Her aleme kapı açabiliriz rüya ile… Uçabiliriz, okyanusları dolaşan küçük bir balık olabiliriz ya da kaybettiklerimizle yeniden buluşabilir, uyanıkken yaşayamadığımız mutlu anları yaşayabiliriz. Ruhumuz ve benliğimiz gündelik hayatla dolup taştığında, derin bir acı içimize işlendiğinde, zihnimiz bütünüyle bir işe odaklandığında, rüyalar bize ya tamamen ilgisiz bir şey anlatır ya da gerçek hayattaki öğeleri birleştirir ve bizim ruh halimize bürünür. Rüya, uyku anında yaşanan görsel imgeler, sesler ve diğer bedensel unsurlara eşlik eden duygu ve düşüncelerden oluşur. Bütün bu duygu ve düşünceler bir anlatıcı tarafından oluşturulan, bir senaryo içinde filmin sahneye aktarılması gibidir. Rüyadaki bu anlatıcı ya da senarist aslında kişinin tam da kendisidir.
Doğadaki her canlı belli zamanlarda uyku ve benzeri bir sürece girer (Aydın ve Karacan 1998). Rüyaların ise yaklaşık yüzde %80’ini uykunun 5 farklı evrelerinden biri olan REM sırasında ortaya çıkar. Yapılan araştırmalar REM döneminin uyku esnasında ortaya çıkan bilgi işleme dönemi olduğunu göstermektedir (Aydın ve Karacan 1998). Hızlı göz hareketleri ile karakterize olan REM evresinde limbik sistem dışındaki beyin bölgeleri aktif değildir. Aktiviteyi sürdüren bu bölgede limbik sistemin bir parçası olan amigdala, duygusal işlem süresince önemli rol oynar (Wilkenson 2006). Hatırlanan rüyalarında bu evrede görüldüğü bilinmektedir. Rüyalar her ne kadar REM evresiyle yakından ilişkili olsa da yapılan araştırmalar, (Baylor ve Ark., 2001) insanlarda hızlı göz hareketlerinin olmadığı ve uyku boyunca oluşan zihinsel aktivitelerin kolayca hatırlanmadığı non-REM olarak adlandırılan evrelerde de rüya görüldüğünü ancak REM evresine kıyasla daha az anımsandığına vurgu yapmaktadır (Baylor ve Ark., 2001).
Gün içinde yaşadığımız herhangi bir olaya karşı aşırı odaklanmak ya da o olayı geri plana atıp baskılamak, algı alanımızı daraltabildiği gibi kafamızı kurcalayan olayın içinden çıkmakta güçlük çekmemize de neden olabilir. Uyku anında, bu aşırı odaklanma ya da baskılama ortadan kalktığı için rüyada çözülmeye ulaşmak daha kolay olur. Bastırılan dürtünün içeriği ise bazen korkular, bazen istekler, bazen de kaygılar olabilir. Rüyalar bizi gündelik hayatta etkiler çünkü uyanıkken deneyimlediğimiz, dünyanın tüm yasalarını reddeder. Dileklerimizi gerçeğe dönüştürme, bizi öykülerin tam ortasına götürme yollarını çok iyi bilirler (Yücesoy,. 2001: s.15-16). Sigmund Freud rüyaları “Bilinçaltına giden kral yol” olarak tanımlamış ve bastırılmış olguyu anlayabilmek açısından önemli olduğunu ifade etmiştir. Rüyanın içeriğini yorumlayarak, rüyaların kişi tarafından anımsanan sembol ve anlatıma bakar; kişinin isteklerini, çatışmalarını, dürtülerini açığa çıkartmaya çalışır. Burada amaç, gizlide kalan o içeriği deşifre edip bu sembollerle ilgili çağrışımları yakalamaktır (Güven, 2006). Freud’a göre rüyaların en önemli fonksiyonları, istek ve arzuların görüntüsel bir biçimde rüyada tatmin edilmesi şeklindedir (Boag, 2017:15). Yani aslında rüyayı oluşturan şey bir arzudur ve o arzunun tatmini, rüyanın kendisi ile mümkün olur (Freud,1998:142).
Rüyaların içeriği ve teması da bu istek ve arzulardan oldukça önemlidir. Freud’a göre para, pencere, şapka ve çiğnemek gibi içerikler evrenseldir ve sırasıyla dışkı, kadın cinsel organı, erkek cinsel organı ve cinsel birleşmenin rüyalardaki evrensel sembolik temsilcileridir (Freud, 1996). Freud rüyaların ‘arzu gerçekleştirimleri’ olduğunu öne sürdüğü için, onun bu görüşüne göre insanların rüyaları güçlü bilinçdışı isteklerini sembolik şekillerle ifade etmelerine izin veriyordu. Bu istekler, saklı şekillerle ya da sembollerle ortaya çıkıyorlardı çünkü yasaklı arzu içermektedir. Rüyalar aslında temelde iki dinamik güç barındırır; istek ve bu isteğe karşı geliştirilen bir savunma, sansürdür (Gerrig ve Zimbardo, 2017, sf. 147). Çünkü rüya kısmi bir sansür mekanizması ile çalışır; isteklerin tatmini gizil bir şekilde sağlanmaya çalışılırken, uyumsuz istekler yeterince gizlenemezse rüyayı gören kişi rahatsız olur ve uyanır. Freud’un kuramına göre rüyanın uykuyu koruma fonksiyonu da vardır (Bilici, 2013:75). Amaç rüyaların kişiyi bir biçimde uykuda tutması ve uykunun bölünmesi engellenmesidir (Akt.Arslan, 2017:1). Fakat zaman zaman rüyalar, uykuyu koruma konusundaki bu işlevlerde başarısız olurlar. Yani rüya burada hem bir arabulucu hem de istekleri doyurucu bir fonksiyon yürütür (Domhoff, 2017).
Sonuç olarak rüyalar görsel ve mekânsal yolları kullanarak, duyguları çevresindeki öğelerle birlikte ele alıp tek bir bağlamda toplandığını, rüya görenin duygusal durumu ile ilgili açıklayıcı metaforlar yarattığını dile getirmektedir. Bu da özellikle ruh sağlığı alanında hasta yaklaşımı açısından önemlidir. Çünkü rüyaların, psikanalizde bilinçdışına giden en kestirme yol olduğu düşünülmektedir (Morgan, 1982:352). Psikanalist rüya analizi yaparak hastanın sorunlarına tedavi edici yaklaşırken rüyalar, hastanın bilinçdışı isteklerini, bu isteklere bağlı korkularını ve istekler ve korkular arasındaki çatışma ile başa çıkmak için genel olarak kullandığı savunma yöntemlerini ortaya koyar (Gerrig ve Zimbardo, 2017, sf. 147). Çünkü Freud’a göre rüyalarda ortaya çıkan bir bozukluk aynı zamanda görünürdeki bir bozukluktur. İçerikte yer alanlar kılık değiştirmiş olsalar da aslında çok net bir anlama sahiptirler ve kimi zaman itilmeye maruz bırakılmış istemleri dile getirirler (Daco,1989:157). Bu nedenle özellikle terapilerde hastaların rüyaları değerli materyallerdir. Örneğin; depresyonu olan hastaların rüyalarında mağlup olma, zorlanma, engellenme gibi rüya temaları vardır. Bu zorlanma temaları depresyonu olan hastaların pasifliği ile ilgi olduğu düşünülmektedir ya da paranoid hastaların rüyalarında haksız istismar ve zulüm temalarının da olması muhtemeldir. Manik hastaların rüyaları daha açık yürekliliğe meyilli iken, anksiyeteli hastaların rüyalarında çok fazla tehlike teması vardır (Beck,2004).
Kısacası rüyalar kendimizi ifade etmenin en açık yoludur. Gerçek hayatta fark edemediğimiz korkular, arzular, ihtiyaçlar ifade bulur. Gündelik yaşamımızda kullandığımız bilinçdışı savunma mekanizmaları kendi içimizde olan bitene ulaşmayı sınırlı kılarken; rüyalarda bu bilgilere ulaşmak daha mümkündür. Freud’unda dediği gibi “Bir rüya, bir isteğin gizlice gerçekleşmesidir.”
Rüyada resmedilen isteklerimizin gerçekleşmesi dileğiyle….
Kaynakça ve İleri Okumalar
1. Aydın,H., Karacan,İ., Uyku ve psikolojik süreçler, Ed: Güleç, C., Köroğlu, E. Psikiyatri Temel Kitabı, 2.Cilt , MedicoGraphics Ajans ve Matbaacılık,Ankara,1998,ss:673-680.
2. Wilkinson,M.(2006). The dreaming mind-brain: A Jungian perspective, Journal of Analytical Psychology, 51(1),43-59.
3. Baylor,G.W. ve Cavallero,C.(2001). Memory sources associated with REM and NREM dream reports throughout the night: A New look at the data. Sleep: Journal of Sleep Research&Sleep Medicine, 24(2), 165-170.
4. Yücesoy, Sevda (2001). Uykudaki Bilgelik Rüyalar. İstanbul: Ruh ve Madde Yayınları
5. Freud, S.(1998). Ruh çözümlemelerine yeni giriş konferansları 1, (Çev: Kapkın E., Kapkın A)., İstanbul:Payel
6. Freud, S.(1996). Düşlerin yorumu I (2.baskı). (Çev: Kapkın, E.) İstanbul: Payel Yayınevi.(Orijinal çalışma basım tarihi 1899).
7.Bilici, M.(2013). “Rüyalar ve Psikopatoloji”Türkiye Klinikleri Journal, Special Topics 6(3), s. 69-76
8. Arslan, S.(2017). “Rüyalar ve Uyku”, Bilişsel Davranışçı Psikoterapiler Derneği, www.bilisseldavranisci.org/rüyalar ve uyku, (Çevrimiçi), 24 Şubat 2018
9.Domhoff, G. (2017). “Freud on Dreaming”, Quantitive Study of Dreams, (Çevrimiçi) www2.ucsc.edu/dreams
10.Güven, E. (2015). “Rüyaların Dili: Psikolojide Rüya Çalışmaları”, Türk Yazıları, Aralık, C.18 (36), s. 15-25
11. Boag, S. (2017). “On Dreams and Motivation: Comparison of Freud’s and Hobson’s Views”Frontiers in Psychology, S.13-29
12. Morgan, C.(1982). Psikolojiye giriş ders kitabı, Ankara: Meteksan , S.352
13. Daco, P. (1989). Çağdaş Psikolojinin olağanüstü başarıları, İstanbul, İnkılap, S.157
14. Beck, A.T. (2004). Cognitive patterns in dream and daydreams, Rosner, R. I.,Lyddon W.J.,& Freeman, A(Ed.), Cognitive Therapy and Dreams, S. 27-32
15. Gerrig, R.J., & Zimbardo, P.G. (2017). Psikolojiye Giriş; Psikoloji ve Yaşam, (Çev: Sert G.). S.146-147.
16. Genç, A.(2011). Rüya temaları ölçeği (rtö) geliştirilmesi: Geçerlilik ve Güvenirlik çalışma. (Yüksek Lisans Tezi).
Gerçekleşmeyecek düşler için rüyaların iyileştirici bir etkisi olduğu gerçek. Aynı zamanda rüyalar, güncel bilinçdışımız hakkında da çok iyi fikirler veriyor.