Her geçen gün bilgiye ulaşmanın biraz daha kolaylaştığı bir çağda yaşıyoruz. Kitaplar makaleler internet siteleri televizyon kanalları ve daha niceleri… Bilgi kaynaklarının bu denli fazla ve çeşitli oluşu sağladığı birçok avantajın yanında bazı dezavantajları da beraberinde getirmiştir. İstediği bilgilere dakikalar içerisinde ulaşan günümüz insanının her ulaştığı bilginin doğru olduğuna inanması hiç şüphesiz bu dezavantajların en başında gelmektedir. Nasıl mı? Hemen hepimizin hayatında bir kez olsun deneyimlemiş olduğunu düşündüğüm baş ağrısından yola çıkarak küçük bir örnek verelim.
Ayşe hanımın yaklaşık 10 dakikadır hafif bir baş ağrısı yaşadığını ve nedenini öğrenmek için internette küçük bir araştırma yaptığını düşünelim. Bu araştırma sonucunda hangi bilgilere ulaşır? …hipertansiyon, sinüzit, menenjit, kafa travması, beyin tümörü beyin kanaması anevrizma… Görüldüğü üzere Ayşe hanım birçok bilgiye ulaşmıştır, peki bu bilgilerin hangisi doğrudur? Ayşe hanım yüksek ihtimalle araştırdıkça endişelenecek, endişelendikçe de daha fazla araştırarak ya baş ağrısını geçirmek için internette gördüğü birçok yönteme başvuracak ya da soluğu bir hastanenin acilinde alacaktır. Ayşe hanıma geçmiş olsun diyerek gelin birkaç soruya cevap arayalım..
Her ulaştığımız bilgi doğru bilgi midir? Bu denli bilgi yoğunluğu olan bir çağda sağlıkla ilgili doğru bilgiye nasıl ulaşılır? Doğru bilgiye ulaşmanın sağlığımız üzerine etkisi nedir? Tam da bu soruların cevabını ararken 1974 yılında ilk kez Simond tarafından bir makalede kullanılan sağlık okuryazarlığı kavramı ile tanışıyoruz. (Selden, Zorn, Ratzan ve Parker, 2000) Birçoğumuzun belki de ilk defa duyduğu bu kavrama biraz daha yakından göz atalım.
Dünya Sağlık Örgütü sağlık okuryazarlığını; “Sağlığın korunması ve sürdürülmesi için bireyin sağlık bilgisine ulaşma, anlama ve kullanma becerisi” olarak tanımlamıştır. (World Health Organization [WHO], 1998).
Bir başka tanımlamada sağlık okuryazarlığı, “Bireylerin, sağlıkla ilgili uygun kararlar alması için gerekli olan temel sağlık bilgisini ve hizmetlerini edinme, işleme ve anlama kapasitesine sahip olma derecesi.” olarak tanımlanmıştır. (Yılmazel ve Çetinkaya, 2016)
Bir diğer tanıma göre ise “Okuryazarlıkla bağlantılı, insanların sağlık durumlarıyla ilgili olarak günlük yaşamlarında kararlar almak, yaşam kalitelerini arttırmak/sürdürmek için sağlıklarını geliştirme ve hastalıkları önleme amacıyla gerekli sağlık bilgisine erişme, anlama, değer biçme ve bilgiyi kullanmayı sağlayacak bilgi, motivasyon ve yeterlilik” olarak ifade edilmiştir. (Sorensen ve ark., 2012)
Sağlık okuryazarlığı hem sağlık hizmeti sunan sağlık profesyonellerinin hem de tüm bireylerin sorumluluğundadır. Sağlık okuryazarlığı bireylerin sağlıkları ile ilgili verileri dinleme okuma analiz ederek anlayabilme, sağlığı ile ilgili alınan kararlara katılım gösterme ve hayatlarına uyarlayabilme becerilerini kapsar. Ancak tüm bu bahsedilen kapsamların yanlış yorumlanmaması için bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Sağlık okuryazarlığı, hekim olmayan kişilerin, kendi tedavi planlarını oluşturup uygulama ya da sağlık profesyonellerinin kendileri için uygun gördükleri tedavi ve yaklaşımları reddedip sanki kendileri hekimlermişçesine davranmaları asla değildir. Böyle bir yaklaşımın ne hastaya ne de topluma herhangi bir yararı olmayacağı gibi aksine varolan sağlık seviyesini de tehlikeye atacağını belirtmek isterim.
Sağlık Okuryazarlığının Sağlığımız Üzerine Etkisi
Başta bilgi teknolojilerinde olmak üzere birçok alanda yaşanan değişim ve gelişmeler, insanların sağlıkları, sağlıklı yaşam algıları ve bunun paralelinde de öz sorumluluk bilinçlerinin yaygınlaşarak artmasına pozitif katkı sağlamıştır. Sağlıkla ilgili davranışların bireylerin öz sorumluluğunda olması, sağlığın geliştirilerek korunması ve sürdürülmesi üzerine doğrudan etkilidir. Sağlıkla ile ilgili öz sorumluluğu kazanmanın ve uygulamanın birincil yolu ise gerekli bilgi ve beceri düzeyine ulaşarak bu bilgileri etkin olarak kullanmaktan yani sağlık okuryazarlığından geçmektedir. Yüksek sağlık okuryazarlığı düzeyi, bireysel sağlığı geliştirme ve koruma üzerine olumlu katkı sağlamasının yanı sıra, toplum sağlığını iyileştirici bir rol üstlenmesi bakımından da büyük bir paya sahiptir.
Düşük sağlık okuryazarlık düzeyine sahip bireyler incelendiğinde, bu bireylerde daha fazla hastaneye yatışın görüldüğü, acil servislere daha sık başvurdukları, ilaçların doğru kullanımında sağlık okuryazarlık düzeyleri daha yüksek bireylere oranla daha çok sorun yaşadıkları ve daha az koruyucu sağlık hizmetlerinden yararlandıkları yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur.
Sağlık Okuryazarlığı Nasıl Geliştirilir?
Son olarak sağlık okuryazarlığını geliştirme konusu üzerinde durmak istiyorum. Tüm dünyada ve ülkemizde oldukça düşük seyreden sağlık okuryazarlığını bireylere kazandırmak ve geliştirmek için birçok seçenek mevcuttur. (Sorensen ve ark., 2012) Bu seçeneklerin en başında hastaneler, belediyeler veyahut özel kurum ve kuruluşların düzenlediği sağlık okuryazarlığı kursları gelmektedir. Sağlık okuryazarlığı kursları ile temel ve orta düzeyde sağlık okuryazarlığı bilgisine ulaşmak mümkündür. Bir diğer seçenek ise özellikle eğitim ve araştırma hastanelerinde hem tüm hasta guruplarına hem de sağlıklı bireylere yönelik olarak yaygın görülen birçok hastalığa dair düzenli eğitimlerin verildiği hasta okullarıdır. Diyabet okulu, astım okulu, obezite okulu.. Bu hasta okullarında sağlıklı bireylere koruyucu önlemler, hastalığa sahip bireylere ise hastalık süreci ve hastalığı yönetmeye dair önemli bilgiler vererek hastaların, hastalığa uyumlarının geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Sizler de il ve ilçelerinizdeki hastaneleri ve il/ilçe sağlık müdürlüklerini takip ederek bu eğitimlerden haberdar olabilirsiniz. Gerek internette araştırdığımız yazıların gerek sağlığa dair çok sayıda içeriğin yer aldığı televizyon ve radyo programlarının güvenilirliğini sorgulamak adına birkaç temel noktaya dikkat etmenin oldukça yararlı olacağına inanıyorum.
Bu noktalardan ilki, internet, televizyon ve radyo programlarında yazan/konuşan kişinin özgeçmişini, mezun olduğu bölümü ve uzmanlık alanını, ilgili konu hakkında yaptığı çalışmaları araştırmaktır. Bilindiği üzere sağlık alanı çok geniş bir yelpazedir. Dolayısıyla sağlık sektöründe yer alan her bireyin her konuyu uzmanlık derecesinde bilmesi, alana özgü son gelişmeleri takip etmesi çok zordur. Konuyu en yetkin uzmanından dinlemek/okumak en doğru yaklaşım olacaktır.
Bir diğer nokta, bilgi verilen konuya dair yararlanılan kaynakçaların varlığına ve çeşitliliğine göz atmaktır. Kaynakçalar bizlere, bilgi verilen konunun bilimsel temellere dayanıp dayanmadığını ve varolan bilgilerin ne kadar güvenilir olduğu hakkında bilgi vermesi bakımından kilit role sahiptir. Özellikle internette çok fazla bilgi ve içerik yer almaktadır, ancak bu yazıların birçoğunda maalesef ki hiçbir kaynakça bulunmamaktadır. Sağlık okuryazarlığı ile ilgili dikkat etmemiz gereken daha birçok nokta vardır, yazıyı çok uzun tutmamak adına temel düzeyde bahsetmiş olduğumuz bu bilgileri bilmemizin ve uygulamamızın, yaptığımız araştırmaların ve dinlediğimiz programların güvenilirliğini ayırt etmede yardımcı olacağını düşünmekteyim.
Bir Küçük Not
Her ne kadar büyük bir çoğunluğunuzla tanışmıyor olsak bile sizlerle konuşuyor gibi yazmayı çok seviyorum. Benim için rahatlatıcı bir yönü var… Umarım sizler de severek okuyorsunuzdur.
Zor bir süreçten geçtiğimiz bugünlerde lütfen kendinize her zamankinden daha iyi bakın. Sağlıkla kalın…
Bana ulaşmak isterseniz sulenureski@gmail.com sulenureski@hipokampusakademi.com adreslerinden yazabilirsiniz..
Kaynakça ve İleri Okumalar
- Avcı, Y.D. (2016) Kişisel sağlık sorumluluğu. TAF Preventive Medicine Bulletin 15(3), 259-266
- Gözlü, K. (2020). Sağlığın Sosyal Bir Belirleyicisi: Sağlık Okuryazarlığı Sosyal Bir Sağlık Tayini: Sağlık Edebiyatı. SDÜ Tıp Fakültesi Dergisi, 27 (1), 137-144. DOI: 10.17343 / sdutfd.569301
- Kobayashi LC, Wardle J, von Wagner C. Limited health literacy is a barrier to colorectal cancer screening in England: Evidence from the English longitudinal study of ageing. Prev Med. 2014; 61: 100-105.
- Selden, C.R., Zorn, M., Ratzan, S., Parker, R.M. (2000). Health literacy; current bibliographies in medicine; National Institue of Health CBM. U.S. Department of Health and Human Services, 1-33
- Serensen K, Broucke SV, Fullam J, Doyle G, Pelikan J, Slonska Z. (et al.) (2012). HLS-EU Consortium Health Literacy Project European. Health literacy and public health: a systematic review and integration of definitions and models. BMC Public Health 12(80)
- Yılmaz, M., Tiraki, Z. (2016). Sağlık Okuryazarlığı Nedir? Nasıl Ölçülür? Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Elektronik Dergisi 9(4), 142-147
- Yılmazel, G., Çetinkaya F. (2016). Sağlık Okuryazarlığının Toplum Sağlığı Açısından Önemi. TAF Preventive Medicine Bulletin 15(1), 69-74
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Hemşirelik Bölümü 2020 Mezunudur. Nöropsikiyatri, şizofreni, kişilik bozuklukları ve psikolojik deneylere ilgili. İnsana faydalı olan her türlü etkinlikte yer almaktan, araştırma yapmaktan hoşlanır.
E-Posta : sulenureski@hipokampusakademi.com
👍👏👏👏👏
Emeğine sağlık. Sağlık okuryazarlığı, özellikle içinde bulunduğumuz zamanda oldukça önemini göstermiş bulunuyor. Bu konuda herkese biraz, halk sağlıkçılarına ise çok iş düşüyor diye düşünüyorum.