Şefkat memnuniyeti kavramı, hasta veya travma deneyimleyen kişilerle çalışmanın olumsuz yönlerini “dengelemeye” yardımcı olan olumlu bir bakım unsurudur. Bakım ve destek verici rolü temel edinen meslekleri (bakıcılar, öğretmenler, sosyal hizmet uzmanları, din adamları) seçen kişilerin genellikle başkalarına yardım etmekten duydukları memnuniyetin, şefkat yorgunluğunun gelişmesine karşı koruyucu bir mekanizması olduğu düşünülmektedir (Conrad, 2006;Hooper, 2010). “Şefkat yorgunluğu” terimi ilk olarak Joinson tarafından kullanılmıştır (Joinson, 1992). Şefkat yorgunluğu, polis memurlarını, sosyal destek hattı çalışanlarını, yardım kuruluşlarının çalışanlarını, hemşireleri ve travma geçirmiş kişilerle çalışan diğer ruh sağlığı profesyonellerini etkileyen bir durum olarak kabul edilmiştir (Joinson, 1992; Conrad, 2006). Empatik bir yaklaşımda travmanın içselleştirilme olasılığı yüksektir (Conrad, 2006). Araştırmacılar, kronik yorgunluk, sinirlilik, işe gitme konusunda isteksizlik ve korku, fiziksel rahatsızlıkların şiddetlenmesi ve yaşam sevincinin azalması gibi belirtileri, şefkat yorgunluğunun karakteristik davranış belirtileri olarak tanımlamıştır (November, 2010). Şefkat yorgunluğu yaşayan bireylerin, keder ve depresyon, uykusuzluk ve yüksek kaygı düzeyi ile ilişkili epizotları olabilmektedir. Bazı bireyler, psişik bir aşırı yüklenme nedeniyle olaylara yönelik objektif bakış açısını kaybedebilir, destek olmakla yükümlü oldukları kişilere karşı etkili bir destek sağlayamayabilirler. Şefkat yorgunluğu yaşayan kişiler ciddi durumlarda, çevre desteğinden kendilerini izole ederek derin bir depresyon süreci yaşayabilirler (Conrad, 2006). Şefkat yorgunluğunun fark edilmemesi, uyaranlara maruziyetin artmasıyla birlikte ilerleyen dönemlerde tükenmişliğe neden olabilmektedir.
Tükenmişlik kavramı, ilk kez 1961 yılında yayınlanan Greene’ nin “Bir Tükenmişlik Olayı (A Burnt-Out Case)” romanında psikolojik açıdan çöküntüye uğramış bir mimarın işinden ayrılıp Afrika ormanlarına kaçışından bahsetmesiyle gündeme gelen bir kavramdır. Romanda mimar, bitkinlik ve buna bağlı olarak yoğun öfke duyguları nedeniyle işiyle ilgili idealizmini kaybetmektedir (Tanrıverdi, 2018). Tükenmişlik kavramı bir sendrom olarak, 1974 yılında Freudenberger tarafından yazılan bir makale ile literatüre girmiş; tükenmişlik kavramı “mesleki bir tehlike”, “aşırı yüklenme, yıpranma, başarısız olma” sonucu güç ve enerji kaybı ve karşılanamayan istekler sonucunda kişinin içsel enerjisinde tükenme durumu olarak tanımlanmıştır (Arı, 2008). Maslach’a (1982) göre tükenmişlik, bir çeşit “insan işi” yapan bireylerde meydana gelebilecek duygusal tükenme, duyarsızlaşma ve kişisel başarının azalması sendromudur. Cherniss (1980) tükenmişliği, daha spesifik olarak insan ile doğrudan çalışan meslek mensuplarının coşku, heyecan ve işinde görev duygusunun kaybı olarak tanımlar. Bir diğer tanıma göre tükenmişlik, çalışma ortamında yaşanan stresin ortadan kaldırılmaması sonucu fiziksel sonuçlar da yaratabilen psikolojik bir sorundur (Arı, 2008). Literatürde stresin alarm- direniş ve tükenme olarak üç aşamasından söz edilmektedir.
- Alarm döneminde birey herhangi bir dış uyaranı stres yapıcı bir faktör olarak algılar. Bedensel ve ruhsal sınırlarının zorlandığını hisseden birey, bu uyarandan kaçarak ya da mücadele ederek yeniden eski uyum düzeyine dönmeye çalışır.
- Direniş evresinde fiziksel ve duygusal enerji harekete geçirilerek stres faktörünün olumsuz etkilerine karşı çıkılmaktadır. Sürecin sonunda sorunla başarılı bir şekilde başa çıkılmışsa “genel uyum düzeyi” ne dönülerek direniş aşaması sonlanır.
- Tükenme dönemi, uyaranın çok şiddetli olduğu ve bireyin olumsuz etkileri ortadan kaldıramadığı, aynı zamanda stres faktörüne uzun süre maruz kaldığı durumlarda ortaya çıkan bir durumdur (Arı, 2008).
Bir uğraş ya da mesleğin tükenmişliğe neden olma potansiyelinin öncelikle, bireylerarası ilişkiler açısından yoğunluk ve önemli ölçüde rol ya da iş stresi içermesine bağlı olduğu düşünülmektedir (Arı, 2008). Bireyde tükenmişlik belirtileri olarak değerlendirilen 100’ den fazla belirti olsa da temel olarak belirtiler duygusal, davranışsal ve bedensel olarak sınıflandırılabilmektedir.
- Duygusal belirtiler: Motivasyon eksikliği, kişisel güvende azalma, değersizlik hissi, aşırı şüphecilik, kaygı, huzursuzluk, kendini soyutlanmış hissetme, çabuk öfkelenme, tatminsizlik, konsantrasyon bozuklukları, çaresizlik, zihin karışıklığı ve düzensizlik, bilişsel becerilerde güçlükler yaşama.
- Davranışsal belirtiler: Ani tepkisellik ve eleştiriye aşırı duyarlılık, sinirlilik, sabırsızlık, kurallar konusunda katılık, alınganlık, işle ilgilenmek yerine başka şeylerle vakit geçirme, sürekli bir savunma ve suçlama hali, inkâr etme, rasyonelleştirme, çevre ile ilişkilerde bozulmalar
- Bedensel belirtiler: Kronik yorgunluk, enerji kaybı, uyku bozuklukları, nefes darlığı, mide problemleri.
Bu belirtiler tek başına düşünüldüğünde tükenmişlik dışında başka fiziksel veya ruhsal sorunları da düşündürebilecek niteliktedir. Fakat örgüt ortamında ve özellikle yapılan iş ile birlikte değerlendirildiğinde bu belirtileri, bireyde yaşanan bir tükenmenin işaretleri olarak düşünmek tükenme ile baş etmede atılacak ilk adım olacaktır. Bundan sonraki adım tükenmenin kaynakları ve bireyde tükenmeyi artıran unsurları ele almaktır.
Tükenmişlik ve şefkat yorgunluğu, çaresizlik, yalnızlık, kaygı ve depresyon duyguları yaratabilmeleri bakımından benzerlik göstermektedir (Conrad, 2006). Ancak iki kavram arasında önemli farklılıklar vardır. Tükenmişlik, daha önce kendini işine adamış bir profesyonelin, işteki stres ve zorlanmaya yanıt olarak işinden ayrıldığı bir “süreç” tir. Tükenmişlik aşırı ve uzun süreli iş stresi nedeniyle ortaya çıkar (Conrad, 2006; November, 2010). Şefkat yorgunluğu ise, çok az uyaranla bile aniden ortaya çıkabilir (November, 2010). Tükenmişliğin aksine, travmatik bir olaya tek bir maruziyetin sonucu olarak şefkat yorgunluğu meydana gelebilir. Yine de uzun dönemde şefkat yorgunluğu, tükenmişliğe zemin hazırlayan bir faktör olarak değerlendirilebilir. Olumlu tarafta, şefkat yorgunluğunda genellikle tükenmişlikten daha hızlı bir iyileşme oranı vardır (Conrad, 2006). Conrad (2006), şefkat memnuniyetinin tükenmişlik ve şefkat yorgunluğunun olumsuz etkilerini azaltabilecek bir faktör olabileceğini belirtmiştir.
Kaynaklar ve İleri Okumalar:
- Hooper, C., Craig, J., Janvrin, D. R., Wetsel, M. A., & Reimels, E. (2010). Compassion Satisfaction, Burnout, and Compassion Fatigue Among Emergency Nurses Compared With Nurses in Other Selected Inpatient Specialties. Journal of Emergency Nursing, 36(5), 420–427.doi:10.1016/j.jen.2009.11.027
- Joinson, C. (1992). Erişim Tarihi: 10.05.2020
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed?term=1570090&TransSchema=title&cmd=detailssearch
- Conrad, D., & Kellar-Guenther, Y. (2006). Compassion fatigue, burnout, and compassion satisfaction among Colorado child protection workers. Child Abuse & Neglect, 30(10), 1071–1080. doi:10.1016/j.chiabu.2006.03.009
- Maslach, C. (1982). Burnout—The cost of caring. Englewood Cliffs, NJ: Prentice-Hall.
- Arı, G. S. ve Bal, E. Ç. (2008). Tükenmişlik Kavramı: Birey ve Örgütler Açısından Önemi. Celal Bayar Üniversitesi İ. İ. B. F. Yönetim ve Ekonomi Dergisi, 15(1), 131-148
- Tanrıverdi, H., Koçaslan, G. ve Osmanoğlu Taştan, N. (2018). Psikolojik şiddet algısı, tükenmişlik sendromu ve işten ayrılma niyeti arasındaki ilişki: Banka çalışanları üzerinde bir araştırma. Yönetim ve Ekonomi, 25 (1), 113-131.

Ben Dilan OCAKLIK. Doğum yerim Diyarbakır, 2012’ den beri İstanbul’ da yaşıyorum. Acıbadem Üniversitesi Hemşirelik bölümünden 2016 yılında mezun oldum. 2018 yılında İstanbul Üniversitesi- Cerrahpaşa Ruh Sağlığı ve Psikiyatri Hemşireliği bölümünde yüksek lisans eğitimine başladım. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı Ve Sinir Hastalıkları Eğitim Ve Araştırma Hastanesi’ nde akut erkek psikiyatri servisinde çalışıyorum. Şubat 2020′ den itibaren Hipokampus Akademi’ de Ekibi Geliştirm ve İçerik Üretim Komisyonu’ nda çalışıyorum. Adli psikiyatri, feminist psikoloji, koruyucu ve geliştirici ruh sağlığı uygulamaları ve sanat psikoterapisi alanlarına ilgi duyuyorum. Aromaterapi ve Refleksoloji gibi tamamlayıcı uygulamalarla ilgileniyorum. Doğayı ve gezmeyi seviyorum, resim ve kemanla ilgileniyorum.
Şefkat yorgunluğundan bahsederken son kısımda iyileşme oranlarının, tükenmişliğe göre daha iyi olduğundan söz edilmiş. Benim aklıma ise şöyle bir soru geldi: “Şefkat yorgunluğu nasıl tedavi edilebilir?”
Bu kısmını ayrı bir yazı olarak bu yazıya atıf yaparak daha geniş ele alabiliriz belki.