Meral Demiralp ve Gamze Sarıkoç tarafından TAF Preventive Medicine Bulletin Dergisi’nde 2016 yılında yayınlanan Psikiyatrik acillerden biri: cinsel şiddet ya da saldırı gören birey ve yardım etme isimli makaleden alınan verilere göre:
Taciz Travma Sendromu (TTS), post travmatik stres bozukluğunun bilinen bir formudur ve rıza olmaksızın güç uygulanarak yapılan cinsel saldırı sonrası, mağdurun yaşadığı strese verdiği bir tepkidir.
TTS’den acı çeken birey (kadın ya da erkek), temel özellikler ve belirtiler açısından gözlenmelidir. Bunlar:
1. Hemen hemen herkes için ayırt edilebilir belirtileri anımsatan, strese neden olan önemli bir olay.
2. Travmanın yeniden tekrar tekrar yaşanması (flashback sendromu).
3. Mağdurun çevresiyle ilişkisinde azalma ya da çevreye yönelik aşırı tepkiler verme.
4. Tacizden önce gözlenmeyen, ancak tacizden sonraki bir ay içinde aşağıda sıralanan altı belirtiden ikisinin görülmesi:
• Olaya benzeyen ya da sembolize eden belirtilere verilen tepkilerde artma.
• Konsantrasyon güçlükleri ve hafıza problemleri,
• Aşırı uyarılmışlık,
• Uyku düzeninde bozulma,
• Travmayı anımsatan aktivitelerden kaçınmak,
• Taciz sonrası hayatta kalmaya ya da tacize maruz kalmış olmaya yönelik suçluluk duymak.
TTS; 2 fazdan oluşur. İlk faz akut fazdır, travmadan sonraki ilk zamanlardır. İkinci faz ise cinsel saldırıdan ya da teşebbüsünden sonra oluşan uzun dönem yeniden yapılanma sürecini içerir.
- Akut fazda travmatik olaya verilen anlık stres tepkileri çok yaygındır ve genel olarak ilk ay içinde azalma veya iyileşme gözlenir. Cinsel saldırıya maruz kalan kişiler kronik ağrı, jinekolojik problemler, cinsel yolla bulaşan hastalıklar gibi bireyin sağlığını tehdit eden durumlarla karşılaşırlar. Failin mağdura uyguladığı şiddetin yerine göre mağdurlar ağızda ve boğazda iritasyon, vajinal ağrı, idrar yaparken yanma, kaşıntı, rektal ağrı, kanama ve tüm vücutta yaygın ağrı ifade edebilirler. Yaşanan cinsel saldırı sonrasında mağdurlarda şok ve şaşkınlık gözlenir. Olayın tekrar yaşanacağı korkusu mağdurlarda yoğun görülür. Bu nedenle yaşam düzenlerinde hızlı bir değişiklik yapmak ya da farklı alanlara yerleşmek, telefon numaralarını değiştirmek isteyebilirler. Tecavüz sonrası mağdurlar değişken ve yoğun duygular yaşarlar. Utanç, öfke, kin, küçük düşme, aşağılanma duygularını yaşayan mağdurlar, yaşanan olay ile ilgili sıklıkla kendilerini sorumlu tutarlar ve suçlarlar.
- İkinci faz cinsel saldırı ya da teşebbüsten iki–üç hafta sonra gerçekleşir. Bu dönemde yaşanan travmayla ilgili zorlayıcı, durdurulamayan düşünceler, mağduru uykuda ya da gün içinde rahatsız ederek öfkeye, saldırgan davranışa ya da şiddet içerikli rüyalara, uykusuzluğa ve olayı zihinde tekrarlı yaşamaya neden olabilir. Bununla birlikte bu dönemde yoğun anksiyete, duygudurum değişiklikleri, ağlama nöbetleri, depresyon, korku ve fobiler, yeme bozuklukları gelişebilir.
Mağdurun ailesinin bu fazları bilmeleri olacaklara hazırlıklı olması ve bu süreçte daha az anksiyete yaşaması açısından önemlidir.
Travmatik olay bireyin yaşamı ve fiziksel bütünlüğünü, dünyadaki yeri ve kendisi hakkındaki değerlerini tehdit eder ve denetleme, bağlantı kurma, anlamlandırma, baş etme sistemlerini zedeler. Cinsel şiddet ya da saldırı olgularında, mağdurun bedensel ve ruhsal örselenme yaşadığını unutmamak gerekir. Mağdur, olayı anımsatan her türlü müdahale ya da girişime kapalıdır, şiddetli ya da panik seviyede kaygı yaşar, problem çözme ya da bilgi verme becerisine sahip olamayabilir.
Mağdurda, inkâr, sıklıkla olayın ağırlığına, bu yükü kaldıramamaya bağlı bir savunma olarak görülür. Bu durum mağdurun duygusuz olması ya da etkilenmemişliğiyle ilgili değildir. Kendini suçlama sık görülen diğer bir tutumdur çünkü olay mağdur için utandırıcı, alçaltıcı bir deneyimdir. Mağdurun çok duyarlı ve incinebilir bir dönemden geçtiği göz önünde tutulmalıdır. Öldürülme korkusu, öz saygısını yitirme, anksiyete, depresif belirtiler, dissosiasyon bulguları gösterebilen mağdurda kontrollü intiharlara kadar değişen tepkiler görülebilir.
Mağdurlar yaşam boyu acı çekmektedir. İnsanın birey oluşuna, tekliğine değer vermeyi, insan onuruna ve mahremiyetine saygıyı önemseyen bir eğitim şüphesiz çok önemlidir. Aksi takdirde ikinci bir travma yaşanabilmektedir. Yaşamda her an böylesine bir krizle karşılaşabilecek bireylerin acı veren bu yaşantılarında yalnız bırakılmamaları gerekmektedir. Mağdurun kendisine zarar verme eğilimini göz önüne alarak bunu azaltmak ya da önlemek açısından aile bireylerinin farkındalığını ve duyarlılığını artırılması gerekmektedir.
Kaynakça ve İleri Okuma:
- Demiralp, M., & Sarıkoç, G. (2016). Psikiyatrik acillerden biri: cinsel şiddet ya da saldırı gören birey ve yardım etme. TAF Preventive Medicine Bulletin, 15(4).
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Hemşirelik bölümü son sınıf öğrencisi.
Psikoloji, felsefe, bilime ve insanlara ilgisi var.
Araştırmayı, yazmayı ve geyiği seviyor.