Cotard Sendromu bir diğer deyişle yaşayan ölü sendromu, kişinin kendisinin veya vücut parçalarının öldüğü sanrıları ile karakterize, ender rastlanan nöropsikiyatrik bir bozukluktur (Arıkan, 2020). Çoğunlukla orta yaş kadınlarda görülmekle birlikte ölümsüzlük hezeyanları, nihilistik hezeyanlar, derealizasyon ve depersonalizasyon, halüsinasyonlar, negativizm ve intihar düşünceleri ile karakterize bir tablodur (Koçer, 2014).
1880 yılında, Fransız nörolog Jules Cotard 43 yaşında, kendisinin bir beyne, damarlara ve iç organlara sahip olmadığını sadece deri ve kemikten oluştuğunu söyleyen bir kadın hasta ile karşılaşır. Aynı zamanda bu kadın hasta, yiyeceğe ihtiyacı olmayacağını yemek yemeden sonsuza kadar yaşayabileceğini söylemektedir. Bu durum nörolog Cotard’ın ilgisini çeker ve hasta “Madam X” şeklinde adlandırılır. Vaka ile çalışmalar yapan ve vakayı aydınlatan nörolog Jules Cotard sayesinde “Cotard Sendromu” şeklinde bilim dünyasında yerini almıştır. “Madam X” ise sendrom sonucunda yaşadığı sıkıntılar ve açlık sebebiyle yaşamını yitirmiştir (Erdem, 2019).
Cotard Sendromuna sahip kişiler ölü olduklarını düşünseler de intihar ya da otomutilasyon denilen organ kesme eğilimleri görülmektedir. Ağrı ve acı hissetmeyen bu kişiler vücudunun varlığını kabul etmediklerinden dolayı kendilerini değersiz hissetmektedirler (Ak, 2016). Cotard Sendromlu 100 vaka ile yapılan istatistiklere göre deneklerin %89’unda depresyon tespit edilmiştir. Bunun yanında en yaygın nihilist sanrılar bedenle (%89) ve varoluşla (%69) ilgiliydi. Deneklerde anksiyete ve suçluluk da yaygın olarak rapor edilmiştir (Berrios ve Luque, 1995).
Şizofreni veya başka nörolojik ve ruhsal problemi olanlarda Cotard Sendromunun görülme olasılığı artmaktadır. Gençlerde bipolar bozuklukla, yaşlılarda ise ciddi depresyon ve şizofreni ile bağlantısının olduğu düşünülmektedir (Ak, 2016). Yaşayan ölü sendromu belirtilerinin en başında olumsuzlama deliryumu gelmektedir. Kişi kendi varlığını inkâr ederek organlarının olmadığını söylemektedir.
Sendrom üç evreden oluşmaktadır. İlk evresinde kişi depresyon halinde ve panik durumundadır. İkinci evrede ise olumsuzlama deliryumu yoğun bir şekilde yaşanmaktadır. Olumsuzlama deliryumu yaşayan kişi dış dünya ile bağlantısını ve yetisini kaybeder. İleri aşamalarda ise olumsuzlama deliryumuna bağlı halüsinasyonlarla dış dünya hakkında yanlış izlenimler yaşamaktadır. Son evrede ise kronik depresyon ve sanrılarla karakterize bir durum almaktadır (Erdem,2019).
Ender görülen Cotard Sendromu hakkında çalışmalar sınırlı olmakla birlikte sendromun nedeni hala gizemli kalmaktadır. Yapılan çalışmalara göre 25 yaş altı Cotard Sendromlu kişilerde sendromun bipolar bozukluk ile ilişkili olduğu düşünülüyor. Bazı ilaçların yan etkisinin de bu sendroma sebep olacağı çalışmalar arasındadır. Başka bir görüşe göre ise Cotard Sendromuna beynin farklı yüzleri ayırt etme yeteneğiyle ilgili bölümünde ve bir yüzü fark ettiğimizde bu yüzü duygularla ilişkilendirmeyi sağlayan amigdaladaki sinir hücrelerinin yanlış ateşlenmesine sebep olmakta ve böylece kişiler çevrelerinden koparak derealizasyon yaşamaktadırlar. Bu sorunu yaşayan kişiler aynı zamanda kendi yüzlerini fark edememesi veya yüzleri ile duygular arasında bağlantı kuramamaları sonucunda Cotard Sendromu ortaya çıkmaktadır (Ak, 2016). Cotard Sendromunun nedenini ilk araştırmacılar bedensel benliğin bozukluğu olarak vurgulamışlardır. Daha yeni araştırmacılar ise sağ hemisferik işlevlerde bozulmaya bağlı algısal ve somatosensoriyel gerçek dışılık duygularına yol açtığını, bu şekli de akıl yürütme bozuklukları ve içselleştirilmiş bir atfetme tarzıyla birleştiğinde, normalde olmayan inançlara yol açtığı bulunmuştur. Bununla beraber nadiren bildirilen, anlaşılması güç olan bir vaka olmaya devam etmektedir (Dieguez, 2018).
Cotard Senromunun tam nedeni bilinemese de bazı bilim insanlarına göre nedeni sanrısal anlamda meydana gelen yanlış kişileştirme sorunudur. Yani kişinin diğer insanları kişisel olarak değerlendirme yetisinde bozulmalar meydana gelmektedir (Erdem 2019).
Cotard Sendromuna bağlı bazı vaka örnekleri
- Kendini ölü zanneden Cotard Sendromlu “Graham” isimli bir adamla yapılan röportaj sonucunda ilginç nörolojik durumla karşı karşıya kalınmaktadır. Graham ağır depresyondayken banyoda elektrikli aletle intihar etme girişiminde bulunmuştur. Uyandığında beyninin var olmadığını hissettiğini bildirmiştir. Beyninin öldüğünü düşünen Graham yemek yemenin, konuşmanın ve bir şey yapmanın gerekli olmadığını düşünüyordu. Mezarlıkta zaman geçiriyordu çünkü ölüme en yakın hissettiği an olarak tarif ediyordu. Zaman geçtikçe psikoterapi ve ilaç tedavisiyle birlikte Graham artık beyninin ölü olduğunu düşünmüyordu. Gündelik işlevselliği eskisine göre daha iyiydi (Thomson, 2013).
- 1996 yılında İskoçya’da genç bir adam motosiklet kazası geçirmiştir. İyileşme sürecinde öldüğüne inanmaya başlamıştır. Hastane sürecinden sonra annesi ile birlikte Güney Afrika’ya yerleşen genç adamın öldüğüne dair inançları pekişmiştir. Afrika’nın sıcak olmasından dolayı cehenneme düştüğüne dair düşünceleri ortaya çıkmıştır. Ayrıca annesinin hala İskoçya’da olduğuna onun yanında olan annesinin ruhu olduğunu sanıyordu (Hartley, 2016).
- 2008’de New York’ta orta yaşlı bir kadın cesetlerle birlikte olmak için ailesinden kendisini morga götürmesini istemiştir. Kadın sadece ölmediğini vücudunun da çürüdüğüne inanıyordu (Hartley, 2016).
- 2009 yılında Belçika’da yaşlı bir adam birkaç gün önce ölmesine rağmen neden kimsenin onu gömmeye gelmediğini söylemek üzere hastaneye gitmiştir. Doktorlar tarafından anksiyete, depresyon ve cotard sendromu tanısı almıştır. Uygulanan tedaviye yanıt vermiştir (Hartley, 2016).
- 2012 yılında Japonya’da bir adam öldüğüne dair şüpheleri ile hastaneye gidip doktorlar tarafından bu durumun kanıtlanıp kanıtlanamayacağını sormuştur. Doktorlar hastaneye yürüyerek gelen bir kişinin ölü olmayacağını söylediklerinde hasta bunun beyin jimnastiği olduğunu dile getirmiştir. Uygulanan tedaviye yanıt veren hasta bu seferde önceki hayatında ölü olduğuna inanmaya devam etmiştir (Hartley, 2016).
- 2019 yılında Türkiye’de Adıyaman’da yaşayan 19 yaşında erkek bir hasta, kendi kendine konuşma ve gülme, savaşta öldüğüne inanma, garip el-kol hareketleri ve konuşmalar, dini uğraşlarda artış, uykusuzluk ve suçluluk duyguları ile psikiyatri polikliniğine başvurmuştur. Hastanın ibadetleri sonrasında öldüğüne dair konuşmalarında artış olduğu ailesi tarafından söylenirken muayene sırasında da sürekli “Ben şehit oldum” dediği bildirilmiştir. Ayrıca bu mistik özelliği sebebiyle sürekli kıskanıldığını ve onu öldürmeye çalıştıklarını söylemiştir. DSM 5 kriterlerine göre hastaya şizofreni tanısı konulmuştur. Cotard hezeyanlarının da şizofreni hastalığının semptomu olduğu değerlendirilmiştir. Hastaya ilk önce ilaç tedavisi uygulanmıştır. Fakat hasta tedaviye yanıt vermeyince ek olarak 12 seanslık EKT (Elektrokonvülsif tedavi) uygulanmıştır. EKT sonrasında hezeyanların kaybolduğu ve vejetatif belirtilerin de normal sınırlara geldiği görülmüştür (Örüm ve Eğilmez, 2020).
Cotard Sendromunun tedavisinde günümüzde farmakolojik anlamda antipsikotik ve antidepresanlar kullanılmaktadır. Belirli psikolojik bozukluklarda etkili olan beyne şok veren Elektrokonvülsif tedavinin daha etkili olduğu bulunmuştur. Fakat EKT’nin etik açıdan sorunları olduğu için tedavi araştırmaları devam etmektedir (Erdem, 2019).
Cotard Sendromu nadir olarak görülen bir vaka olduğu için araştırmalar sınırlı ve merak uyandırıcı. Sadece nöroloji ve psikoloji açısından ilgi çekici değil. Yapay zekâ alanında çalışan robot bilimciler insan davranışını taklit eden ve karmaşık makineler yapmaya çalışmaktalar. Bu da şu soruyu akıllara getiriyor: Gerçek anlamda kendisinin farkında olan makineler olabilir mi? Ve bu şekilde ender rastlanan bir sendrom olan Cotard ‘ın gizemi bulunabilir mi? (Ak, 2016).
Kaynakça ve İleri Okumalar
1.Ak,Ö. (2016, Aralık). Cotard Sendromu- Var mıyım? Yok muyum? TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi, 589. Erişim adresi:https://bilimteknik.tubitak.gov.tr/makale/cotard-sendromu-var-miyim-yok-muyum
2.Arıkan, K. (2020, 2 Kasım). Ben Aslında Yokum: Cotard Sendromu. [Blog yazısı]. Erişim adresi: https://www.kemalarikan.com/ben-aslinda-yokum-cotard-sendromu.html
3.Berrios, G.E., &Luque, R. (1995). Cotard’s syndrome: analysis of cases. Acta Psychiatrica Scandinavica, 91(3), 185-188. https://doi.org/10.1111/j.1600-0447.1995.tb09764.x
4.Dieguez, S.(2018). Cotard syndrome. Neurologic-Psychiatric Syndromes in Focus-Part II, 42, 23-24. https://doi.org/10.1159/000475679
5.Erdem, C. (2019, 11 Kasım). İnsanları ölü olduklarına inandıran bozukluk: Cotard Sendromu [Blog yazısı]. Erişim adresi: https://www.bezelyedergi.net/post/i%CC%87nsanlar%C4%B1-%C3%B6l%C3%BC-olduklar%C4%B1na-i%CC%87nand%C4%B1ran-bozukluk-cotard-sendromu
6. Hartley, D.(2016, 30 Mayıs). Walking corpse syndrome: Dawn of the living dead [blog yazısı].Erişim adresi: https://www.psychologytoday.com/us/blog/machiavellians-gulling-the-rubes/201605/walking-corpse-syndrome-dawn-the-living-dead
7.Koçer, E. (2014). Panik atakla başlayan Cotard Sendromu. Konualp Tıp Dergisi, 6(1), 60-63.
8.Örüm MH, Eğilmez OB. (2020). Şizofreni Tanılı Bir Hastada Elektrokonvülsif Tedavi ve Paliperidon ile Başarılı Bir Şekilde Tedavi Edilen Cotard Sendromu: Bir Olgu Sunumu. Fırat Tıp Dergisi, 25 (2): 108-110.
9.Thomson,H. (2013, 23 Mayıs). Mindscapes: First İnterview with a Dead Man. [Blog yazısı]. Erişim adresi: https://www.newscientist.com/article/dn23583-mindscapes-first-interview-with-a-dead-man/
Video
Sanrılar/ Cotard Sendromu
https://www.youtube.com/watch?v=AZL01JxW4RM