Doğal afetler, savaşlar, cinsel saldırılar, fiziksel ve psikolojik şiddet, ciddi kazalar, kronik hastalıklar ve salgınlar gibi zorlayıcı ve kişinin baş etme yeteneğinin üzerinde olaylar, ruhsal açıdan travmatik olaylar olarak değerlendirilmektedir. Bireyin günlük yaşam akışının dışında kalan, deneyimlerin çerçevesinde bilişsel şemaya oturmayan bu tür olaylar anlaşılması zor olaylardır ve bireyin psikososyal durumunu etkileyebilmektedir (Oflaz, 2008; Williamson, 2019). Birçok birey travma sonrası kısa dönemde stres semptomları yaşayabilir, ancak her zaman psikolojik tedaviye gereksinim duyulmayabilir. Az sayıda vakada travmaya maruz kalma, uyum bozukluğu, depresyon veya travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) olarak ortaya çıkabilen psikolojik hasara yol açabilir. Travmaya maruz kalan bireylerin bir kısmında uyum bozukluğu, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu gibi psikolojik sorunlar oluşabilmektedir (Williamson, 2019). TSSB gelişen bireylerin yaşam kalitesi önemli ölçüde azalmakta, semptomlar (belirtiler) başkalarıyla olan ilişkilerini, işteki performansları, uyku düzenleri ve günlük işlevlerini etkileyebilmektedir (Williamson, 2019). Özellikle savunmasız olan, travmaya maruziyetin uzun sürdüğü ve tekrarladığı, travma yaratan kişi, olay veya mekandan kaçmanın mümkün olmadığı durumlarda kişiler TSSB açısından daha fazla risklidir (NICE Guideline, 2018). Kronik ve gecikmiş biçimleriyle önemli bir psikososyal sorun oluşturan TSSB tedavi edilmediğinde, madde kötüye kullanımı ve bağımlılığı, yeme bozuklukları, kompulsif (takıntılı bir şekilde) kumar oynama, fobiler, suç davranışları, depresyon, bayılma nöbetleri, obsesif kompulsif (takıntı- zorlantı) bozukluk ve psikotik ataklar ile maskelenebilmektedir. Bu ruhsal sorunlar bireyin kişisel, sosyal, eğitimsel, mesleki veya diğer önemli faaliyet alanlarında olduğu kadar çevresinde bireyler üzerinde de olumsuz etkilere neden olacağından erken dönemde uygun ve yeterli bir biçimde ele alınması önemlidir (Oflaz, 2008; Williamson, 2019).
TSSB’ nin Belirtileri:
Travmaya neden olaylardan hemen sonra gelişen reaksiyonlar bireysel özelliklere göre farklılık gösterse de genel olarak “anormal durumlara verilen normal yanıtlar” olarak kabul gören ortak bazı reaksiyonlar yaşanmaktadır (Bremner, 1999). Ortaya çıkan ilk tepkiler bir hastalık belirtisi değildir, travmatik yaşantı sonrasında görülebilecek doğal reaksiyonlardır ve fizyolojik, bilişsel, duygusal ve davranışsal belirtiler olarak kategorize edilmektedir:
- Fizyolojik Belirtiler: Yorgunluk, bulantı, kusma, baş ağrısı, aşırı terleme, ince motor tremorlar (titreme), tikler, diş gıcırdatma, kas ağrıları, baş dönmesi
- Bilişsel Belirtiler: Hafıza kaybı, konsantrasyon güçlüğü/ dikkat dağınıklığı, objeleri isimlendirememe (anomia), dikkat süresinin kısalması, karar vermede güçlük, hesap yapamama, önemli sorunlar karşısında normal durumlarmış gibi davranma, konfüzyon (bilinç bulanıklığı)
- Emosyonel (Duygusal) Belirtiler: Anksiyete, sorunların üstesinden gelememe duygusu, yas, kurbanlarla/ mağdurlarla özdeşleşme, depresyon, kendine ve/ veya başkalarına zarar geleceği düşüncesi, irritabilite (uyaranlara karşı aşırı hassasiyet gösterme durumu), suçluluk hissetme
- Davranışsal belirtiler: Uyku bozuklukları, kolayca ağlama, madde kötüye kullanımı, ölüm ile ilgili uygunsuz espriler, yürüyüş ve hareketlerinde değişiklik, aşırı tedirginlik, ritüel haline getirilmiş davranışlar, olay yerinden uzaklaşamaya yönelik isteksizlik (Oflaz,2008).
Travma sonrasında gelişen travmanın tekrarlaması, aileden ayrılma, yeni bir yere yerleşme, barınma sorunları, işsizlik, sosyal çevrenin ve sunulan hizmetlerin kaybı gibi olumsuz yaşam olayları da travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) riskini artırmakta ve belirtilerinin direnç kazanmasına neden olmaktadır. Toplumsal destek hizmetlerinin yetersizliği, yaşanan felaketten bir biçimde kişinin sorumlu tutulması ve travmaya uğramış kişinin yaşadığı felaketten dolayı kendini suçlaması gibi inanç ve düşünceler de uyum sağlamayı zorlaştıran faktörlerdir (Oflaz, 2008). Travmaya uğramış bireyin travmaya reaksiyonu ve tedavi uyumu değerlendirilirken kültürel faktörlerin de göz önünde bulundurulması önemlidir (Aker, 2012).
Travma Yönetiminde İlkeler:
- Genel İlkeler: Travmaya maruz kalmış kişiye sorunlarının anlaşıldığını, paylaşıldığını ve yargılanmadığını hissettirmek, göz temasını kişinin rahat edeceği bir düzeyde kurmak, kişinin yüz ifadelerini ve duygusal dışavurumunu dikkate almak, çok sayıda açık uçlu soru sormak ve gerektiğinde kapalı uçlu sorularla konuya açıklık getirmesini istemek yararlıdır. İyi ve etkin bir şekilde dinleme, yaşadıklarını, hissettiklerini ve düşüncelerini anlatmasına imkân tanıma, anlamaya çalışma ve sorunlarını paylaşma, kaybettiği güven duygusunun yeniden kazandırılması ve sağlıklı bir ilişki kurulabilmesi için temeldir.
- Psikoeğitim: Travmaya maruz kalan bireyler ve aileleri için travmayla ilişkili belirtileri ve sorunlarına yönelik çözüm stratejilerini öğrenmek önemlidir. Bireyin yaşamış olduğu sorunları anladığımızı belirtmek, bunları anlatmak ve açıklamak kişiye anlaşıldığını ifade etmenin en etkili yollarından biridir. Belirtiler arasındaki neden-sonuç ilişkilerini açıklamak, kişinin belirtiyi ve yaşadıklarını tanıması açısından da önemlidir. Bu eğitim sırasında, kuramsal bilgiler kişinin kültürüne uygun bir şekilde kullanılarak aktarılmalı, travmadan etkilenenlere bir takım örnekler verilerek desteklenmelidir.
- Olağanlaştırma: Bireye, yaşadığı ruhsal sorunların “olağanüstü bir duruma verilen olağan uygun tepkiler” olduğunu, yalnızca kendisinin de diğer insanların da bu sorunları yaşayabileceğini açıklamak yararlıdır. Bu sorunların kendisinin zayıflığından veya eksikliğinden kaynaklanmadığı belirtilmelidir. Bu açıklama ile bireyin kendisine yönelik “delirdiği, iyileşemeyeceği, zayıf veya eksik” olduğu şeklindeki ön yargılarını değiştirme olanağı sağlanabilir.
- Başa Çıkma Yöntemleri: Bireyin işlevsel başa çıkma yöntemlerini öğrenmek ve desteklemek yararlı olabilir, bazı yöntemlerle ilgili rehberlik yapmak gerekebilir. Travma mağduru, yaşadığı sıkıntıyı azaltmak için ev işi yapmak, sevdiği bir şarkıyı mırıldanmak, dua etmek, bir takım işlerle uğraşmak, başkalarına yardımcı olmak, sorunları üzerine düşünüp bunları paylaşmak gibi son derece basit olmasına karşın işlevsel yollar geliştirebileceği gibi, evden ya da yaşadığı mekândan çıkmamak, alkol ya da madde kullanmak gibi işlevsel olmayan yöntemler de uygulayabilir.
- Sorun Çözmeye Yönelik Öneriler: Travmatik olaya bağlı olarak ortaya çıkan güçlüklerle, başa çıkabilmeleri için sorun çözmeye yönelik öneriler verilebilir. Gerçeğe dayanan bilgilere sahip olmak, bu bireylerin, yaşamlarını yeniden yapılandırmak için adım atmalarını kolaylaştıracaktır. Ancak bu işleri onlar için yapmamak, yalnızca izlenecek yol konusunda rehberlik edilmelidir.
- Toplumsal Paylaşımı Desteklemek: Kişiyi sorunlarını anlatmasına teşvik etmek, çok yakın olduğu kişilerle paylaşmasını önermek yararlıdır. Böylece yaşadığı acıyı, travmayı daha kolay kavraması ve sıkıntılarını belli bir miktar azaltması mümkün olabilecektir. Duyguların açığa çıkarılması, örneğin travmalar sonrası sık karşılaşılan suçluluk duyguları gibi, doğal ama hayatı kolaylaştırmayan duyguların değişmesini, olanların kişilerin kendi hataları olmadığını görmelerini sağlayabilir.
- Gün İçindeki Sıkıntının Azaltılmasına Yönelik Öneriler:
- Gevşeme: Kişiye majör kas gruplarını sistemli bir şekilde ve sırayla, örneğin ayaklardan başa doğru, kısa bir süre kasıp yavaş yavaş gevşetmesi önerilir. Gün içinde kullanılabileceği gibi uyumaya yakın gerginlik hisseden kişilerde de kullanılabilir.
- Nefes egzersizleri
- Olumlu düşünme/ telkin: Stres yaratan etkenlere maruz kalındığında “çaresizlik ve kontrol kaybı” içeren telkinler yerine “baş edebilirim, başarabilirim” şeklinde olumlu telkinlerle stresle baş etmeye yönelik motivasyon kazandırılabilir.
- Girişkenlik eğitimi: Kişiye düşünce, duygu ve isteklerini ifade edebilmesi yönünde destek olunur. Bunları nasıl yapabileceğine dair çeşitli uygulamalar yapılabilir.
- Düşünce durdurma: Kişinin aklına takılan rahatsız edici, sıkıntı verici düşüncelere karşı zihinsel bir sembolle, örneğin üzerinde dur yazan bir trafik işareti ya da kişinin kültürel durumuna uygun herhangi bir şeyle, düşünce durdurulmaya çalışılır.
- Korkulan Durumun veya Düşüncenin Üzerine Gitme: Korkulan duruma alıştırma egzersizleri, travmayı hatırlatan uyaranların (ev, oda, karanlık, yalnız kalmak, bazı sesler, kokular gibi) yarattığı anksiyete ve korkuyu azaltmayı amaçlar. Bunun için, aynı uyaranın üzerine yavaş yavaş gidilerek kişi korktuğu duruma alıştırılır.
- Etkinlikleri Belirleme: Kişinin amaca yönelik etkinliklerini yaşam standartlarına göre düzenlemek ve özgül bazı hedefler koymak işlevselliğini artırmak açısından yararlı olabileceği gibi, bu etkinlikleri desteklemek ve devamlılığını sağlamak “özgüven ve yeterlilik” hislerini geliştirebilmesi açısından da yararlı olacaktır.
- Genel Tıbbi Sağlığın Sürdürülmesi: Ruhsal sağlık ile bir bütünlük oluşturması nedeniyle fiziksel sağlığın korunması da önemlidir. Beslenme, uyku ve aktivite gibi fiziksel gereksinimlerin, yaşanan travma şartlarına göre yeniden gözden geçirilmesi ve düzenlenmesi önemlidir. Ancak öncelikli olarak temel yaşam gereksinimlerinin karşılanması ve güvenli ortam şartları sağlandıktan sonra kişinin yaşam koşulları, sosyokültürel yapı, maddi olanaklar göz önünde bulundurularak uygun beslenme, uyku ve düzenli aktivitenin yararları hakkında konuşmak doğru olur.
- Uyku Hijyenine Yönelik Düzenlemeler:
– Sabahları uyanınca yataktan çıkmak (Biraz daha dinlenmek amacıyla uyumaya devam etmek dinlendirici olmadığı gibi uyku ritmini de bozabilmektedir.)
– Her zaman aynı saatte kalkmak
– Düzenli egzersiz yapmak
– Akşam saatlerinde heyecan oluşturacak aktivitelerden kaçınmak
– Yatak odasında uygun şartlar sağlamak (ses, ışık ve ısı açısından)
– Çok aç ya da tok olmamak
– Kafeinli, alkollü, kolalı içeceklerden (çay, kahve) ve sigara kullanımından kaçınmak (Oflaz, 2008; Aker; 2012).
Kaynakça ve İleri Okumalar:
- Williamson, V., & Greenberg, N. (2019). Post‐Traumatic Stress Disorder: Diagnosis And Management. Trends in Urology & Men’s Health, 10(4), 14–16.doi:10.1002/tre.701
- Oflaz, F. (2008). Felaketlerin Psikolojik Etkileri ve Hemşirelik Uygulaması. C.Ü.Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi 2008, 12(3)
- National Institute for Health and Care Excellence (NICE). Post-Traumatic Stress Disorder. NICE Guideline (NG116). London: NICE, 2018.
- Bremner, JD. (1999). Acute and Chronic Responses to Psychological Trauma: Where Do We Go From Here?. A m J Psychiatry, 156 (3): 349 – 51.
- Aker T. (2012) Temel Sağlık Hizmetlerinde Ruhsal Travmaya Yaklaşım. (TREP) Türkiye Psikiyatri Derneği Ruhsal Travma ve Afet ÇB yayını, Ankara
Gönderinin Yazarı

Ben Dilan OCAKLIK. Doğum yerim Diyarbakır, 2012’ den beri İstanbul’ da yaşıyorum. Acıbadem Üniversitesi Hemşirelik bölümünden 2016 yılında mezun oldum. 2018 yılında İstanbul Üniversitesi- Cerrahpaşa Ruh Sağlığı ve Psikiyatri Hemşireliği bölümünde yüksek lisans eğitimine başladım. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı Ve Sinir Hastalıkları Eğitim Ve Araştırma Hastanesi’ nde akut erkek psikiyatri servisinde çalışıyorum. Şubat 2020′ den itibaren Hipokampus Akademi’ de Ekibi Geliştirm ve İçerik Üretim Komisyonu’ nda çalışıyorum. Adli psikiyatri, feminist psikoloji, koruyucu ve geliştirici ruh sağlığı uygulamaları ve sanat psikoterapisi alanlarına ilgi duyuyorum. Aromaterapi ve Refleksoloji gibi tamamlayıcı uygulamalarla ilgileniyorum. Doğayı ve gezmeyi seviyorum, resim ve kemanla ilgileniyorum.
Psikotravmayı, kişinin baş etme gücünü aşan durumlar olarak tanımlarsak; yaşamda ne kadar çok travmalar var aslında. Bu yüzden acıları yarıştırmak hoşuma gitmiyor. Basit dediklerimiz kimisinde travma oluşturabiliyor.