Günümüzde pozitif psikolojiye artan ilgi ile birlikte, bireylerin olumsuz yönleri ve güçsüzlükleri yerine, iyi oluşları ve ruh sağlıkları üzerinde etkili olabilecek olumlu özellikler ön plana çıkmıştır. Literatürde görece yeni anılmaya başlanan öz-şefkat terimi önem kazanmaya başlamıştır (Bayar ve Dost, 2018). Kristin Neff’in tanımıyla öz-şefkat; zorluklarla mücadele ederken kişinin kendisine koşulsuz ilgi, kabul ve nezaket göstermesidir (Neff, 2003). Öz-şefkat bireyin çevresindeki insanlara gösterdiği nezaketi ve ilgiyi kendisine de göstermesidir (Neff ve Dahm, 2015). Öz-şefkat, bireyin kendisini başkaları ile karşılaştırmasını veya kendi değerini belirlemesini içermez. Bu nedenle öz değer kavramından farklılaşmaktadır. Çoğu insan kendilerine karşı diğer insanlara olduklarından daha az affedici ve daha sert olduklarını ifade ederler (Neff, 2003). Diğer bir yandan, öz-şefkatli bireyler hem kendilerine hem de diğerlerine karşı aynı derecede anlayışlı, kibar ve sevecen davranırlar (Neff, 2008).
Öz-şefkat, kişinin kendi sağlıklı ve iyi olma arzusunu anlatmaktadır (Neff, Hseih ve Dejitthirat, 2005). Öz-şefkat aşırı kendine güvenden kaynaklanan olumsuz etkilerin ortaya çıkmasına yol açmadan, psikolojik olarak fayda sağlamaktadır (Neff, 2009; Alp, 2012).
Öz-şefkati yüksek olan bireyler, kendi acı ve yetersizliklerine karşı, acımasızca eleştirel ve katı yaklaşmak yerine sevecenlikle yaklaşabilir. Bireylerin kendi acı ve başarısızlıklarıyla ilgili farkındalıklarının yüksek olmasından dolayı, kendilerini iyileştirmek için ihtiyaç duyduğu kaynakları da ayırt etmesi ve bu kaynaklardan etkili olarak yararlanması beklenebilir (Bayar ve Dost, 2018).
Öz-şefkati yüksek olan bireyler, olumsuzluklarla karşılaştıklarında kendilerini bununla başa çıkan tek kişi olarak görmek yerine, yaşadıklarını insanlığın ortak deneyiminin bir parçası olarak görebilirler (Bayar ve Dost, 2018).
Laura Umphrey ve John Sherblom’un 2014 yılında yaptığı “Umutların şefkat, ilişkisel sosyal beceri, iletişim kavrayışı ve yaşam doyumu ile ilişkisi” adlı araştırmadan edinilen bilgilere göre öz-şefkati yüksek kişilerin yaşam doyumunun yüksek olduğu belirtilmiştir (Umphrey ve Sherblom, 2014).
Öz-şefkati yüksek olan bireylerin düşük olan bireylerle kıyaslandığında, duygusal zekâsı yüksek, etkili baş etme becerileri kullanan (Allen ve Leary, 2010) ve psikolojik sağlamlık düzeyleri yüksek (Neff ve McGehee, 2010) bireyler oldukları belirlenmiştir.
Öz-şefkat kavramı yeni olmasına rağmen, Neff‟in öz-şefkat ölçeği kullanılarak yapılan ölçümlerde, öz-şefkatin kendini kabul, yaşam doyumu, sosyal ilişki, benlik saygısı, düşüncelilik, özerklik, çevresel hakimiyet, yaşamın amacı, kişisel gelişim, yansıtıcı ve etkili akıl, merak ve araştırmacı bir yasam, mutluluk ve iyimserlik gibi psikolojik iyi olmanın halihazırda çok sayıda özelliği ile aralarında olumlu ilişkiler ortaya çıkarken; depresyon, kendini eleştirme, nevrotizm, derin düşünme, bastırılmış düşünme ve nevrotik kusursuzluk ve anksiyete ile öz-şefkat arasında negatif ilişki ortaya çıkmıştır (Kirkpatrick, 2005; Tatlıoğlu, 2010).
Texas Austin Üniversitesi’nden Dr. Kristin Neff’e göre öz şefkatin 3 boyutu vardır. Bu boyutların birincisi “öz-sevecenliktir (self-kindness)”. Bireyin kendisini acımasızca yargılaması yerine kendisine sevecen yaklaşmasını içermektedir. Kişinin kendisine sevecence yaklaşımı zorluklarla baş etme direncini artırmaktadır. İkinci boyut “insanlığın ortak deneyimlerinden (common humanity)” oluşmaktadır. Kişi hata yapmanın olağan olduğunun ve yaşadıklarının, herkesin yaşadığı bir durum olduğunun bilincinde olmasıdır. Son boyutu da “farkındalıktır (mindfulness).” Şimdi ve burada olmak ve içinde olduğumuz deneyimin farkında olmaktır. Yaşanan durum kişinin kendisini acımasızca eleştirmesine neden oluyorsa, bunun farkına varması kendisine şefkat göstermesini sağlayabilir (Bayar ve Dost, 2018).
Bu yazı ile öz-şefkat kavramına genel bir bakış kazandırmayı amaçladım. Öz-şefkat kavramı yeni bir kavram olsa da literatürde geniş bir alana yayılmıştır. Öz-şefkatin psikolojik sağlığına olumlu etkileri düşünüldüğünde üzerine çalışılması ve konuşması gereken bir konudur.
Kaynakça ve İleri Okumalar:
- Allen, A. B., & Leary, M. R. (2010). Self-compassion, stress, and coping. Social and Personality Psychology Compass, 4(2), 107-118.
- Alp, Z. (2012). Çalışanların ve Emeklilerin Sosyal İstenirlik ve Öz-duyarlılık Açısından Karşılaştırılması. Yüksek Lisans Tezi. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Maltepe Üniversitesi, İstanbul.
- Bayar, Ö., & Tuzgöl Dost, M. (2018). Üniversite öğrencilerinde öz-şefkatin yordayıcıları olarak bağlanma tarzı ve algılanan sosyal destek. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 33(3), 689-704.
- Kirkpatrick, L. A. (2005). Attachment, Evolution, and the Psychology of Religion. New York: The Guilford Press.
- Neff, K. D. (2003). Self-compassion: An alternative conceptualization of a healthy attitude toward oneself. Self and Identity, 2(2), 85-101.
- Neff, K. D., Dahm, K. A. (2015). Self-compassion: What it is, what it does, and how it relates to mindfulness (Der), Ostafin B., Robinson M., Meier B içinde,Handbook of mindfulness and selfregulation (s. 121-137). Springer: New York, NY.
- Neff, K. D., Hseih, Y., & Dejitthirat, K. (2005). Self-compassion, achievement goals, and coping with academic failure. Self and Identity, 4, 263-287.
- Neff, K. D., Pisitsungkagarn, K., Hsieh, Y. P. (2008). Self-Compassion and Self-Construal in the United States, Thailand, and Taiwan. Journal of Cross-Cultural Psychology, 39(3), 267– 285.
- Neff, K. D., & Vonk, R. (2009). Self-compassion versus global self-esteem: Two different ways of relating to oneself. Journal of Personality, 77, 1.
- Neff, K. D. & McGehee, P. (2010). Self-compassion and psychological resilience among adolescents and young adults. Self and Identity, 9, 225–240.
- Tatlıoğlu, K. (2010). Farklı Öz-anlayış Düzeylerine Sahip Üniversite Öğrencilerinin Karar Vermede Özsaygı, Karar Verme Stilleri ve Kişilik Özelliklerinin Değerlendirilmesi. Doktora Tezi. Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Selçuk Üniversitesi, Konya.
- Umphrey, L. R., & Sherblom, J. C. (2014). The relationship of hope to self-compassion, relational social skill, communication apprehension, and life satisfaction. International Journal of Wellbeing, 4(2), 1-18.