Psikiyatri Hemşireliği Dergisi’nde 2011 yılında Nur Elçin Boyacıoğlu ve Leyla Küçük tarafından yayınlanan “Ergenlikte Mantık Dışı İnançlar Sınav Kaygısını Nasıl Etkiliyor?” konulu makalenin verilerine göre:
Ellis (1963), kuramsal görüşlerinin temelini oluşturan 11 mantık dışı inançtan birisi olan “bir şeyi tehlikeli ya da korkutucu olarak görürsen; zihnini bununla meşgul etmeli ve endişe duymalısın” biçimindeki inancın kaygıya yol açtığını belirtmiştir.
Öğrencilerin en sık karşılaştığı problemlerden olan sınav kaygısının oluşumunda da bu mantık dışı inanç, esas rolü oynar. Sınavın tehlike yaratan bir durum olarak düşünülmesi, zihnin sürekli sınav anı ve sınav sonrası olacaklarla (hayal kırıklığı gibi) meşgul edilmesi ve bu konuda endişe duyulması, sınav kaygısının yaşanmasına yol açar.
Sınav kaygısının oluşumunda etkili olan bir diğer mantık dışı inanç da, “her zaman başarılı olmalıyım ya da en azından bir ana alanda başarılı olmalıyım. Olamazsam, değersizin biriyim demektir”.
Sık karşılaşılan bu inanç, özellikle birçok öğrencinin katıldığı sınavlar gibi, yarışmacı ortamlarda yaygındır. Bu inanç, başarısızlık olasılığının yarattığı kaygıyla sıkı şekilde ilişkilidir. Bu inançta kaygının tek nedeni başarısızlık değildir; aynı zamanda başarısızlığın kişilerin tüm benliklerini değersiz yapacağından da kaynaklanır. İnsanın değerlendirmesi yapılırken; başarının çok önemli bir ölçüt olarak alınması, başarısızlığı beklerken yüksek ölçüde kaygıya ve başarısızlıkla karşılaşılınca da çökkünlüğe neden olur.
Birey, gerçekte birçok durumun yeni veya farklı seçeneklerini istediği zaman bulabilir. Bireyin kendini seçeneksiz hissetmesi, gerçekten de en son durumun bu olduğu anlamına gelmektedir. “Bu sınavı kazanmalıyım” şeklindeki bir ifade güzel, motive edici cümle gibi görünse de bunu içten söyleyen bir öğrenci için son derece stres yaratıcı bir durum olabilmektedir. Sonuç olarak, bir sınav kaygısı yaratılıp, bu kaygının etkisi ile sınava girildiğinde, sınavda beklenen başarının çok altında bir başarı ortaya çıkabilir. Bu çarpıtmada başka seçenek yoktur ve gelinen son nokta budur.
Bir değerlendirmenin herhangi bir adımında kişi kendini hazır hissetmiyorsa, yeteneğinden emin değilse, ya da en iyi olmak için performansının olmadığını hissederse, gergin endişeli, üzüntülü ya da depresyon duyguları yaşıyorsa, sınav kaygısı var demektir. Bir testte zayıf performans beklentisi olan kaygılı bir kişi, bilişsel yetenekleri hakkında şüphelidir, (testleri yapamayabilirim, kötü yapacağım), diğer kişilerle olumsuz karşılaştırmalar yapar (arkadaşlarımın tümü bu sınavda benden daha iyi yapabilirler) ve zayıf test performansının sonuçları hakkında olumsuz inançlar geliştirir (eğer arkadaşlarımdan bu testi daha kötü yaparsam, aptal olduğumu düşüneceğim). Bu düşünceler yalnızca bir sınav öncesi değil, aynı zamanda süreç boyunca devam eder.
Galassi, Freerson ve Sharer (1981), sınav kaygısının oluşumuna katkısı olan özellikleri ortaya koymak için yaptıkları araştırmada, sınav kaygı düzeyinin en çok (% 37) olumsuz düşüncelerden etkilendiğini saptamışlardır.
Scwarzer’e (1988) göre, sınav kaygısını yaşayanlar ile yaşamayan bireyler arasında doğal olarak farklar vardır. Kaygı düzeyi normal olan kişiler sınav durumlarını, başarılarının test edileceği bir fırsat olarak değerlendirirken, kaygısı normalin üzerinde olan bireyler, bu durumları bir tehdit olarak algılamaktadır. Bu kişiler sınavla ilgili durumlarda kendileriyle olumsuz bir iletişim içerisine girmekte, gerçek dışı ve karamsar bir düşünce tarzı seçmektedir. Sonuçta yaşanan başarısızlık sadece ders çalışma sürelerindeki yetersizliğe bağlı olmayıp, olumsuz düşüncelerin kendilerinde yarattığı başa çıkılmaz derecedeki kaygıya bağlı olarak da ortaya çıkmaktadır.
Yoğun sınav kaygısı yaşayan öğrencilerin, başarısızlık ve yetersizlik üzerine tasarlanmış, mantık dışı içsel konuşmaları vardır. Bunlardan bazıları; “Daldım”, “Kendimi veremiyorum”, “Okuduklarımı anlayamıyorum, aklımda kalmıyor”, “Ben başarısız olacağım”, “Sınıftaki herkes benden daha zeki”, “Kendimi yetersiz ve eksik görüyorum”, “Bu sınavda başarısız olursam not durumumu bir daha asla düzeltemem”, “Sınav sonunda her şey berbat olacak”, “Zaten beceriksizin biriyim” “Evdekilerin yüzüne nasıl bakarım?” gibi olumsuz içsel konuşmalardır. Bu tür olumsuz düşünceler çocuğun dikkatini toplamasını engelleyerek, sınav üzerine yoğunlaşmak yerine başka yönlere dikkat vermesini sağlar. Burada gereksiz bilişsel davranışlara yönelen kişi sınavlara çalışırken ve sınavlarda düşük verim gösterirler.
Ülkemizde genç nüfusun fazla olması ve son dönemde ülke eğitim sisteminde yaşanan değişiklikler, önceki yıllarda ağırlıklı olarak lise son sınıf öğrencilerinin yaşadığı stres ve kaygıyı, ilköğretim yaşlarına kaydırmaktadır.
Eğitimin sistematize edildiği bir ortam olarak okullar, ruh sağlığı çalışmalarında özellikli bir yere sahiptir. Koruyucu ruh sağlığı çalışmaları yapabilmek için yeterli donanım ve yaygınlığa sahip olan okul sistemi, çocuk ve ergenlerin ruhsal sorunlarını tanıma, anlama ve müdahale etmede eşsiz öneme sahiptir.
Amerika’da okullarda öğrencilerin ruh sağlığını geliştirmek için, okul tabanlı sağlık merkezleri kurulmuştur. Bu merkezler öncelikli olarak, adölesan (ergen) sağlığı, adölesan gebeliği ve adölesan ebeveynliği konuları ile ilgilenmek için kurulmuşlardır. Bu merkezlerin sayıları da yıllar içinde giderek artış göstermiştir. 1987 yılında, Amerika’da ilk ve ortaokullarda 150 merkez varken, 1990 yılında toplam 32 eyalette 178 merkezin varlığından söz edilmiştir. 1993 yılında 500’den fazla merkezin olduğu, bu oranın 1994 yılında 41 eyalette, 607’ye ulaştığı saptanmıştır. Ek olarak bu merkezlerin, %46’sının liselerde, %28’inin ilk, %16’sının orta düzeydeki okullarda ve %10’unun diğer okullarda kurulduğu belirtilmiştir.
Kaynakça ve İleri Okuma:
- Elçin Boyacıoğlu, N., & Küçük, L. Ergenlikte Mantık Dışı İnançlar Sınav Kaygısını Nasıl Etkiliyor?. Psikiyatri Hemşireliği Dergisi, 2(1), 40-45.
Psikiyatri hemşireliği yüksek lisans öğrencisi ve acil servis klinik hemşiresidir.
Toplum ruh sağlığı, varoluşçuluk, evrimsel psikoloji, felsefe, tiyatro, tarih ve teknoloji sever.
Ruh sağlığına yönelik çeşitli hizmetlerde gönüllü olarak görev alır.
Hayat yolcusu, insan yavrusudur.
E-posta: enestapli@gmail.com