Stigma, kelime anlamı olarak yara izi, leke, kişiyi işaretleyen bir utanç ve aşağılama işaretini ifade etmektedir. Diğer taraftan, stigma, bir kişi veya grup için utanılması gereken durumun varlığı veya normal dışılığı ya da herhangi bir özelliği ile diğer bireylerden farklılığı olan ve bu nedenle suçlayıcı, kurban edici yaklaşım ve tutuma maruz kalma durumunu yansıtır (2,3).
Genel anlamıyla damgalama, bir kişiye veya bir olaya karşı itibarını kaybettirici, gözden düşürücü, aşağılayıcı, hor görücü bir tavır veya negatif bir davranış sergilemektir (4,5,6,7)
Damgalama, pek çok durum veya olguda görülse de, ilk çağlardan bu yana damgalama ve ayrımcılığa maruz kalan kesim ruhsal bozukluğu olan bireylerdir (8). Toplumun ruhsal bozukluklara ilişkin tutumları, hastaları “tehlikeli” ve “ne zaman ne yapacağı bilinmez kişiler” olarak algılamalarıyla ilişkilidir. Stigma tüm ruhsal bozukluklarla ilgilidir; ancak bazı ciddi ruhsal bozuklukları deneyimleyen kişilerde olağan dışı davranışlar olduğundan daha fazla görülür (3,7,9).
Corrigan ve Lundin’in belirttiğine (10) göre damgalamayı tanımlamak için 4 terim kullanılır. Bunlar:
Stereotipiler: Bu kavram toplumların ortak görüşünü temsil eder. Ruhsal hastalığı olan kişilerin nasıl oldukları konusunda toplumun daha önce üzerinde hemfikir olduğu kavramdır. Hasta bir kişi denildiğinde, kişi öncelikle stereotipiler eşliğinde durumu algılar. Stereotipiler pozitif ve negatif şeklinde gruplanır. Birçok çalışmanın gösterdiği gibi toplumdaki ruhsal bozukluğu olan birey için oluşan stereotipi, “tehlikeli” ve “ne yapacağı belli olmayan birey” şeklindedir.
Önyargılar: Önyargılar, stereotipileri destekler ve ikisinin sonucunda farklı duygusal reaksiyonlar gelişebilir. Önyargılar sonucu hastalara karşı oluşan duygular genellikle öfke ve korku gibi negatif duygulardır.
Ayrımcılık: Değerlendirilen bir durum sonucu ortaya çıkan bilişsel ve duygusal yanıtlar olup, davranışa yansırlar. Ruhsal olarak hasta olan bir kişi için bu davranış, ayrımcılık ve dışlayıcı davranışlardır. Önyargılı davranışların sonucu veya bir bireyin negatif stereotipilere sahip olması sonucu da ortaya çıkabilir.
Tutum: Kişilerin yasama bakış açısı büyüdüğü çevredeki topluma uygun olarak şekillenir. Bu bakış açısı kişinin olaylar karşısında verdiği duygusal reaksiyonlarını da etkiler. Bu reaksiyonlar bazen pozitif bazen de negatif olur. Kişideki bu reaksiyonlar ve dünya görüşünün bütünleşmesi ile oluşan bakış açısına tutum denir. İnsanlar ruhsal bozukluğu olan bireylere yönelik genellikle negatif tutumlara sahiptirler.
______________________
Kaynaklar ve İleri Okuma:
1) Gül Ergün, (2005), Psikiyatri Servislerinde Çalışan Hemşirelerin Şizofreni Tanısı Almış Bireylere Bakış Açıları, Yüksek Lisans Tezi, Akdeniz Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Antalya
2) Gray, A.J. (2002). Stigma in psychiatry. Royal Society of Medicine, 95(2):72-79.
3) Taşkın, E. O. (2004 a). Stigma. Psikiyatri Psikoloji Psikofarmakoloji (3P) Dergisi, 12 (Ek 3): 5-13.
4) Boyd, M. A. (2002). Psychiatric Nursing, 2nd Edition, Philadelphia, Lippincott Williams& Wilkins, pp:10-11, 26-27.
5) Çilingiroglu, N., & Subası, N. (2003). Bir tıp fakültesi 1. sınıf ögrencilerinin psikiyatrik hastalarla ilgili bazı duygu ve düsünceleri.
6) Mechanic, D. (2002). Removing barriers to care among persons with psychiatric symptoms. Health Affairs, (21)3 :137-147.
7) Sayar, K. (2002). Her toplumun stigması farklıdır. Popüler Psikiyatri Dergisi, (9):18-23.
8) Taşkın, E. O. (2004 b). Sizofreniye yönelik tutumlar ve damgalama. Psikiyatri Psikoloji Psikofarmakoloji (3P) Dergisi, 12: (Ek- 3): 41-50.
9) Bostancı, N. (2000). Psikiyatri ve psikiyatri dışı kliniklerde çalışan hemşirelerin ruh sağlığı bozuk olan bireylere karşı tutum ve davranışlarının değerlendirilmesi, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Saglık Bilimleri Enstitüsü, İstanbul
10) Corrigan, P. , & Lundin, R. (2001). Don’t Call Me Nuts, 1st Edition, Illınois, Recovery Press, pp:328-234.
Psikiyatri hemşireliği yüksek lisans öğrencisi ve acil servis klinik hemşiresidir.
Toplum ruh sağlığı, varoluşçuluk, evrimsel psikoloji, felsefe, tiyatro, tarih ve teknoloji sever.
Ruh sağlığına yönelik çeşitli hizmetlerde gönüllü olarak görev alır.
Hayat yolcusu, insan yavrusudur.
E-posta: enestapli@gmail.com