Giovanni A. Fava‘nın 2015 yılındaki “Well-Being Therapy: Current Indications and Emerging Perspectives (İyi Oluş PsikoTerapisi: Güncel Bulgular ve Gelişen Perspektifler)” isimli makalesinden alınan verilere göre; Well Being Terapisi nedir gelin yakından bakalım. İyi okumalar ve keyifli günler dilerim.
Fava, meslektaşlarıyla birlikte depresyonda nüksetme oranlarını azaltmada Bilişsel Davranışçı Terapiyi (BDT) kullanarak, bununla rezidüel semptomları ele almanın etkileri üzerine küçük bir kontrol deneyi gerçekleştirdikten sonra BDT’nin yeterli olmadığını düşünerek bu süreçte psikolojik iyi oluş halini arttırmak için psikoterapötik bir teknik olan iyi oluş psikoterapisini (WBT) ele almaya başlamıştır. Rezidüel depresyon semptomlarının bilişsel davranışçı terapi (BDT) ile tedavisinin klinikteki tedaviden daha etkili olduğu ortaya konduğu için, iki stratejiyi (BDT ve WBT) karşılaştırmanın ilk adım olabileceğini düşünmüştür. Bunun üzerine ilk olarak davranışsal (anksiyete) bozuklukları veya farmakolojik (duygudurum) bozuklukları başarılı bir şekilde tedavi edilen, duygudurum ve anksiyete bozukluğu olan 20 hastaya rezidüel semptomları için rastgele WBT veya BDT tedavilerinden biri uygulanmıştır. Hem WBT hem de BDT’nin rezidüel semptomların önemli ölçüde azalmasını ve psikolojik iyi oluşta bir artış görülmesini sağlaması Depresyon İçin Klinik Görüşmelerde (CID) ve Psikolojik İyi Oluş (PWB) ölçeklerinde ortaya konmuştur. Bununla birlikte, her iki grubun (anksiyete-duygudurum) rezidüel semptomlarının tedaviden sonraki durumları karşılaştırıldığında; WBT’nin BDT’ den daha fazla fayda sağladığı Depresyon için Klinik Görüşmelerde ortaya konmuştur. WBT’nin ayrıca psikolojik iyi oluşta (PWB) özellikle kişisel gelişim ölçeğinde belirgin bir artış sağladığı da görülmüştür. Yapılan bu çalışmanın hemen ardından bulgular Almanya’da, ABD’de Kennard ve arkadaşları, İran’dan Moeenizadeh ve Salagame tarafından yapılan üç ayrı bağımsız çalışma ile teyit edilmiştir.
Well Being Terapi, yapılandırılmış günlük kullanımı olan, terapistlerin danışanlarına çeşitli ev ödevleri verdiği ve kendini gözlemlemenin (self-observation) önemini vurgulayan kısa süreli bir psikoterapötik strateji biçimidir.
Well Being Terapi, ilk olarak 1958 yılında Marie Jahoda tarafından geliştirilen psikolojik olarak iyi oluş modeline dayanmaktadır. Jahoda, pozitif zihinsel sağlık için 6 kriter belirlemiştir: Bunlar; Otonomi- özerklik (İçten davranışların düzenlenmesi), çevresel koşullara karşı egemenlik (environmental mastery), diğer insanlarla ve çevre ile tatmin edici etkileşimler, bireyin tarzı ve büyüme derecesi, gelişme veya kendini gerçekleştirme, bir bireyin kendisine karşı tutumu (kendini algılama / kabul) ve son olarak bireyin ruhsal gücünün dengesi ve entegrasyonudur. Bunun üzerine; Carol Ryff, bu olumlu işleyişin ilk 5 boyutunu daha da ayrıntılandırmış ve değerlendirmelerinde bir yöntem PWB (psikolojik iyi oluş) ölçekleri’ni ortaya koymuştur. Carol Ryff; WBT’yi bireyin ruhsal güç dengesi (esneklik), yaşamında eylemlerine ve duygularına rehberlik eden, geleceğini şekillendirmede birleştirici bir bakış açısı sunan ve strese karşı direnç (esneklik ve endişe/ hayal kırıklığı toleransı) sağlayan bir olgu olarak da tanımlamıştır. Başlangıçta WBT, psikolojik refahı artırmayı hedeflerken, daha sonra amacı Jahoda’nın altıncı kriteri olan euthymiayı (sakin bir zihinsel durum, dinginlik) sağlamadaki başarısı olarak belirlenmiştir Bu durum sadece genel ölçüsüzlüklerden ve aşırılıklardan kaçınmada bir öneri biçimi değil; bireyin psikolojik iyi oluş halinin boyutlarını kendi değişen ihtiyaçlarına göre ayarlama şeklidir.
Well Being Terapi, çoğunlukla yardımcı bir tedavi bileşeni olarak, bir dizi kontrollü denemede test edilmiştir. Diğer birçok psikoterapötik stratejiden farklı olarak; ruhsal bozuklukların tedavisi olarak değil, terapötik bir plana dahil edilip terapötik bir araç olarak çeşitli psikiyatrik ve tıbbi koşullarda dayanıklılığı arttırmayı, psikolojik iyiliği ve ruh halini değiştirmeyi ve psikotropik ilaçlar dahil olmak üzere yerleşik tedavi yöntemlerine alternatif yollar geliştirmeyi içermektedir. Buna ek bir bulgu olarak, akut psikiyatrik bir bozukluğun birinci basamak tedavisi olarak WBT’yi uygulamak zordur. İkinci veya üçüncü basamak tedaviler için daha uygun olabilir.
Well Being Terapi, bir terapi sürecinde tek terapötik strateji olarak da kullanılabilir. Bu durumda seans sayısı 8 ila 16–20 arasında değişebilir. Her seansın süresi 45 ila 60 dakika arasında değişebilir. Well Being Terapi ve diğer psikoterapötik stratejiler (özellikle Bilişsel Davranışçı Terapi) ile sıralı kombinasyon halinde de kullanılabilir. Bu durumda seans sayısı 4-6’ya kadar kısalabilir. Bilişsel Davranışçı Terapi / Well Being Terapi kombinasyonun kullanım süreci şu şekildedir: Tedavi sürecinin ilk aşamasında, kişinin kendi psikolojik iyilik halini gözlemlemesi gerçekleşir. Orta aşamada, iyi oluş halinin örnekleri doğru bir şekilde bilindiğinde hastanın iyi oluş halini engellemesine yol açan düşünce, inanç ve davranışları tanımlaması teşvik edilir. Son aşamada ise, psikolojik iyi oluşun disfonksiyonel boyutlarının bilişsel olarak yeniden yapılandırılmasını ve bunun yerini ideal deneyimlere bırakmasını içerir.
Well Being Terapi başlangıçta bireysel bir terapi olarak düşünülmüştür; ancak bir grup formatına da uygun olabilmektedir. Bu yöntem, ideal deneyimler ve psikolojik iyi oluşun kişilere ne anlama geldiğinin paylaşımını artırabilir. Ayrıca, henüz test edilmemiş olsada WBT nin çift ve ailelere uygulanmasının da pozitif sonuçlar doğurabileği düşünülmektedir. Kauffman ve Silberman; çift terapisinde pozitif psikoloji müdahalelerinin kullanımının sonuçları iyileştirebileceğini bizlere örneklendirmişlerdir. İlişkilerde olumlu olanı teşvik etmek aslında pek çok aile ve çift terapisi yaklaşımlarının hedefidir ve WBT’nin elementleri de böyle bir süreci kolaylaştırabilir.
Sonuç olarak, bu terapi modeli idealist olmak yerine yerine gerçekçi bir temele sahiptir ve sabit kavramsal şemalara ihtiyaç duyan psikoterapistler için belki de boşa çıkarıcı gibi gelebilir; ancak günlük pratikte karşılaşılan klinik durumların karmaşıklığı ile uyumlu olduğu görülmüştür.
Kaynakça ve İleri Okumalar:
Fava GA: Well-Being Therapy: Current Indications and Emerging Perspectives.Psychother Psychosom 2016; 85:136–145
Psikolog. Klinik psikoloji, sinirbilim, adli psikoloji, nöropsikoloji ve nöropsikiyatri, sanat terapileri gibi farklı alt alanlarla ilgilenir. Aynı zamanda müzik,tiyatro,dans,kitap,farklı kültürleri ve ülkeleri keşfetme tutkunudur. Felsefe, tarih, sosyoloji, arkeoloji ve mitoloji hakkında okumalar, araştırmalar yapar ve ilgilenir.
Ruh sağlığına ve topluma yönelik çeşitli hizmetlerde gönüllü olarak görev almayı çok sever.