Hayatımız boyunca sürekli olarak kullandığımız gücünü fark edemediğimiz kavramlardan biri de iletişim olabilir mi? Gelişen teknoloji ile hızlı bir yaşam düzeni oluşturuyoruz. Bu hızlı bilişim ve gelişim etkileşimlerimizi kısacası ilişkilerimizi de bu yönde etkiliyor olamaz mı?
İletişim; kurduğumuz ilişkilerde kendimizi ifade ettiğimiz, duygularımızı ve düşüncelerimizi anlattığımız ve bize sunulanları anlamlandırdığımız yaşamımızın bir parçasıdır. Hayata başladığımız ilk andan, doğduğumuz, var olduğumuz zamandan bu yana kullandığımız bir parçadır. İletişimin öğeleri; kaynak, mesaj, kanal ve alıcıdan oluşur. Etkileşimde bulunduğumuz süreç içerisinde bu öğelerden birinde sorun olduğunda sağlıklı bir iletişim gerçekleşmez. Kurduğumuz iletişim biçimi; sözlü iletişim konuşma ya da yazılı anlatım olabileceği gibi sözsüz iletişim beden dili, dokunma şeklinde de olabilir. Günlük hayatımızda bu biçimleri ne kadar etkili kullanıyoruz? Fiziksel mesafemiz ki pandemi sürecinde çok dikkat etmemiz ve korumamız gereken bu gibi özelliklerin hangilerine önem veriyor olabiliriz? Ses tonumuz, mimik ve jestlerimiz, beden duruşumuz, genel görünümümüz veya göz teması kurmamız hangisi önemli olmalıdır? Hepsi vazgeçilmez aslında çoğunu ise fark etmeden kullanıyoruz. Bir bebeğin annesinin ses tonunu bilmesi gibidir.
Doğan Cüceloğlu’nun da dediği gibi “ Sözsüz iletişim duyguları belirtir: Düşünceler sözlü iletişimle duygular sözsüz iletişimle en rahat ifade edilirler.”
Var olduğumuz günden bugüne gelişiyor ve öğreniyoruz. Ailemizden, çevremizden ilişkili olduğumuz her şeyden bir bilgi akışına sahibiz aslında. Bu bilgileri öğrenir ve davranışa dökeriz. İnsan sosyal bir varlıktır diyoruz kısacası ilişkilerimiz de anlaşmak, uzlaşmak ve ortak bir yolda kararlar alarak etkileşimlerde bulunuyoruz. İletişim sadece bir bilgi değil insanlar arası ilişkilerimizin mihenk taşıdır. Çünkü insan doğası gereği bunu yapmaktadır. Bu iletişimlerden biri de terapötik iletişimdir. Bunu bir terapist ve danışanın ilişkisinde, psikiyatri hemşiresi ve hastaları arasında görebileceğimiz gibi günlük yaşantımızdaki ilişkilerimiz de kullanabiliriz.
Terapötik, yani tedavi edici demektir. Terapötik iletişim kelime anlamı olarak düşünecek olursak “tedavi edici iletişim” bu iletişimin gücüdür. İlişkilerimiz de neden bu gücü kullanmayalım ki?
Terapötik iletişim teknikleri:
- Empati, karşımızdaki kişinin duygularını tanımak için kendi içimizde içselleştirip kabul etmektir.
- Etkin dinleme, karşımızdakini sadece dinlemek değil anlatılmak istenenleri tüm etkileşimleri ele alarak değerlendirmektir.
- Bilgilendirme, bir konu hakkında gerçek bilgileri sunmak ve aktarmaktır.
- Gözlemleri iletme, karşımızdakinin durumunu gözlemleyerek bu gözlemleri kişiye aktarıp konuşmayı başlatmak ve kendi duygularını ifade etmesini sağlamaktır.
- Konuşmayı cesaretlendirme, karşımızdaki kişiyi onu etkin dinleyeceğimizi ve istekli olduğumuzu göstererek onun kendisini anlatması için fırsat tanımaktır.
- Kabullenici davranma, karşımızdaki kişinin duygu ve düşüncelerini yargılamayacağımızı hissettirmektir.
- Açıklığa kavuşturma, karşımızdaki kişinin ifadelerinde anlattıkları arasındaki bağlantıları net bir şekilde anlamak için kullandığımız cümlelerdir.
- Soru sorma, karşımızdaki kişi hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlayan sorulardır.
- Duygulara yoğunlaşma, karşımızdaki kişinin duygularını ifade etmesi ve farkına varması için kullandığımız cümlelerdir.
- Özetleme, konuşulan konu sonunda genel olarak konuşulanlar hakkında bilgi vermektir.
Hayatımız da bu tekniklerin pek çoğunu farkında olmadan kullanıyoruz. Peki bu gücü farkında olarak kullanırsak hayatımızda ne gibi değişikliler olabilir? Bence sınırsız değişiklikler olur. Duygularımızı anlatabildiğimiz ve etkin dinleyebildiğimiz de ilişkilerimiz farklı bir boyutta gerçekleşecektir. Etkileşimlerimiz böylelikle güçlü ve zevkli, sohbetlerin tadı damağımız da kalarak devam ettirebileceğiz.
Var olan bu gücü kullanabiliriz.
“Bir insanı değerlendirmek için nelere sahip olmadığına değil, sahip olduklarıyla neler yaptığına bak.”
Doğan Cüceloğlu
Sevgi, saygı ve rahmetle anıyorum. Mekanınız cennet olsun hocamız…
Gönderinin Yazarı

Giresun Üniversitesi hemşirelik 4. sınıf öğrencisiyim.
Çevresel psikoloji ve sosyal psikolojiye oldukça meraklı birisiyim.
“Nefes almanın kıymetini bildiğinde ölmeyi anlamlı kılmışsın demektir.”
Yaşamın kıymetini anlamaya çalışan bir insan.
Sadece bunu okuyan bizleri değil, iletişim kurduğumuz herkesi etkileyecek bir köşe yazısı olmuş. Bu güzel yazı için hem teşekkür hem de tebrik ederim.
Çok teşekkür ederim, sohbetlerin tadı damağımız da devam ettirdiğimiz güzel günler olsun.
Hayatımızda iletişim ne kadar önemli.Farkında olmadan bir hareketimiz karşı taraf tarafından nasıl algılanmış bazen şaşırıp kalıyoruz.Konuşmak, duygularını ifade etmesine izin vermek,ön yargılı olmamak, etkili dinlediğimizi hissettirmek , duruşumuzla cesaretlendirmek vs hepsi iletişim unsuru aslında. Doğru iletişim =doğru anlaşılma=belki farklı bir hayat.Basit gözükse bile aslında hayatımızı ne çok etkiliyor.Aynı besin zincirinin halkaları gibi.Her biri birbirine bağlı. Bunları ne güzel de bizlere açıklamışsın ve Doğan hocamıza da yer vermiş olman ne büyük incelik yeni yazılarını heyecanla bekliyoruz emeğine sağlık balım
Ben teşekkür ederim çok güzel özetlemişsin. Çok mutlu oldum .