Psikiyatri Hemşireliği Dergisi’nde 2018 yılında Nurhayat Kılıç ve Nuray Şimşek tarafından yayınlanan Psikolojik İlk Yardım ve Hemşirelik konulu derlemeye göre:
Psikolojik ilk yardım terimi, ilk olarak II. Dünya Savaşı’nın sonunda askeri ortamlarda ortaya çıkmıştır. Psikolojik ilk yardım ciddi strese maruz kalan bireylere uygulanan destekleyici, pratik ve kanıta dayalı bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım olayların detaylı bir şekilde tartışıldığı psikolojik anlamlandırmadan, klinik ortamda verilen ruhsal tedaviden ve profesyonellerin yaptığı terapiden farklıdır. Kişinin itibarına özen gösterilen, saygının ve mahremiyetin sağlandığı güvenli herhangi bir yerde ve herkes tarafından sunulabilen bir destek türüdür. Psikolojik ilk yardım felaketten etkilenen tüm bireylerin ciddi ruh sağlığı sorunlarını ve uzun süreli iyileşme güçlüklerini değerlendirmez. Felaketi yaşayan ve ondan etkilenen bireylerin göstermiş oldukları reaksiyonları anlamaya odaklanır.
Sphere (2011) ve IASC (2007) Psikolojik İlk Yardım’ı (PİY), acı çeken, desteğe ve yardıma ihtiyaç duyan bireylere sunulan insancıl ve destekleyici müdahaleler olarak tanımlamıştır. Bu müdahaleler felaket sonrası erken dönemde tüm yaş grubuna ve her kültürden bireye uygulanabilir. Psikolojik ilk yardım olayın süresine, çeşidine ve kişinin ihtiyaçlarının karşılanma zamanına bağlı olarak günlerce ya da haftalarca sunulabilir. Psikolojik ilk yardım tüm insanların temel ihtiyaçları karşılandığında ve gerekli desteğe erişebildikleri durumlarda stresli olaylarla baş edebilme yetenekleri olduğu varsayımı üzerine kurulmuştur. Bundan dolayı empatik ve pragmatik yaklaşımlar ile bireyin kendi baş etme yeteneklerini harekete geçirerek iyileşmelerini sağlar.
2009 yılında Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) mhGAP (Mental Health Gap Action Programme) rehber geliştirme grubu psikolojik ilk yardım ve psikolojik anlamlandırma yaklaşımlarını değerlendirerek yakın bir zamanda travmatik bir olay yaşayan insanlar için psikolojik ilk yardım yaklaşımının daha faydalı olduğu sonucuna varmıştır. Bu durum karşısında travmatik stres araştırmaları merkezi uzmanları, etkili müdahaleleri standartlaştırmak ve netleştirmek için içlerinde Inter-Agency Standing Committee (IASC) ve the Sphere Project’in de bulunduğu birçok ulusal ve uluslararası uzman grup tarafından tüm yaş, yerel ihtiyaçlar ve kültürlere uygun bir rehber oluşturulmuştur. Bu rehber DSÖ tarafından 2011 yılında birçok dillere çevrilerek yayınlanmıştır. Türkiye’de ise Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği tarafından 2014 yılında Türkçeye çevrilmiştir. PİY rehberi esnek bir yapıda hazırlanmıştır.
Geliştirilen rehberde PİY uygulamasının 4 temel prensibi açıklanmıştır.
Bunlar:
1) Uygulanacak teknikler travma sonrası stres üzerine yapılmış olan araştırma sonuçlarına bağlıdır.
2) Saha ortamında uygulanabilir ve pratiktir.
3) Yaşam süresi içerisinde her gelişim seviyesine uygundur.
4) Tüm kültürlerde esnek bir şekilde uygulanabilir.
Bu temel prensipler doğrultusunda DSÖ PİY temel uygulama ilkelerini; İzlemek, dinlemek ve bağ kurmak olarak 3 basamakta açıklamıştır. İzlemek, olayın gerçekleştiği ortamı, güvenliği, ciddi stres tepkisi gösteren ve acil temel ihtiyaçları olan bireylerin gözlenmesini kapsamaktadır. Dinlemek, desteğe ihtiyacı olan bireylerin ihtiyaç ve kaygılarını dinlemeyi ve sakinleşmelerini sağlamayı içermektedir. Bağ kurmak ise insanların temel ihtiyaçları olan hizmetlere ve kişilere ulaşmalarını sağlamayı içermektedir. Tüm bu ilkeler, psikolojik yardım sağlayıcılarına bir felaket durumuna nasıl bakacaklarını, etkilenen insanlara nasıl yaklaşacaklarını, onları pratik destek ve bilgiye nasıl ulaştıracaklarını belirleme noktasında rehberlik etmektedir.
Kaynakça ve İleri Okumalar:
- Kılıç, N., Şimşek, N. (2018) Psikolojik İlk Yardım ve Hemşirelik. Psikiyatri Hemşireliği Dergisi 9(3), 212-218.
Psikiyatri hemşireliği yüksek lisans öğrencisidir.
Toplum ruh sağlığı hemşireliği, kişilik psikolojisi, sağlık sosyolojisi ve tiyatro ile ilgilenir.
Yaşamın içerisinde kendisini arayan birisidir.
İçerik Üretim Komisyonu üyesidir.
İletişim: darkatamer@gmail.com