Bireylerin ruhsal ve fiziksel sağlıklarını olumlu bir konuma getirmelerinin pek çok aracı bulunmaktadır. Bu araçlardan biri de psikoterapilerdir. Psikoterapiler, tarihsel süreçte gelişerek daha işlevsel hale gelmişlerdir. Ayrıca bu süreçte, klasik psikoterapilere yeni psikoterapi anlayışları ve kuramları da eklenmiştir. Pozitif psikoterapiler de bu yeni kuramlara örnek olarak verilebilir. Pozitif psikoterapiler, pozitif psikoloji akımının ortaya çıkması sonucunda gelişmiştir. Tarihisel sürece bakıldığında pozitif psikoloji akımının, 1990’lı yılların sonlarına doğru gelişmeye başladığı görülür. Pozitif psikolojinin ilgilendiği önemli konular iyi oluş, öznel iyi oluş, yaşam doyumu, umut, iyimserlik, akış, kapasite geliştirme, affetme, farkındalık, maneviyat, sorumluluk, özgecilik, çalışma etiği ve mutluluk şeklinde özetlenebilir. Pozitif psikoloji çalışmalarının artmasıyla birlikte, pozitif müdahaleler konusunda da ilerlemeler sağlanmıştır.
Pozitif psikoloji müdahalelerinde, bireylerin anlamlı bir yaşama sahip olmaları, haz odaklı yaşamaları ve yaşama katılmaları üzerinde durulmaktadır. Bir başka deyişle pozitif müdahalelerin en önemli özelliği, bireylerde olumlu duyguları, düşünceleri ve davranışları ortaya çıkarmaktır. Bu noktada olumlu duyguları, düşünceleri ve davranışları ortaya çıkaran pozitif aktiviteler üretilmiş ve geliştirilmiştir. Pozitif müdahalelerde bu aktiviteler aracılığı ile bireylerin daha güçlü olmalarına ve kendilerini daha iyi hissetmelerine yardımcı olunmaktadır. Bireylerin olumlu duyguları, düşünceleri ve davranışları ortaya koymalarının sistematik ve etkili bir şekilde sağlanması da gerekmektedir. Pozitif psikoloji alanında gerçekleştirilen çalışmaların sonucunda bireylere; sistematik ve etkili bir şekilde yardımın sunulabileceği ortaya konmuştur. Bu çabaların bir sonucu olarak pozitif psikoterapiler ortaya çıkmıştır.
Pozitif psikoterapilere yönelik çalışmalar, gerek önleyici gerek geliştirici gerekse tedavi edici noktalardan bu terapilerin oldukça etkili olduklarını ortaya koymuştur. Örneğin pozitif psikoterapi yardımı alan bireylerin daha güçlü bir terapotik bağa sahip oldukları, kendilerini daha yetkin hissettikleri deneyimler içerisinde oldukları ve ruhsal bozukluluk belirtilerini daha az sergiledikleri bulunmuştur.
Tanımı ve Tarihsel Süreçte Psikoterapi Kuramları
Bireyleri, ruhsal bozukluklardan arındırmak için insanlar, tarihsel süreçte pek çok yönteme başvurmuşlardır. Psikoterapiler de bu yöntemlerden biridir. Psikoterapi, Yunanca bir kelime olup Psyche (ruh) ve Terapia (tedavi etmek), kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşmuş birleşik bir kelimedir. Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlük’ünde psikoterapi “Terapistin/hekimin danışanı/hastayı etkilemek için kullandığı söz veya davranışa dayalı psikolojik yöntemlerin bütünü olarak tanımlanmaktadır. Özmen’e göre psikoterapi, kişinin uyumunu bozan davranışlarını gidermek, içgörü geliştirmek ya da semptomu ortadan kaldırmak amacıyla, normal ve patolojik gelişim kuramları temel alınarak uygulanan, terapist ile hastanın/danışanın sözlü iletişimlerine ve dinamik bir ilişki içerisinde etkileşimlerine dayanan, değişim oluşturmayı amaçlayan bir tedavi yöntemidir. Norcross’a göre psikoterapi, bireylerin davranışlarını, düşüncelerini ve diğer kişisel özelliklerini istenen bir yönde yönetmek için kullanılan kişilerarası ve klinik yöntem uygulamalarıdır.Tarihsel süreçte pek çok terapi kuramı ortaya çıkmıştır. Bu kuramları temel alarak psikoterapistler, terapi çalışmaları gerçekleştirmişlerdir. Bu çalışmada ele alınacak “Pozitif Psikoterapileri” daha iyi anlamak adına kısaca tarihsel süreçte ortaya çıkan terapi kuramlarına değinmek gerekir. Bu noktada terapi kuramlarının tarihsel yolculuğu, öncelikle Freud ve Psikoanalitik kuramla başlamıştır (Freud 1921). Daha sonra Davranışçı(Skinner 1953, Wolpe 1990), Birey Merkezli (Rogers 1957), Gestalt (Perls 1969),Varoluşçu (May 1981), Bilişsel (Beck 1991), Akılcı Duygusal (Ellis 1999), Gerçeklik (Glasser 2000), Feminist (Ballou ve West 2000), Kısa Süreli Çözüm Odaklı (Bloom 1997) ve Kültüre Duyarlı Psikoterapi (Sue ve ark. 1996) gibi çeşitli psikoterapi kuramları ortaya çıkmıştır.
İlk olarak Seligman ve arkadaşlarına göre, bu psikoterapi yöntemleri, bireylerde ortaya çıkan olumsuzlukların tamir edilmesi, belirtilerin ortadan kaldırılması, bireylerin örseleyici yaşantıların etkisinden kurtulması gibi patolojik noktalara odaklanmaktadırlar. İkinci olarak, bireylerin pozitif özelliklerine olan vurgunun çok az olduğu görülmektedir. Tüm bunların yanında tarihsel süreçte, bireylerin pozitif yanlarını vurgulayan araştırmacılar olsa da (Rogers 1957, Maslov 1987) araştırma bulgularıyla desteklenmiş ve sistematik bir şekilde yapılandırılmış pozitif psikoterapi yaklaşımları bu tarihsel süreçlerde henüz ortaya atılmamıştır. Özellikle pozitif psikoloji akımının gelişmesiyle birlikte, pozitif psikoterapi yaklaşımlarının da ortaya çıktığı görülmektedir.
Pozitif Psikoloji Temelli Müdahalelerin Temeli: İyi Oluşun Yükseltilmesi
Pozitif psikoloji açısından bireylerin iyi olma durumlarını ifade eden önemli kavramlardan biri de iyi oluştur. İyi oluş, bireylerin kendilerini iyi, mutlu ve sağlıklı hissetmeleri anlamına gelmektedir. İyi oluş açısından durum ele alındığında ise, bireylerin iyi oluşlarını ifade eden iki önemli alt kavram bulunmaktadır. Bunlardan biri psikolojik iyi oluş iken bir diğeri ise öznel iyi oluştur.
Psikolojik iyi oluş, psikolojik açıdan büyüme anlamına gelmektedir. Bireyler kendilerini kabul ederek, insanlarla olumlu ilişkiler kurarak, özerkliklerini geliştirerek, kendilerini gerçekleştirecek çevrelerde yer alarak, yaşam amaçlarına sahip olarak ve kendi potansiyellerini geliştirerek psikolojik iyi oluşlarını artırmaktadırlar. Öznel iyi oluş ise, bireylerin yaşamlarından aldıkları doyumları ve hazları ifade etmektedir. Öznel iyi oluş, iyi oluşun hedonik bir başka deyişle hazcı kısmını oluşturmaktadır. Bireyler, olumlu duyguları sıklıkla yaşadıkları zaman, olumsuz duyguları çok az deneyimledikleri zaman ve de yaşamlarından da doyum aldıkları zaman kendilerini öznel açıdan daha iyi hissetmektedirler. Pozitif psikoloji alanında yapılan müdahale çalışmalarının odağını, bireylerin iyi oluşlarını yükselmek oluşturmaktadır. Bu noktada bireylerin öznel iyi oluşlarını ya da psikolojik iyi oluşlarını daha olumlu bir noktaya getiren müdahale çalışmalarına ihtiyaç duyulmuştur.
Pozitif Psikoloji Temelli Müdahaleler: Pozitif Psikoterapiler
Bireylerin hastalıklardan kurtulmaları ve kendilerini iyi hissetmeleri için bir takım araçlara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu araçlardan biri de pozitif müdahalelerdir. Sin ve Lyubomirsky’e göre pozitif müdahaleler, bireylerde olumlu duygular, düşünceler ve davranışlar ortaya çıkaran müdahalelerdir. Pozitif müdahalelerin üç önemli boyutu bulunmaktadır:
1. Müdahalede, pozitif konulara odaklanılmaktadır.
2. Müdahalede, pozitif sonuçlar ortaya çıkartacak mekanizmalar üzerinde durulmaktadır.
3. Müdahale, zayıflık ya da güçsüzlük yerine iyilik hali oluşturacak şekilde düzenlenmektedir.
Sonuç
Pozitif psikoterapiler, görece klasik terapilere göre yeni yeni ortaya çıkan ve gelişen terapiler olarak görülmektedir. Bu noktada pozitif psikoterapilerin, gerek ulusal gerekse uluslararası çalışmalarda kullanımı giderek artmaktadır. Uluslararası çalışmalar incelendiğinde, pozitif psikoterapilerin gerek ilişkisel gerekse deneysel çalışmalarda ele alındığı sonucuna varılabilir. Türkiye’de pozitif psikoterapiler yönelik olarak daha çok ilişkisel çalışmaların gerçekleştirildiği deneysel çalışmaların sayısının ise yok denecek kadar az olduğu görülür. Bu noktada özellikle pozitif psikoterapilerin etkililiğine yönelik gerek klinik gerekse klinik olmayan örneklemler üzerinde çalışmaların gerçekleştirilmesi literatüre katkı sağlayabilir.
Pozitif psikoterapiler, fiziksel ve ruhsal sağlıkla ilişkileri açısından incelenebilir. Bu noktada yaşam kalitesi ve diğer pozitif psikoterapiler şeklinde ayrıma gidilebilir. Çünkü yaşam kalitesi terapisi aracılığı ile bireylerin fiziksel sağlıklarını da iyileştirici çalışmaların yapıldığı görülmektedir. Diğer pozitif psikoterapiler aracılığı ile daha çok bireylerin ruhsal sağlıklarının olumlu bir konuma getirilmesi amaçlanmıştır. Pozitif psikoterapilerin sonucunda bireylerde olumlu duyguların artmasıdır. Frederickson ve Joiner’e göre, olumlu duyguların üç önemli işlevi vardır. Bunlar; bakış açısını genişletme, kapasite inşa etme ve geçmişin olumsuzluklarını tamir etmedir. Pozitif psikoterapiler aracılığı ile ortaya çıkan olumlu duygular; bireylerin bakış açılarını genişlettiği, kapasite inşa ettiği ve geçmişin olumsuzluklarını tamir ettikleri için pozitif psikoterapiler etkili olmuştur denilebilir.
Pozitif psikoterapilerin önemli bir özelliği, bireylerin fiziksel ve ruhsal hastalıklara yakalanmalarını önleyici niteliklerinin olmasıdır. Pozitif psikoterapilerin bu özelliklerinden özellikler çocuklar ve ergenler yararlanabilirler. Bu noktada Türkiye’de özellikle Peseschkian’nın pozitif psikoterapisi bağlamında çeşitli önleyici ve geliştirici çalışmaların gerçekleştirildiği görülmektedir. İlerleyen süreçte diğer pozitif psikoterapilerden yararlanarak önleyici ve geliştirici çalışmalar gerçekleştirilebilir. Bu çalışma sonuçları, gerek Seligman ve arkadaşları gerekse Peseschkian tarafından ortaya konan psikoterapi anlayışlarının ortak bir isimle ele alındıkları görülmektedir.
Oysaki bu terapilerin olumluya vurgu yapmalarının dışında bazı noktalardan ayrıştıkları görülür. Peseschkian’nın pozitif psikoterapisi; eklektik yaklaşıma dayanması, analitik yönelimli olması ve kültürlerarası yaklaşımı benimsemesi açılardan Seligman ve arkadaşları tarafından ortaya atılan pozitif psikoterapi yaklaşımında farklılaşmaktadır. Bu noktada her iki psikoterapi yaklaşımıyla karşılaştırmalı çalışmaların Türk kültüründe gerçekleştirilmesi kültürel açıdan terapi yaklaşımlarının etkililiğinin karşılaştırılmasına olanak tanıyabilir.
Sonuç olarak, bilim ilerlemeli bir yapıya sahiptir. Birikimli bilgi üretme ise bilimin en önemli özelliklerindendir. Bilimin bu özelliği sayesinde klasik psikoterapilere her gün yeni psikoterapiler de eklenmektedir. Pozitif psikoterapileri de bu bağlamda ele almak gerekir. Psikoterapiler, birbirinin rakibi değil tamamlayıcısıdır. Pozitif psikoterapiler ile klasik psikoterapileri bir bütünün iki önemli parçaları olarak görmek, psikoterapiler alanındaki bilimsel gelişmeleri zenginleştirebilir.
Kaynakça ve İleri Okuma :
- Eryılmaz, A. (2017). Pozitif Psikoterapiler. Psikiyatride Guncel Yaklasimlar-Current Approaches in Psychiatry, 9(3), 346-362.