Aslında gündemde olması gereken ama bir o kadar da gündemden uzak tutulmaya çalışılan bir konu olan sağlıkta şiddet hakkında yazımı sizlere sunacağım.
Şiddet Nedir, Türleri Nelerdir? yazımızda bahsedildiği üzere şiddet, kişilere düşmanlık ve öfke duygusunun yoğun bir şekilde saldırgan davranışlarla ortaya çıkmasıdır. Sağlıkta şiddet ise hasta ve hasta yakınlarından gelen, sağlık çalışanı için risk oluşturan; tehdit edici söz veya davranış, fiziksel veya cinsel saldırıdan oluşan durum olarak ele alınmaktadır.
Sağlıkta şiddetin nedenleri arasında; Türkiye’deki şiddet kültürü, hasta veya yakınlarına ait faktörler, sistemle ilgili sorunlar, sağlık çalışanlarına ilişkin faktörler sayılabilir.
Türkiye’deki şiddet kültürüne bakacak olursak bu yazının sonunun gelmeyeceğini düşünmekteyim bu yüzden bu konuya giriş yapmadan hasta ve hasta yakınlarına ait faktörlerden bahsetmek isterim.
Hemşirelik ve tıp fakültelerinde bizlere fizyoloji, patoloji, tedavi ve bakım gibi konuların yanında öğretilen en önemli konulardan biri de hasta ve çevresine psikososyal yaklaşımlardır. Hastalık hiçbir zaman arzu edilen bir durum olmadığında dolayı birey hasta olduğunda kaygı, endişe, üzüntü, panik gibi olumsuz duygular yaşayabilir ve bu süreçte bireyin ağrısı, organ ve uzuv kaybı gibi durumları da olabilir. Biz sağlık çalışanları hastanın acısını hafifletmek, acısına ortak olmak , durumuna ilişkin olumsuz haber vermek gibi durumlara ilişkin donanımla mezun olup meslek hayatlarımızda bu bilgileri hastalara karşı uygulamaktayız. Bu durumda birey ve yakınları bu olumsuz duyguları kontrol edemeyip onlar için çaba sarf eden sağlık çalışanlarına karşı saldırgan bir tutum gösterebilmektedirler.
Sistemle ilgili sorunlara bakacak olursak hemşirenin işi hastaya tedavi ve bakım yapmak ve hekimin işi de hastayı tedavi etmektir. Bu çerçevede meydana gelen sistemsel sıkıntılar bizim kontrolümüz dışında gelişmektedir.
Sağlık çalışanları yoğun iş yükü altında çalışmaktadır. Normal bir birey bile 24 saat uykusuz kalamıyorken bizler bazen 24 saat bazen ise 36 saat aktif bir şekilde çalışmaktayız. Bazı durumlarda, çalışan sayısının eksikliğinden ve hastanenin yoğunluğundan dolayı ayda 128 saate yakın ek mesai çalışmamız beklenmektedir. Klinikte 2-3 hemşire ile 20-30 hastaya, 2.basamak yoğun bakımda 6 hemşire ve 1 doktor ile 20 hastaya, 3. Basamak yoğun bakımda 5 hemşire ve 1 doktor ile 13 hastaya, 1 poliklinik doktorunun günlük 70-100 hastaya ve acil doktorunun ise olabildiğince hastaya bakması bekleniyor. Olumsuz çalışma koşulları ve izin ve tatil yapamama da bunların yanındadır (Farklı kurum ve kliniklerde bu durum değişkenlik gösterebilmektedir). Ama her ne sebep olursa olsun şiddet ne çözümdür ne de bir yoldur.
Bizler sadece hastayı iyileştirmek ve yaşatmak için çalışmaktayız. Ama son yıllarda görülen haberlerde hasta veya hasta yakınları tarafından şiddete uğrayıp öldürülmek biz sağlık çalışanlarında korku, endişe ve tükenmişliğe neden olmaktadır. Bizler ölmek değil, yaşatmak istiyoruz.
Buraya hepimizin televizyon ya da sosyal medyada en az bir kere denk gelip izlediği; Ankara Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesinde meydana gelen saldırıdaki sağlık personellerinin videosunu koymak istedim. Onlar ki kendilerini korumak için travma tahtaları ve bedenleriyle adeta savaştaymışçasına şiddet yaşadılar. Meslektaşlarım için derin üzüntü içerisindeyim, içerisindeyiz. Bundan sonrası içinde can güvenliğimiz var mı kuşkuluyum, kuşkuluyuz… Sizlerden ricam en azından bir kez de orada bulunan sağlık personeliymiş gibi empati yaparak videoyu izlemeniz.. Üzüntümü ve sesimi biraz olsun duyurabildiysem ne mutlu bana, teşekkürler.
Gönderinin Yazarı

Psikiyatri hemşireliği bölümünde yüksek lisans yapmaktadır. Devlet hastanesinde normal zamanda pediatri hemşiresidir fakat uzun zamandır aktif olarak pandemi bölümünde çalışmaktadır.
Hayvanları, doğayı ve çocukları çok sevmektedir. 2018 yılında yaygın anksiyete bozukluğu tanısı almış ve 2.5 sene sonra iyileşmiş birisidir. Yeni şeyler deneyip görmeyi seven ve insanlarda ‘hiperaktif bu galiba’ düşüncesini oluşturan enerjik bir bireydir.
İçerik Üretim Komisyonu üyesidir ve eski Hipokampus Akademi genel koordinatörüdür.
Hizmetini yaparken şiddete uğramamak için çabalayan başka bir meslek grubu var mı? Varsa da ben bilmiyorum.