Ön bilgi: Bipolar bozukluğun tedavisinde uyku düzeni çok önemli bir yer teşkil etmektedir.
Ramazan ayı, bipolar bozukluğa sahip hastaların, bu ay içerisinde meydana gelen sosyal düzendeki değişimle bozulabileceği hipotezini test etmek ve hastalıklarının seyrini görebilmek için değerli bir fırsatı temsil etmektedir.
Bu çalışmanın amacı, lityum tedavisine en az 3 aydır devam eden, oruç tutan Müslüman bipolar hastaların duygudurum durumunu ve kan lityum düzeyini takip etmekti ve çalışmaya dahil edilmeden önce hastaların durumu klinik olarak stabildi.
1997 yılında Ramazan ayı boyunca 20 bipolar hasta takip edildi. Bipolar bozukluk tanısı ICD-10 kriterlerine göre yapıldı.
Hastalar Ramazan’dan bir hafta önce, Ramazan ayının ikinci ve dördüncü haftaları, Ramazan sonrasındaki ilk hafta, Hamilton Depresyon ve Bech-Rafaelsen ölçekleriyle değerlendirildi. Lityumun plazma konsantrasyonu da değerlendirildi.
Çalışmanın temel bulgusu, hastaların %45’inde nüks (tekrar) yaşanmasıydı. Nüks yaşayan hastaların %70’i ikinci haftada, geri kalanlar ise Ramazan sonundaydı. Bu nüksler, lityumun plazma konsantrasyonuna bağlı değildi. Nükslerin çoğu manikti (%71.4).
Nüks etmeyen hastalar, çalışmanın ikinci ve üçüncü haftalarında uyku yoksunluğuna (insomnia) ve anksiyeteye sahipti.
Lityumun yan etkileri artmıştı ve hastaların %48’inde çoğunlukla susuzluk ve titreme ile ağız kuruluğu gözlenmişti.
Bu pilot çalışmanın sonucu, Ramazan ayının bipolar hastaların duygudurum durumunu bozabileceğini göstermektedir. Bu gözlemi doğrulamak ve bipolar hastalara sosyal düzenin etkisini incelemek için Ramazan modelinin geçerliliğini değerlendirmek için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.
Kaynak: Kadri, Nadia, et al. “Relapses in bipolar patients: changes in social rhythm?.” International Journal of Neuropsychopharmacology 3.1 (2000): 45-49.
Çevirmen Eleştirisi
Araştırmada sadece oruç tutan müslümanlar ele alınmış. Halbuki bu sonucun yüksek, normal veya düşük olduğunu değerlendirmek için oruç tutmayan müslümanlar ile de karşılaştırmak gerekir. Oruç tutan veya tutmayan diye ayırarak yapılan araştırmanın kanıtsal değeri daha yüksek olurdu. Karşılaştırma yapmadan, sadece oruç tutanların sonucunu ele alarak değerlendiremeyiz. Makalede bahsedildiği gibi daha fazla sayıda ve örneklemde araştırmaya ihtiyaç var. 20 hastanın sonuçları ile tümevarım çok zor.
Gönderinin Yazarı

Psikiyatri hemşireliği alanında uzman hemşiredir.
Toplum ruh sağlığı, varoluşçuluk, evrimsel psikoloji, felsefe, tiyatro, tarih ve teknoloji sever.
Ruh sağlığına yönelik çeşitli hizmetlerde gönüllü olarak görev alır.
Hayat yolcusu ve insan yavrusudur.
E-posta: enestapli@gmail.com