agresyon” gibi spesifik davranışlar yada “dışa vurum davranışları” başlığı altında toplanan dikkat, karşıt olma ve davranım problemleri genel olarak boyutsal olarak değerlendirilmiştir. Sonuçlar okul öncesi davranış problemlerinin orta düzeyde stabil, ailesel ve sıklıkla kronik gidiş gösteren yıkıcı davranışların habercisi olabileceğini göstermiştir, çocuklarda yıkıcı davranışların çok boyutlu olarak profesyoneller tarafından incelenmesi gelecekte çocuk, aile, okul ve toplum ruh sağlığı için önem arz etmektedir.
Kaynakça ve İleri Okumalar:
1. Baykal S, Aşırı dürtüsellik ve saldırganlık. Bebek Ruh Sağlığı Temel Kitabı, 2012. Türkiye Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Yayınları, Editör: Koray Karabekiroglu.
2. Campbell S, Spieker S, Burchinal M, Poe M. & NICHD Early Childcare Research Network (2006) Trajectories of aggression from toddlerhood to age 9 predict academic and social functioning throught age 12. Journal of Child Psychology and Psychiatry and Allied Discipline;. 47(8): 791-800.
Agresyonun kökenlerini ve sebeplerini bilmek, agresyonu yönetmek için de faydalı. Engellenmeye agresif yanıtı bilmek, engellenmeyi düzenlemeyi ve agresyonu önlemeye yardımcı olabilir.